Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Etiket:

kızımla

Kendinden olmayanı dışlamak, kaderimiz olmamalı!

Zeynep İşman 04/06/2020

Dünyaca ünlü ilişki ve çift terapisti Stan Tatkin, katıldığım bir eğitiminde, güvenli bağlanan ilişkileri anlatırken, “İnsan bencildir, çıkarcıdır. Önce kendi ihtiyaçlarını düşünür, kendi gibi düşünmeyeni sevmez” demişti. O yüzden ilişkilere yatırım yapmak için, bilinçli bir efor sarf etmek gerektiğinden bahsetmişti.

Hem fiziksel hem düşünsel olarak kendi gibi olmayanı dışlamak, insan beyninin bir savunma mekanizması. İlkel beynimizin bir oyunu bu bize. Kaç, savaş ya da don taktiği. “Bu sana benzemiyor, tehlikeli olabilir. Kaç kurtul ondan ya da yok et” diyor yani. Ancak elbette artık ormanda yaşamıyoruz ve elbette sadece sürüngen beynimiz değil bizi yöneten. İnsanı insan yapan, toplumsal hayat içinde var olmasını sağlayan onlarca yeteneğimiz, yüksek kapasitemiz ve değer sistemimiz var. Tüm mesele; var olan bu kaynağı nasıl kullanıp, zenginleştirdiğimizde.

Şu an Amerika’yı yangın yerine çeviren George Floyd olayı, yeni bir hikâye değil ne yazık ki. Dünyanın her yerinde, insan var olduğundan beri, aynı ırkçılık, aynı ötekileştirme, kendinden olmayanı yok sayma hikâyesi yaşanıyor. Sadece daha görünür oldu. Peki bu görünürlük, ilk olmayan bu hikâyenin son olmasını sağlar mı? Eski eşi tarafından, kızının gözü önünde öldürülen Emine Bulut’un görüntülerinin yayınlanması, kadına şiddeti sona erdirdi mi?

Kızım evde konuşulanları duyup, bana “Neden?” diye sorduğunda, verecek bir cevap dahi bulamadım. Çünkü hiçbir açıklama bunun nedeni olamaz! Ve sonra üzerine düşündüm; benim gibi yaşamayan, benim gibi düşünmeyen ya da benim gibi görünmeyenlere nasıl yaklaşıyorum? Mesafeli miyim? Tahammül edemiyor muyum? Her halimle yok mu sayıyorum? Yoksa anlamak, anlamasam da saygı duymak, dinlemek, görebilmek için çabalıyor muyum? Bu meselenin nedenini çok uzaklarda aramamalı. Tam da en yakın ilişkilerimde, evimin içinde, temas ettiğim küçük dünyamda başlıyor bütün mesele. Ve her halimle, tavrımla, ilişki kurma biçimimle, ilmek ilmek işliyorum çocuğumun zihnine de. O yüzden hep dediğim gibi sevgili anne-babalar; yine bize çok iş düşüyor!

Öneri: Gerçek bir olaydan uyarlama olan “When They See Us” dizisini gectigimiz aylarda izlemiştim. 1989’da yaşları 14-16 arasında değişen beş siyahi genç, aleyhlerinde tek bir delil bile yokken, Central Park’ta koşuya çıkan beyaz bir kadını darp edip ona tecavüz etmekle suçlanıyorlar. Gençler kamuoyu baskısı ile hiçbir delil yokken suçlu bulunup hapse atılıyorlar. Hatta o dönem is adamı olan Trump, gazetede ilan verip, bir an önce asılmalarını istemiş.

Yıllarca hapiste her tür işkence, tecavüz, dayak ve eziyet gören gençler, 2002’de esas suçlu itiraf edince serbest bırakılıyorlar. Adalet geç de olsa yerini buluyor ama çekilen acılar ve kayıp hayatların bedeli asla ödenmiyor. İzlemenizi tavsiye ederim.

İstanbul’da sosyal mesafe nasıl sağlanır?

1 Haziran itibariyle başlayan ‘yeni normal’ hayatımız, fazla mı ‘normal’ olmaya başladı acaba? Dün sokaklarda gördüğüm görüntüler beni tedirgin etti açıkçası. Örneğin restoran ve kafelere belli kurallar getirildi. Ancak bazı mekanlarda sosyal mesafeye dikkat edilirken, bazıları yine tıklım tıkıştı. Toplu taşıma araçlarındaki görüntüler de ne yazık ki korkutucu idi. Diyetisyenlerin 3 beyazı hayatımızdan çıkarmamız gerektiğini söylemeleri gibi, bilim kurulu uzmanları da, maske, el temizliği ve sosyal mesafe üçlüsünü hayatımıza sokmamız gerektiğini söylüyor. Peki, kilometrekareye 2 bin 987 kişinin düştüğü İstanbul’da, sosyal mesafe nasıl korunabilir? O toplu taşımaya binmeden işime nasıl gidebilirim? Ya da devlet okulunda okuyan çocuğumu, o sınıfa yollamayıp ne yapabilirim? Çocuğumu dışarı çıkardığımda, hangi parkta, bahçede sosyal mesafesini koruyabilirim? Kafamda cevabı olan ama karşılığı olmayan, deli sorular…

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri | Minimalizmin tam zamanı

Zeynep İşman 01/06/2020

Hayatımda hiç olmadığım kadar çok evimde vakit geçirdim. Tüm ailenin bir arada olduğu son aylarda, hepimiz için alan ihtiyacının ne kadar önemli olduğunu anladım. Eşyalar üstüme üstüme geldi bazı zamanlar. Hal böyle olunca, “evde nasıl daha çok yer açabilirim, nasıl daha çok sadeleşebilirim” diye düşünmeye başladım. Minimalizm/sadeleşme, sadece fazla eşyaları vermekle olmuyor. İhtiyaç olmadıkça, yerine yenisini koymamakla oluyor. Bu konuda kendimi zenginleştirmek için okuduğum kaynakları sizinle paylaşmak istiyorum. Eğer kalabalıklar size de ağır gelmeye başladıysa, eşyaların üstünüze üstünüze geldiğini ve nefes alacak alan bırakmadığını hissediyor ve bir yerlerde bir sorun var diyorsanız tavsiye ederim.

Minimalizm-Anlamlı Bir Yaşam: Kitap sadece eşya temizleyip, azaltarak sade/basit bir ev kurmayı değil, hayata nasıl daha anlamlı ve basit bir yerden bakılabileceğini anlatıyor.

Minimalist Ebeveynlik: Ebeveynliğin de sadeliği olur mu demeyin, olur!

Dijital Mini-malizm: Özellikle içinde yaşadığımız teknoloji çağında, kesinlikle okunması gereken bir kitap.

Ofise dönen ebeveynler için…

Haftalardır evden çalışan pek çok ebeveyn, bugün iş yerlerine dönüş yaptı. Sabah çoğu evde zorlu anlar yaşanmış olabilir. O nedenle bugün kendinize şefkat gösterin. Duygularınıza dikkat verin. Kaygı, endişe, üzüntü neler hissediyorsunuz.

Bunları fark etmek, ihtiyaçlarınızı anlamak, dile getirmek, size iyi gelen bir şeyler yapmak (bir dostla konuşmak, sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek, sıcak bir kahve içmek vs…), kontrol alanınızda olan ve olmayan şeyleri fark etmek işe yarayabilir. Bu hafta çocuklarda davranış değişiklikleri görülebilir. Ağlama krizleri, öfke nöbetleri, ‘senle uyuyacağım’ demeler olabilir. Bunları anlayışla karşılamak, davranışa değil, duygulara bakmak önemli. Ağlamalara izin verin. Üzüntüye izin verin.

Bu dönemi yumuşak geçirmek için, birbirinizi özlediğinizde yapacağınız ortak bir şey bulun. (Gözlerimi kapatıp, elimi kalbime götüreceğim ve seni düşüneceğim gibi) Yapabilirseniz gün içinde görüntülü görüşme yapın.

Geçişler kolay değil. Evlere kapanırken de çok zorlandık. Şimdi de zorlanabiliriz. Ama bunlar da sinir sistemlerimiz için bir gelişim fırsatı. Böyle bakabiliriz.
Ve tabii ki her şeyden önemlisi, yanında olup, dinleyerek, şefkatle, gerekirse birlikte üzülüp, birlikte gülerek, beraberce atlatabiliriz.

Hayranlık ve utanç bir arada…

ABD’nin Minneapolis kentinde polis tarafından elleri kelepçelenerek yere yatırılan bir siyahinin hayatını kaybetmesi ile başlayan protestolar ve ırkçılık karşıtı eylemler giderek büyüyor. Görüntüleri üzüntü ile seyrederken, bir taraftan da ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (Nasa) astronotları Doug Hurley ve Bob Behnken’in, Crew Dragon adlı uzay aracı ile tarihte bir ilk olarak uzaya fırlatılışını izledik.

Hayranlık ve utanç bir arada! Ne yazık ki, dünya giderek daha çok bireyci, içine kapanan, kendi gibi olmayanı dışlayan/ötekileştiren, bencil bir yer haline dönüşüyor.

Birlikte yaşamayı, farklılıklarımızla bir olmayı beceremedikçe, kaybedeceğiz. Ne hava kirliliği, ne Korona virüs, bizi bitirecek olan işte bu olacak!

Ne okusak?

Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin (TTM), İstanbul’da risk altındaki bölgelerde yaşayan çocukların COVİD-19 sürecinde haklarına erişiminin ortaya konması için, çocuklar ve bakım verenleriyle görüşmeler yaparak başlattığı projenin ön raporu yayınlandı. Sadece özeti okuyunca bile, virüsün mevcut eşitsizliği daha derinleştirdiğini, evinde interneti ve televizyonu olmadığı için aylardır başta eğitim olmak üzere pek çok hakkından mahrum yaşayan çocukların olduğunu görüyorsunuz. Araştırma Haziran sonunda tamamlanacak ancak özet raporu okumak isterseniz: http://www.tarlabasi.org/docs/Covid-19_Surecinde_Cocuklarin_Haklar%C4%B1na%20Erisimi_Raporu_Tarlabasi.pdf

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Yasaklar bitti, sorumluluk zamanı!

Zeynep İşman 31/05/2020

Yarın itibarıyla pek çok kısıtlama kalkıyor ve tedbirli hayat başlıyor. Aylardır hayatımız yasaklarla geçti. Şimdi yasaklara uymak yerine bireysel sorumluluğumuzu gösterme zamanı. Asıl mesele şimdi başlıyor yani! Sorumluluk kavramı, üzerine derinlemesine düşünmemiz gereken, ailede kazanılan ve toplumsal yaşamı etkileyen çok önemli bir olgu. Kendimize şu soruyu sorarak başlayabiliriz: Hayatımızda neleri sorumluluk, neleri mecburiyet olarak görüyoruz? Yaptığımız eylemleri, bu zamana kadar biri öyle mecbur kıldı, şart koştu diye mi yaptık? Yoksa başkalarına etkimizi de hesaba katarak, empati yaparak, bireysel sorumluluk mu aldık? İşte tüm bunlar çocuklarımızla bu süreçte tartışıp, konuşabileceğimiz, model olacağımız çok önemli meseleler. Gücün sürekli karşı tarafta olduğu ve sorgusuz kabullenildiği bir hayatı yaşamak kolay ama anlamsız. Oysa hayat, gücün paylaşıldığı ve sorumlulukların kimse bir şey demeden yerine getirildiği zaman anlamlı ve güzel olur.

Çocuklara sorumluluk kazandırmak için birkaç öneri:

Düzenli aile toplantıları yapın.

Bu toplantılarda herkesin sözü dinlensin, fikri değerlendirilsin. Kararlar ortak alınsın.

Sorumluluklar paylaşılırken, evde herkes hem fikir olsun. Ebeveyn öyle istedi diye değil, herkes hem fikir olduğu için yapılsın.

Küçüktür yapamaz yerine, çocuğun yaşına uygun, her tür sorumluluk tanımlansın.

Çocuk sorumluluğunu yerine getirmediğinde, sonuçlarına da maruz kalsın.

Odasının düzeninden sorumlu olmak iyi bir başlangıç olabilir.

Evcil hayvan varsa, bununla ilgili bir sorumluluk motive edici olabilir.

Evi ilgilendiren kararlarda etkisinin olması, motive eder.

Ebeveynlerin kendi sorumluluklarını yerine getirişleri de en önemli modeldir.

Ev dışındaki yaşamda da; sıra beklerken, sosyal mesafeyi korurken, trafikte kurallarına uyarak, sokak hayvanlarını düşünerek pek çok şekilde model olabiliriz.

Kreşler açılışa hazır mı?

1 Haziran itibarıyla, gündüz bakımevleri ve kreşler de açılıyor. Kamuda ve özelde çalışan pek çok ebeveyn iş yerlerine dönüş yapacağı için, eş zamanlı olarak kreşlerin açılması da mantıklı. Ancak bu süreçte nasıl bir hazırlık yapıldı, hangi tedbirler uygulanacak? Bu konuda net bir açıklama yapılmadığından, gerek ebeveynlerin, gerek eğitimcilerin kafası
çok karışık.

Gündüz bakımevleri ve kreşlere, temizlik konusunda nasıl bir standart getirildi?

Bunları kim denetleyecek?

Bu kadar küçük yaş grubu çocukların, mesafe ve temizliği nasıl yönetilecek?

Öğretmenler maskeli mi olacak?

Çocuklara duygusal olarak nasıl destek verilecek?

Açık alanı ya da bahçesi olmayan kreşler tüm gün ne yapacak?

Mimarisi uygun olmayan kurumlara yeni düzenleme getirilecek mi?

Sorulacak o kadar çok soru var ki… Ve tıpkı yıllardır Marmara Depremi sonrası yapılması gerekenlerin, her yıl dönümünde sürekli hatırlatılıp yapılmaması gibi, bu standartların da yerine getirilmeme ihtimali çok korkutuyor!

Alerjik çocuklar için COVID kitapçığı hazırlandı

Sabancı Vakfı’nın desteklediği Alerji ile Yaşam Derneği, COVID-19 hakkında önemli bilgileri ve bu süreçte özellikle alerjik çocuklar için hayati risk oluşturabilecek durumlarla ilgili olarak ebeveynlerin dikkat etmesi gerekenleri ele alan bir bilgilendirme kitapçığı hazırladı. Alerjik çocukların ebeveynlerini ve çocukların bakımından sorumlu olan tüm yetişkinleri bilgilendirmek üzere hazırlanan kitapçık astım, alerjik rinit, atopik dermatit ve besin alerjisi olan çocuklarda dikkat edilmesi gerekenlere değiniyor. Alerji ile Yaşam Derneği ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Alerji ve İmmünoloji Bilim Dalı iş birliği ile hazırlanan dijital kitapçıkta yeni tip korona virüs hakkında temel bilgilere ek olarak, çocukların risk grubunda olup olmadığı, astım, alerjik rinit, atopik dermatit ve besin alerjisi olan çocukların COVID-19 semptomları göstermeleri durumunda dikkat edilecekler ve immün yetmezlik hastalarının uyması gereken adımlar detaylı bir şekilde açıklanıyor.

COVID-19 bilgilendirme kitapçığına https://alerjiakademisi.alerjidernegi.org.tr/egitim-materyallerimiz/ adresi üzerinden ücretsiz ulaşılabiliyor.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

1 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri | Online dadı

Zeynep İşman 30/05/2020

Koronavirüs salgını sürecinde ebeveynler en çok çocukların bakımı konusunda zorlandı. Popüler görüntülü konuşma platformları, işte bu süreçte çalışan anne-babaların imdadına hızır gibi yetişti.

Pandemi sürecinde, küçük çocuğu olan, evden çalışan ve yatılı bakıcısı olmayan ebeveynler, hem işlerini bitirmek, hem çocuklarıyla ilgilenmek hem de kendine ve ev işlerine vakit ayırmak konusunda çok zorlandı. Forbes ve Washington Post raporlarına göre, ebeveynlerin işine ve kendilerine odaklanabilmesi için Facetime ve Zoom oturumları düzenleyen bakıcı talebi, son iki ayda yüzde 700 artış gösterdi. Türkiye’de de durum farklı değil.

Önümüzdeki günlerde uzaktan çalışma modellerinin hayatımızda daha çok yer alacağı kesin. Online çocuk bakıcıları, göz teması kurup, çocuklarla evin içinde koşturup, terledikleri için üstlerini değiştiremez ama ekran karşısında çocukları eğlendirerek, ebeveynlere biraz zaman kazandırıp, kısa bir mola vermelerini sağlayabilirler.

‘Destek vermiş oluyoruz’

Oyun abisi/ablası konusunda hizmet veren girişimci annelerden Esra Ulusoy, evden çalışan ebeveynler için hizmet modellerini online ortama taşıdıklarını ve mayıs ayındaki iş hacimlerinin Mart ayına kıyasla 5 kat civarı artış gösterdiğini söylüyor.

“5 -12 yaş arası çocuğu olan ailelere Türkiye’nin en seçkin üniversitelerinde öğrenci olan oyun abi / ablalarımızla kaliteli ve güvenilir online Babysitting hizmeti veriyoruz. Ailelerle yaptığımız ön görüşmelerde önce ihtiyacı anlıyoruz, minik arkadaşlarımızın ilgi alanlarını öğreniyoruz, sonra buna göre özel programlar oluşturuyoruz. 40 dakikalık online seanslarda eğitici oyunlar ve keyifli aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Eğer istenirse tüm programı İngilizce, Almanca, İspanyolca, Rusça veya Fransızca olmak üzere 5 farklı dilde hazırlayarak erken yaşta dil gelişimine katkıda bulunuyoruz. Bununla beraber hizmetlerimizi başarılı üniversite öğrencileri aracılığıyla verdiğimiz için hem çocuklarımızın iyi rol model abi /ablalarla etkileşim içinde olmasını sağlıyor, hem de üniversite öğrencilerimizin eğitim masraflarına katkıda bulunuyoruz.”

‘Özellikle istiyoruz’

Çocuklar ve ebeveynler kolay uyum sağladı mı?

Ebeveynlerde ‘Çocuğum acaba ilgi gösterir mi’ sorusu olabiliyor. Ancak ilk seansta ekran başında durmakta zorlanan pek çok çocuğumuzun birkaç seans sonunda oyun abi / ablasıyla görüşmeyi sonlandırmak istemediğine şahit oluyoruz. Buna ek olarak seansı kontrol etme ve sürece müdahil olmayla ilgili talepler olabiliyor. Ebeveynlerin seansı izlemelerini biz özellikle istiyoruz, fakat müdahale etmemelerini rica ediyoruz. Ayrıca çocukların odağının oyun abi / ablasında olması açısından çocuklarla aynı odada olmamalarını istiyoruz. Online babysitting’i ilk defa deneyimleyen ebeveynlerde kontrol veya müdahale etme isteği yüksek olabiliyor. Bunu çok doğal karşılamakla birlikte, birkaç seans geçirdikten sonra bu ihtiyacın otomatikman ortadan kalktığını görüyoruz.

Şu anda en çok hangi konularda talep geliyor?

5-12 yaş arası çocuklu ailelerden özellikle İngilizce dil gelişimine katkı sağlamak için oyun abi / ablası talepleri alıyoruz. İngilizceden sonra en çok İspanyolca talep ediliyor. Belirli bir seansı tamamlandıktan sonra sadece çocuğun sevdiği aktiviteleri online ortamda yapmak ve sosyalleşme talebiyle gelen ebeveynlerimiz de oluyor.

‘Küçük yaştaki çocuklar ekrana zor odaklanıyor’

5-15 yaş arası çocuklara İngilizce konusunda online destek veren firmanın kurucusu olan Sevil Delin; bu dönemde aile büyüklerinden ve diğer geniş aile bireylerinden destek almanın, hem sağlık açısından hem de pratik olarak pek uygun ve olanaklı olmadığını, yardımsız kalan ya da tek ebeveynli aileler için tek çarenin online destek olduğunu söylüyor.

“İki yıldır evlerde verdiğimiz İngilizce oyun ablası hizmetini mart ayından itibaren online platforma taşıdık. Online platformlar üzerinden 30 veya 60 dakikalık seanslarımız oluyor. Servisimiz 5-15 yaş arası çocuklar için uygun. Daha küçük olanlar ekrana zor odaklanıyorlar. Bu da ebeveynlere destekten çok köstek oluyor. Eskiden 2-5 yaş arası çocuklara sıfırdan oyun oynayarak, ‘ozmosis’ (diğer tabiriyle ‘immersion’) ile İngilizce öğretebiliyorduk. Bu aslında her anne ve babanın kendi çocuğuna konuşmayı öğretirken yaptığı şey. Ama bunu online yapmak imkansız. O yaş grubu temas arıyor, sarılmak istiyor, dokunarak öğreniyor. ‘This is a pencil’ derken kalemi tutması, koklaması gerekiyor. O yüzden bu dönem daha büyük çocuklara odaklandık.”

Ebeveynler bu süreçte hangi alanlarda yardıma ihtiyaç duyuyor?

Bir ebeveyn Zoom’da bir toplantıdayken ya da ev işleriyle ilgilenirken, tek çocuklar çok yalnız kalabiliyor. Bu nedenle çocuğun çalışanlarımızla geçirdiği zaman hem eğlenceli hem yararlı oluyor. İsterlerse ödev desteği veriyoruz. Her anne-baba İngilizce bilmeyebilir, bu şekilde de destek oluyoruz. Mart ortasından Eylül’e kadar nerdeyse altı ayı bulmuş olacak. Bu dönemde çocuklar destek almazlarsa öğrendikleri İngilizce’yi unutabilirler. Bilgilerini canlı, diri tutmak ve pekiştirmek önemli.

Online hayatın avantajları oldu mu?

Online hayat aslında bazı şeyleri kolaylaştırdı. Eskiden çocuklarla en az bir saat zaman geçirme şartımız vardı. Bu hizmetimizi de İstanbul’un sadece belirli semtleri için sunabiliyorduk. Artık Türkiye’nin her yerinde yaşayan ailelere yardımcı olabiliyoruz. Ayrıca aileler tatil için yazlıklarına gidince de devam edebiliriz. Şimdi daha geniş bir kitleye ulaşabili-yoruz. Bir anlamda online dünya daha “demok-ratik” oldu.

Yurt dışında online İngilizce dersleri veren şirketler var. Ama bizim avantajımız hem ücretlerimizin Türk Lirası olması, hem de çalışanlarımızın Türkiye’de yaşaması ve kültürü bilmesi. Bu yüzden çocuklarla daha kolay iletişim kurabiliyorlar.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

1 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri | Ebeveynlerin etkinlik kotası doldu

Zeynep İşman 29/05/2020

Çocuklarla evde dolu dolu 2.5 ayı geride bıraktığımız şu günlerde, hemen her ebeveynin etkinlik kotası dolmuş durumda. İlk günler ilgiyle takip edilen etkinlik paylaşımları, her an eğitici etkinlik yapma çabaları yerini “bana bulaşmasın da, canı ne isterse yapsın” haline bırakmış durumda.

Haksız da sayılmazlar. Evin içinde her anı “kaliteli” değerlendirme çabası oldukça yorucu. O nedenle, sürecin en başından beri söylediğim şeyi tekrarlamak istiyorum. Ebeveynlik, planladıklarımızdan ve yapılandırılmış anlardan öte, herhangi bir an, hayatın gündelik akışında, olaylara bakışımız, onları yaşayışımız ve davranışlarımızın bütünüdür. Ömür boyu süren bir yolculuktur. O nedenle, evde çocuklarla her an kaç tane kaliteli etkinlik yapabilirim stresinden kurtulup, tüm bir günümüzü, olumlu/olumsuz duygularımızı, sohbetimizi, ev işlerini, hayallerimizi paylaşabilir, çocukları hayatımıza katabiliriz. Bu ilişkimize yapacağımız en güzel yatırım olur.

Çocukların derslere ilgisi azaldı

Öte taraftan, çocukların da derslere ilgisi azaldı. Ödev yapma süreleri uzadı, online derslerde odalar arası gezinme arttı. Her çocukta seyri farklı olsa da, durumlar benzer ve bu da çok normal. Böylesi zor bir süreçte, uzun süreli motivasyonu korumak hepimiz için güç iken, çocuklar da yoruldu. Kızmak, zorlamak, baskı yapmak ya da tehdit etmek gibi yöntemler hiçbir işe yaramayacağı gibi, süreci daha da zora sokar. Ben bu durumu çocuklarla konuşmak gerektiğini düşünüyorum. Neler oluyor, neden dersleri takip etmekte zorlanıyor, neye ihtiyacı var gibi konuları samimiyetle konuşabiliriz. Benzer şeyler yaşadığımızı anlatabiliriz. Ebeveyn ve çocuk olarak, karşı karşıya gelerek değil, el ele ve omuz omuza vererek bu günleri aşacağız.

Şeffaf maske bizi kurtarır mı?

Geçenlerde maske kullanımı ve empati arasındaki ilişkiye dair yazdığım yazıdan sonra, bir takipçimin paylaştığı şeffaf maskeleri gördüm. Bu maskeleri bir üniversite öğrencisi, işitme engelliler için tasarlamış ve dünyanın her yerinden oldukça da çok talep görmüş. Ağız hareketleriniz ve yüz ifadeniz karşı taraftan görülebiliyor. Mimiklerimizle duygularımızı karşı tarafa aktarmak ve empati kurabilmek açısından da bizi kurtarır mı bu maskeler, ne dersiniz?

Plastik poşet kullanımına cevap geldi

Geçenlerde “Marketlerde plastik poşetlemeye başka çare bulunsun!” başlıklı yazım üzerine PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, oldukça detaylı bir cevap gönderdi. Kendisine hassasiyeti için teşekkür ediyorum ve açıklamasının bir kısmını buraya koyuyorum:

“Yazınızda bahsettiğiniz gibi tek kullanımlık eldivenlerin, maskelerin, çatal, bıçakların çevreye saçılması elbette ki kabul edilemez. Bu tür ilkel davranışların engellenmesi noktasında hepimiz sorumluluk sahibiyiz. Toplumdaki bilinçsiz tüketimi eğitim ile engellememiz gerekiyor. Daha çok geri dönüşüm demeliyiz. “Tek kullanımlık ürünler çevreye atılıyor yasaklayalım” anlayışı kolaycı bir yaklaşımdır. Çözüm geri dönüşümün önemini kavrayan eğitimli bir toplum yaratmaktır. Sorgulamamız gereken; Atık Yönetim Sistemimiz yeterli mi? Çevre kirliliğini önlemek için ne tür yaptırımlara sahibiz? Geri Dönüşüm noktasında gerekli adımlar atılıyor mu? Atıkların kaynağında ayrıştırılması, evsel atıklardan ayrı olarak toplanması ve geri dönüştürülmesi yerine vahşi depolama alanlarına gömülmesini kabul edemeyiz. Yerel yönetimlerin sorumluluklarını yerine getirmelerini bekliyoruz. Cam, metal, kâğıt ya da plastik hangi malzeme olursa olsun döngüsel ekonomi içerisinde üretimden tüketime ve geri dönüşüme kadar tüm süreçlerde çevreye etkisini hesaplayarak tercihler yapmak zorundayız. İklim değişikliği bugün Dünya’nın geleceğini tehdit eden en büyük sorun ve plastik ambalajların yerine konulacak alternatiflerin karbon emisyonuna etkisini hesaba katmamız elzemdir. Plastikler döngüsel ekonomi açısından değerlendirildiğinde en çevreci malzeme olarak öne çıkıyor. Plastikleri birçok defalar ve diğer malzemelere göre daha az enerji harcayarak geri dönüştürmek mümkün…

8 adet geri dönüştürülmüş plastik şişeden 1 forma elde edilir.

2.5 litrelik bir plastik şişenin geri kazandırılması durumunda 6 saatlik 60 vatlık elektrik enerjisini tasarruf edilebilir.

35 adet 2.5 litrelik kullanılmış PET şişesinden bir uyku tulumu yapılabilir.

Özetle: ‘Plastiklerin doğada yeri yok, hayatımızda yeri çok’ diyoruz. Çocuklarımızı da bu bilinçle yetiştirdiğimiz sürece ülkemiz ve Dünya’mızın geleceği için en doğru adımları atacağımız inancındayız.”

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri | Gençler, “Kadının Görünmezliğine Nokta Koy” diyecek

Zeynep İşman 28/05/2020

Duyarlı, sosyal sorumlu, rahatını bozmaya gönüllü g ençlerin çabalarına yer vermeyi boynumun borcu olarak görüyorum. Açı Okulları’ndan 18 liseli genç bu hafta Instagram üzerinden yapacakları “Kadının Görünmezliğine Nokta Koy Zirvesi” ile pandemi sonrası kadınların günlük yaşamının her zamankinden daha zorlaşmasına ve kadına yönelik şiddetin artmasına dikkat çekmek istiyor.

Yaşları 15-18 arasında değişen Açı Lisesi gençleri bakın ne diyor: “Görüp de bir şey yapamadığımız şiddet olaylarından çok rahatsız olup, bir fark yaratmak için yola çıktık. Yetişkinlerin yapamadığını yapıyoruz: Şiddete Nokta Koy projesi ile okulları dolaşıyor, milenyum kuşağının yapabileceklerini anlatıyoruz. Bugüne kadar 4 binden fazla öğrenciye ulaştık, projemize eğitim verdiğimiz gönüllüleri de katarak onların da farklı okullara gitmesini sağladık, her geçen gün piramidimizi büyütüyoruz.

Yılda bir yaptığımız NOKTA KOY ZİRVESİ ile her yıl bir kadın sorununa nokta koymayı amaçlıyoruz. Bu yıl pandemiden dolayı 28-31 Mayıs tarihleri arasında, her gün saat 17.00-18.00 arasında @siddetenoktakoy instagram sayfasında olacak.” Zirvede, 2008 yılında Türkiye Oto Drag Yarışlarında Türkiye’nin ilk ve tek kadın şampiyonu olan Sıdıka Başkara, Türkiye’nin ilk ve tek kadın stand-up grubu olan Çok da Fifi’nin kurucularından Hande Yögen, Nepal’deki Mera Peak’a tırmanan ilk Türk kadını Berrin Yıldızoğlu, Çocuk Evlilikleri ile Mücadele Ödülü sahibi The Nada Foundation’ın kurucusu, aktivist Nada Al-Ahdal, Fazıl Say tarafından “dâhi’’ olarak adlandırılan, çeşitli uluslararası tanınmış orkestraların genç orkestra şefi Nil Venditti, Forbes dergisi tarafından son yılların en başarılı 50 kadın liderinden biri seçilen başarılı CEO Esen Tümer, ‘Yapabilirsin’ kitabıyla ünlü gazeteci-sunucu Tuluhan Tekelioğlu, dünyaca ünlü Türk neyzen, besteci, yapımcı ve DJ Mercan Dede, haber spikeri ve kadın hakları savunucusu Ece Üner gibi pek çok isim de deneyimlerini paylaşacak. Bu çabaya kulak verelim ve destek olalım!

Tekrar bize bağlanan çocuklarımızla nasıl ayrışacağız?

Çocuklar büyürken, sağlıklı bir bağlanma kadar önemli olan bir şey de, sağlıklı bir ayrışmadır. Tamı tamına 75 gündür 7×24 bir arada olduğumuz çocuklarla, vantuz gibi yapıştık birbirimize. Tam da ne güzel tatlı tatlı ayrışmaya başladık derken, tekrar kucaktan inmemeye, birlikte uyumak istemeye, çizgi filmleri birlikte izlemeye, tuvalette bile yan yana olmak istemeye başladılar. Pek çok evde benzer süreçler yaşanıyor. O nedenle rahat olun. Bu çok normal. Haftalardır arkadaşlarından ve diğer herkesten uzaktalar. Nedenlerini anlatsak da, evde bu kadar uzun bir süre kapalı olmayı anlamlandırmaları zor. O nedenle elbette bize tutunacaklar. Emin olun, hayat normale dönmeye başladıkça, bizden daha kolay bir şekilde yeniden uyumlanacaklar. Yeter ki bu süreçte, anlayışımızı, şefkatimizi, sakinliğimizi koruyalım. Sağlıklı geçişlere izin vermek için bu şart.

Okullarla ilgili planlar bir an önce açıklanmalı

Bazı Avrupa ülkeleri, kademeli olarak okullarını açmaya başladı. Okullarda uygulanan farklı tedbirleri görüyoruz. Filipinler Devlet Başkanı ise, aşı kullanılabilir olmadan okullara geri dönüşe izin verilmeyeceğini söyledi. Her ülke kendi gündemini paylaşıyor. Bu konuda bizim bakanlığımız da çok titiz çalışmalar içinde. Ancak yeni eğitim dönemi için neler planlandığının en kısa sürede açıklanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü özellikle çocuklarımız söz konusu olduğunda, belirsizliğin verdiği kaygı çok daha büyük oluyor. İkinci dalga söylentileri ve dünya genelinde halen vakaların son bulmaması nedeniyle, belli ki eylül ayında da içimiz çok rahat olmayacak. Bu durumda okullar tam kapasite açılacak mı? Açılacaksa nasıl önlemler planlanıyor? Bunların tek tek paylaşılması gerekli. Zaman çok hızlı akıyor ve nasıl bir yaz bizi bekliyor bilmiyorum ama okulların açılışı göz açıp kapayıncaya kadar gelecek.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Çocuklarınızın indirdiği oyunların içeriğini biliyor musunuz?

Zeynep İşman 27/05/2020

Evde kalış süresi uzadıkça, dijital oyunlara ilgi de arttı. Araştırmalara göre, son aylarda salgın nedeniyle oyun veri akışı (oyun indirme oranı) yüzde 75 artmış. Yasaklar arttıkça ve evde yapılacaklar kısıtlandıkça, hiç oyun oynamayanlar bile oyun oynamaya başladı. Sadece çocuklar değil, yetişkinler de uzun süreler oyun oynuyor. Bu konuda dünyada ilk sıralardayız.

Peki oyun oynuyoruz ama oynadığımız oyunların içeriği hakkında bilgi sahibi miyiz? Daha da önemlisi çocuklarımızın ekran karşısında saatlerini geçirdiği oyunları denetliyor muyuz? Dijital oyun dünyası hakkında bir araştırmamız var mı? Oyunlarda yaş ve diğer kriterleri biliyor muyuz? Çocuğumuzun yaşına uygun olmayan oyunları indirmesine izin veriyor muyuz? Tüm bu sorulara kafa yormak ve düşünmek çok önemli. Çünkü çocuklar bu gerçekliğin içinde büyüyor. Bu uçsuz bucaksız, öğretici fakat tehlikelerle dolu dünya hakkında bilgi sahibi olmalıyız.

Oyun seçimi ve süresi konusunda kurallar olmalı!

Bir ebeveyn olarak, kızımla karşılıklı anlaştığımız bir kural var. Yaşına uygun olmayan hiçbir oyunu tablete yüklememe kuralı. Bu aramızda belirlenmiş son derece net bir çizgi. Çünkü çocukların duygusal ve zihinsel gelişimlerine uygun olmayan binlerce oyun var ve bunları denetlemek bizim görevimiz. Erken çocuklukta kontrollü olmalarını gösterirsek, ergenlikte neyi, nasıl seçeceklerini bilirler. «Common Sense Mediağ ya da «Çocuk için içerikğ sitelerinden uygun oyunlara bakabilirsiniz.

Çocukların oynayabileceği dijital oyunlara karar verirken nelere dikkat etmemiz gerektiğini Bilişimci Orhan Toker’e (@dijitalbaba.orhantoker) sordum: “Tıpkı filmlerde ve dizilerde olduğu gibi oyunlarda da yaş ve içerik uyarı etiketleri vardır. Bu konuda güvenebileceğiniz kurumlardan biri PEGI, diğeri ESRB‘dir. Oyunları yüklemeden önce çocuğunuzun yaşına uygunluğunu, şiddet, cinsellik gibi uygunsuz içerik uyarılarını bu etiketlerle kontrol etmeniz mümkün. Yine de oyunların yaş etiketlerine körü körüne inanmak doğru değil. Ben bunların üzerine 3 yaş eklemek gerektiğini de düşünüyorum. Ayrıca çocuğun yaşına uygunluğundan önce oyunun türüne daha çok önem verenlerdenim. Çünkü çocuğun yaşına uygun etiketi olup, ona göz bozukluğundan başka hiçbir şey vermeyecek oyunlar var. Şiddet içerikli oyunlar da çocuğa bir şey katmıyor.

3-5 yaş arasında renkler, sayılar, hayvanlar ve çiçekleri öğreten, çok fazla hareketli görüntü ve ekran parlaklığı içermeyen oyunları tavsiye derim.

4-6 yaş arasında hafıza geliştirici yap-boz ve eşleştirme gibi oyunlar, sorumluluk kazandırıcı bahçe yapıp bakma, hayvan çiftliği, hayvanat bahçesi bakıcılığı gibi oyunlar, strateji geliştiren park kurma, pizzacı kurma vb oyunlar oldukça yararlıdır.

6-8 yaş arasında biraz daha karmaşık zeka oyunları, dil öğrenme oyunları, strateji ve sorumluluk oyunları yanında cinsiyetine göre ufak tefek yarış ve spor oyunları olabilir.

8 yaşından sonra artık çocuk fazla gerçek unsur içermeyen vurdu kırdı oyunlarını oynarsa 1 saat süre kısıtı kaydıyla karışmamak doğru olacaktır. Yine de sürükleyici strateji ve inşa oyunları (simcity, zoo tycoon vb.) tercih sebebidir.”

En yaratıcı çözümler yeme-içme sektöründe

Normalleşme ile tüm dünyada yeme-içme sektörü ilginç çözümler bulma çabasında. Tek kişilik restoranlar ya da insan seslerinin verildiği restoran örneklerinden sonra, ilginç bir uygulama da Bangkok’tan geldi. c18Bangkok’ta bir restoran c18 müşterilerinin kendini yalnız hissetmemesi için masalara peluş panda yerleştiriyormuş. Uygulama kısa sürede yoğun ilgiyle karşılanmış. Bakalım daha nasıl yaratıcı çözümler göreceğiz!

Afrika’da Korona virüs vakaları artarsa ne olur

Güney Afrika’da Mponeng adlı dünyanın en derin madeninde çalışan 650 maden işçisinden, 164’ünde korona virüs görülmüş. Testi pozitif çıkan işçilerin büyük çoğunluğunda hiçbir semptom yokmuş. Geçtiğimiz günlerde de Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Korona virüs kaynaklı ilk ölüm haberi gelmişti. Afrika kıtasında salgının artması ile ilgili pek çok felaket senaryosu var. Nedenleri ise belli: nüfusun yoğunluğu, doğal su kaynaklarının ve sağlık hizmetlerinin kısıtlı oluşu, bu bölgede yaşanacak salgının kontrol altına alınamayacağını düşündürüyor. Uzun vadede ise göçler ve beraberinde pek çok sıkıntı ön görülüyor. BM’in bir an önce bu bölgedeki vakalara ve alınacak önlemlere odaklanması gerekli.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla Korona Günleri: Üç gün mecburi mola

Zeynep İşman 23/05/2020

Tüm Türkiye’de uygulanacak dört günlük sokağa çıkma yasağı nedeniyle, gazeteler de üç gün mecburi bir ara vermek zorunda kaldı. Yıllardır bayram seyran demeden çalışan gazeteciler, korona molası vermiş olacak. Ancak bu üç gün için dopdolu bir “bayram özel gazetesi” hazırlandı. Umarım bu son yasak olur ve bayram sonrası hem yazılarımıza hem sevdiklerimize yeniden kavuşuruz.

Uzaktan da olsa bayramı yaşayalım

Uzun yıllardır bayramları bir tatil fırsatı olarak görüyorduk. Özellikle büyük şehirde yaşayan, yoğun çalışma temposu ve stresle mücadele eden aileler, memleket ya da aile büyüğü ziyaretleri yerine, tatil seçeneklerini değerlendiriyordu. ‘Modern’ hayat, bizi geleneklerimizden hızla uzaklaştırmıştı. Ancak ilk kez bir bayramda yasaklıyız. İstesek de aile büyükleriyle olamayacak, geniş bayram sofralarında buluşamayacak, çocuklara şeker veremeyecek, birbirimize sarılamayacağız. Belki korona ve beraberinde getirdiği bu yasak, geleneklerimizin güzelliğini yeniden hatırlatır bizlere. Bir arada olmanın, dayanışmanın, sohbetle dolu sofraların iyileştiriciliğini yeniden fark ederiz. Ancak şimdilik, evde kapalı da olsak, iletişim halinde olmayı unutmayalım. Eldeki tüm imkânları değerlendirip, görüntülü, sesli bir şekilde sevdiklerimizle buluşalım. Teknoloji aracılığıyla uzun sohbetler edelim. Varsın bu bayram böyle olsun. Biz bir arada olmayı ihmal etmeyelim.

Ebeveynlere minik ama önemli bir hatırlatma!

Günlerim yoğun ve yorucu geçtiğinde, yalnız kalacak, dinlenecek ya da rahatlayacak zamanım olmadığında, çocuğumun ihtiyaçlarını fark etmem ve cevap vermem de güç olur. Hayatımda keyif yapmaya, gerçekten eğlenmeye, boş zamana vakit ayıramadığımda, oyun oynamak için beni bekleyen, enerjisi hiç bitmeyen, neşe saçan çocuğuma tahammül edemeyebilirim. Zorlandığımda beni dinleyen, sırtımı sıvazlayan, bana empati yapabilen birileri yoksa, çocuğumu da dinleyemem, anlayamam. Oksijen maskesi önce kendime… Bu aralar bunu hatırlamayı unutmayalım.

Marketlerde plastik poşetlemeye başka çare bulunsun!

Koronavirüs nedeniyle, bir süredir marketlerdeki gıdalar poşetleniyor. Peki, herkesin eli değmesin ve sebze-meyveler temiz kalsın mantığı ile yapılan uygulama nedeniyle ortaya çıkan plastik yığını ne olacak? Yerlere atılan maskeler, eldivenler, tek kullanımlık milyonlarca plastik, şu an her zamankinden daha fazla yaşamı tehdit ediyor. Lütfen tek kullanımlık plastiklerden uzak durun! Ve lütfen yetkililer buna başka bir çözüm bulsun!

Ne yapsak?

Ojeden ebru sanatı

Evde eskimiş ojeleri kullanarak kupa, maske ya da bez çanta süslemesi yapabilirsiniz. Suyun içine birkaç damla oje damlatın. Kürdan ile hafifçe dokunarak, doğal şekiller oluşturun. Sonra da süslemek istediğiniz şeyi içine batırıp, hızlıca çıkarın ve kurumaya bırakın. Belki çocuklar, yaptıkları süslemeleri, bayram sonrası nine ve dedelerine bayram hediyesi olarak verebilir. İyi bayramlar!

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Maske hastalıktan korurken empatiyi öldürüyor mu?

Zeynep İşman 22/05/2020

Son günlerde kendimi bir film setinde yaşar gibi hissediyorum. Mahallede yürüyüşe çıkınca, kime selam vermem gerektiğini anlayamıyorum, çünkü maskelerle herkes birbirine benziyor. Dün, yıllardır tanıdığım bir doktor bana doğru yürüyünce, kim olduğunu anlamadan konuşmaya başladım. Biriyle konuşurken, ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini anlamakta zorlanıyorum, çünkü sadece gözlerine bakarak bir yorumda bulunmak çok zor oluyor. Markette, otobüste, yolda hep aynı donuk bakışlar sanki. Yüzümüzde duygularımızı karşı tarafa yansıttığımız onlarca mimik var ve maskeli iken bunları ayrıştırmak çok zor.

Empati, insanlık becerisidir!

Empati, insanı diğer canlılardan ayıran en büyük beceridir. Başkalarıyla duygusal bağ kurmamızı sağlar. Karşımızdakinin halinden, tavrından, neler hissediyor olabileceğini tahmin ederiz, duygularına dair fikir sahibi oluruz. Empati, insan olabilmenin olmazsa olmazıdır! Örneğin annenin, bebeğine ifadesiz bir yüzle baktığı ve bebeğin korku ve kaygı ile ağlama krizine girdiği “Still Face” (donuk yüz) adlı bir deney vardır. Sosyopatlar üzerinde yapılan çalışmalarda da, empati becerisinden yoksun oldukları görülmüştür.

Martin Lindstrom, “Koronavirüs Dünyasında Buy-ology” kitabında şöyle diyor: “Empati, insan türünü bugün bildiğimiz hale dönüştüren şeydir. Saldırmadan önce kendimizi düşmanın yerine koymak ya da bir ayının ne yapacağını tahmin etmek bizim hayal gücümüzdür. Öfkeye kapılmak yerine birbirimizi koruma yeteneğimizdir. Ama empati hissinin yerini şimdi korku ve maskeler aldı. Şu an bu korkutucu trend, gezegenimizin büyük bölümünü sarmış durumda. Bu salgın, yaşama ve nefes alma şeklimizi; umutlarımızı ve hayallerimizi nasıl etkileyecek?”

Empati kaybının sonuçlarını da çarpıcı şekilde aktarıyor: “Çalışmalar, yüzüne botoks uygulatan annelerin çocuklarının, empati kurmayı kolaylaştıran ifadeleri göremediklerinden, anneleriyle duygusal bağlarını kaybettiğini gösteriyor. ABD’de on binden fazla genç arasında yapılan bir araştırmaya göre, insanların empati seviyesi son on yılda yüzde 50 azalmış. Bu arada intihar oranlarının artışına tanık olduk. Çok yönlü çalışmalar, bu şaşırtıcı bağlantıyı doğrular nitelikte. Koronavirüs, yüz maskelerini de yanına alıp gidecek elbette. Sonra başka küresel salgınlar da yaşanacaktır. Ama ben bunları kastetmiyorum. Bahsetmek istediğim şey, yaşam tarzımızın değişmesinden kaynaklanan empati kaybı…”

Koronavirüs salgınından en ağır etkilenen, binlerce insanın öldüğü ve 80 gündür karantinada olan İtalya, geçtiğimiz gün normal hayata dönüş yaptı. Manzaralar yine düşündürücüydü. İnsanlar maskeler ve eldivenlerle, kafelerde içkilerini içip, güzel havanın tadını çıkarıyorlardı. Onları, ‘deli’ ya da ‘sorumsuz’ diye yargılamak çok basit olur. Çünkü iletişim kurma ihtiyacımız, ölüm korkusundan daha baskın!

Yeni ‘normal’ hayatımızda, maske ve sosyal mesafe var. Sağlığımız ve hayatta kalmak için bu tedbirleri uygulayacağız. Ancak ‘yeni normal’in empati becerimizi yok etmesine izin vermeyelim. Çünkü en az korona kadar, bu da öldürücü!

NE YAPSAK?

DİNLEME EGZERSİZİ

Madem empati ve duygulardan bahsettim, evde ailecek yapabileceğiniz bir dinleme egzersizi tavsiye edeyim. Karşılıklı oturun ve bir kişi sadece dinlerken, bir kişi sadece konuşsun. Yaklaşık 2-3 dakika paylaşmak istediğiniz herhangi bir şeyi anlatın. Ancak dinleyen kişi, kesinlikle söz kesmesin, yorum yapmasın, odaklı bir şekilde dinlemeye çalışsın. Sonra da ne duyduğunu karşı tarafa aktarsın. Bunu sırayla yapabilirsiniz. İsterseniz süre tutabilirsiniz. Bakalım birbirinizi ne kadar iyi duyuyor ve arkadaki duyguları ne kadar hissedebiliyorsunuz.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Evinizde keyifli yaşam alanları yaratmak ister misiniz?

Zeynep İşman 21/05/2020

Koronavirüs mekânsal ihtiyaçlarımızda da köklü değişiklikler yarattı. Okulların kapandığı, süresiz evden çalışmaya geçildiği ve sokağa çıkma yasaklarının olduğu şu ortamda, evlerde mutlu olmaya çalışıyoruz. Hepimizin ihtiyacı, evimizde nefes alabileceğimiz, keyifli ve özel alanlara sahip olmak. Öğretim Görevlisi ve İç Mimar Öznur Özgan, insanların bu konudaki zorlanmalarını görerek, gönüllü mimarlar topluluğu ile “Evin İçin Fikrim Var” projesini geliştirdi.

“Evin için fikrim var” projesi nasıl ortaya çıktı?

Aylardır çok yoğun bir ev hayatı geçiriyoruz ve ne kadar böyle devam edeceğimiz belli değil. Evi büyük de olsa, küçük de olsa, herkes evin içinde özel alana ihtiyaç duyuyor. Kendimize keyif ve konfor sunacak alanlar yaratmayı, evlerimizi sevmeyi unuttuk. Bugüne kadar iç mimari bir lükstü. Ancak bundan sonra her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulacak bir alan. O nedenle insanlara destek olacak çözümler sunmalıyız. Ben de bir iç mimar olarak, Korona günlerinde insanların iyiliğine nasıl katkıda bulunabilirim diye düşündüm ve fikrimi öğrencilerim ve arkadaşlarımla paylaştım. Hayalimin ucundan tutan 228 iç mimar bir araya geldik. Niyetimiz, bu günlerde ve sonrasında dileyen herkesin yaşam alanları için ücretsiz fikirlerde bulunabilmek.

Nasıl hizmet veriyorsunuz?

Evinizde değiştirmek istediğiniz köşenin geniş açılı çekilmiş fotoğrafını göndermenizi istiyoruz. Sonra bir form gönderiyor, o formda beğeninizden, bütçenize kadar sorular sorarak ihtiyacınıza yönelik, 3-4 farklı tasarım hazırlıyoruz. Fiyatı, malzeme bilgisi, nereden satın alacağına kadar tamamen uygulanabilir çözüm önerileri sunuyoruz. Eğer uygulama için bizden destek istenirse, kendilerine öneri veren iç mimar ile iletişime geçebiliyorlar.

Korona sonrası planlarınız neler?

Niyetimiz ilk aşamada yaşlılar için bakım merkezlerinin içlerini yenilemek, sevdikleri ile görüşemeyen büyüklerimize bulundukları ortamda ihtiyaca uygun tasarımlar yapmak. Sonraki planımız da, Rehabilitasyon Merkezleri ve Engeli Eğitim Merkezleri. Buralarda hem çocukların eğitimlerinin verimini arttıracak hem de anne babaların güvenle bekleyecekleri alanlar yaratmak istiyoruz. Tüm bu sosyal sorumluluk projelerini yapabilmek için bu oluşumu destekleyecek firmalara ihtiyacımız var.

Okullarda bir dönem kapandı

Okulların bu dönem açılmayacağı açıklandı. Zaten bekliyorduk bu kararı. Velilerin çoğu okullar açılsa da çocuklarını göndermek istemiyordu. O yüzden evlerde bir şok etkisi yaratmadı. Ancak yine de bunu duyan kızım, sanki aylardır uzaktan eğitim almıyormuş gibi, “Bir daha öğretmenimi ve arkadaşlarımı göremeyecek miyim?” diye gözyaşı döktü. Okula yeni başladığı bu yıl, böyle bir kopuş, duygusal olarak oldukça etkiledi. Bakalım ikinci sınıfa başlarken, okula adaptasyonda neler deneyimleyeceğiz!

Şimdi asıl konu, sınava girecek çocukların durumu. Çocuklar da, aileler de oldukça endişeli. Bir diğer konu da, yaz tatilinin, yaz okulu ya da sokak etkinlikleri olmadan nasıl geçeceği! Son 2.5 ayı bir şekilde atlattık ama gerçekten tüm yaz çalışacak ebeveynler için, çocukları yazın oyalamak çok güç. Kısa sürede bu konuda da imkânların zorlanacağı, yaratıcı çözüm önerileri bekliyorum.

Ne yapsak?

Çocuğunuzun küçülmüş çoraplarıyla sevimli hayvanlar yapmaya ne dersiniz? Küçülen çorapları, pamuk ya da elyafla doldurarak, lastik yardımıyla da şekiller verip, tırtıl, salyangoz gibi hayvanlar yapabilirsiniz. Çocuğunuz bunları istediği gibi boyayıp, kulak, göz, bıyık gibi aksesuarlarla süsleyebilir.

0 FacebookTwitterPinterestE-posta
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Zeynep İşman

Köşe Yazarı / İletişimci / Etkili Anne Baba Okulu Eğitmeni ... daha fazlası için tıklayın.

INSTAGRAM

birliktebuyuyoruz

“Enflasyon oranındaki %1’lik her artış, suça sürüklenen çocuk sayısını yaklaşık 1029 kişi artırıyor.” 
Bu bilgiyi geçtiğimiz günlerde TBMM’de katıldığım Çocuk Hareketi toplantısında öğrendim. TÜİK verileri. 2024 yılı yok içinde. Ben sayının çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum.

Evet enflasyonun artışının ve eğitime ayrılan bütçenin azalmasının, suça karışan çocuk konusuyla direk ilgisi var.

Suçun içinde büyüyen çocukların, herhangi bir suça karışma ihtimalleri de çok ciddi yükseliyor. 

Son dönemde neden çok sık, bilmem kaç sabıkası olan ve sokaklarda dolaşan çocuk haberleri okuyoruz nedeni belli. Şu yaşımda, iki üniversite bitirmiş ve epeyce sosyal çevresi olan biri olarak, ‘Bana bir silah bul’ deseniz nereye gideceğimi bilemem. Ama bu çocuklar her tür maddeyi peynir ekmek gibi buluyor. 

Tek bir çocuğun bile güvende olmadığı bir toplumda, hiçbirimizin çocuğu güvende değil. Çocukları korumak sadece anne babaların görevi değil.

#çocuk #suçakarışançocuklar
Momtalks ailemiz genişliyor. Bu sefer de Adana’ Momtalks ailemiz genişliyor. Bu sefer de Adana’daydık. 2017 yılından beri ülkenin dört bir yanında binlerce ebeveyn ve eğitimci ile buluşuyoruz🧿.
Dün sadece Adana’dan değil, Hatay’dan, Mersin’den, Gaziantep’ten, Kahramanmaraş’tan, Adıyaman’dan, Kayseri’den gelenler de vardı. Eğitim sevdalısı hepinize teşekkür ederiz. Ülkemizde eğitime verilen değer ortada, o nedenle sizleri gördükçe umutla yolumuza devam edebiliyoruz 🙏🏻.

Dün bizlerle olan ve konuşmacı olmak dışında tüm heyecanımıza da ortak olan dostlarımıza tekrar teşekkürler. İyi ki varsınız💕

22 Aralık’ta Ankara’da görüşmek üzere. Bu sefer online da katılabileceksiniz. @momtalkstr 

#birliktebüyüyoruz #gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #eğitim #aile #çocuk #ebeveyn
İlham dolu bir röportaj ile karşınızdayım bu İlham dolu bir röportaj ile karşınızdayım bu pazar sayfamda ✨ 

Fizyoterapist Zeynep Büyükardıç’ın @zeynepbuyukardc hikâyesi tam anlamıyla bir yaşama azmi ve kararlılık örneği. Büyükardıç, 6 Şubat depremlerinde Kahramanmaraş’taki kliniğindeydi. Enkazdan 2 gün sonra kurtarılabildi. Sağ kolunu ve bacağını kaybetti. Uzun bir tedavi sürecinden sonra, vazgeçmek ve köşesine çekilmek yerine mesleğine devam etmeyi ve kendisi gibi ampute hastalarına umut olmayı tercih etti. Hayattaki en büyük tutkusu mesleği olan Büyükardıç, bu tutkunun ve güçlü yapısının kendisini ayağa kaldırdığını söylüyor. 
3 Aralık Dünya Engelliler Günü öncesinde GBB Ortez-Protez merkezinde çalışan fizyoterapist Zeynep Büyükardıç ile konuştuk. Kendisine çok teşekkür ediyorum 🙏🏻

Yazının tamamı Milliyet Pazar’da ve profilimde …

#birliktebüyüyoruz #milliyetpazar #3aralıkdünyaengellilergünü #engeltanımayanlar
Yorulduk morulduk ama değdi be Adana 💕 Emeği Yorulduk morulduk ama değdi be Adana 💕
Emeği geçen, bizle birlikte haftalardır koşuşturan tüm dostlarımıza, çok değerli konuşmacılarımıza ve salonu dolduran Adana ve çevre illerden gelen sizlere sonsuz teşekkürler 🙏🏻 Biz kocaman bir aileyiz 🫶🏻 @momtalkstr 

#gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #birliktebüyüyoruz
Sevgili Ahmet Baran @baranahmet ile muhteşem bir Sevgili Ahmet Baran @baranahmet ile muhteşem bir Momtalks Adana ❤️🙏🏻 @momtalkstr 
Başladık… 

Babacım çok sevdiğini biliyorum. Senin için 💕 @mehmethalilisman 

#gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz #momtalkstr
Evet Adana! Biz geldik, siz nerdesiniz? 😁 
Yarın sabah 09:30 itibarıyla tam burada, Orhan Kemal Kültür Merkezi’ndeyiz @momtalkstr @dr.bahareris 

#gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #aile #eğitim #çocuk #ebeveyn #ergen #birliktebüyüyoruz #işbirliği
Böyle kucaklaşmalara hazır mısınız sevgili A Böyle kucaklaşmalara hazır mısınız sevgili Adanalılar? 
30 Kasım Cumartesi oradayız. Yerinizi alın 👉🏻 @momtalkstr 

Çukurova Belediyesi Orhan Kemal Kültür Merkezi
Program:
09.30 Karşılama ve kayıt
 
09.45​ Zeynep İşman-MomTalks Partner
10.00 ​Dr. Bahar Eriş- MomTalks Fikir Annesi
​​
“İlham Verenler”
10.15​​ “Nasıl Başardım?”
Nesrin Olgun Arslan / Yüzücü

10.55​ “Başarının Sol Anahtarı”
Ahmet Baran / Kanun Sanatçısı

11.45 ​​Kahve Molası
 
12.00 ​“Çocuklarda Matematiksel Düşünme Becerisi”
Burcu Haboğlu Baba / Matematikçi-Eğitim Girişimcisi

12.40​ “Sınavlarda Başarı İçin Etkili Çalışma Yöntemleri”
Emre Dalkılıç / Yazar
Filiz Özdemir / Eğitim Danışmanı
 
13:30​ Öğle Arası
 
14.30 “Rağmenci Olmak“
Mümin Sekman / Başarı Uzmanı - Yazar

15.15​ “Akran Zorbalığı”
Yasemin Meriç Kazdal / Klinik Psikolog

15.50​​ Kahve molası

16.15​ “Hocam Ne Olacak Bu Çocuğun Hali?”
Ferhat Aydın / Psikolog

#momtalkstr #momtalksadana #gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz
Bugün @gelecegedokunananneler ve Başkent Üniver Bugün @gelecegedokunananneler ve Başkent Üniversitesi ev sahipliğinde, Çocuklukta Duygusal İhmal konusunda çok değerli paylaşımlar dinledim. @prof.dr.ferhundeoktem hocamın anlattığı bir olay ilgimi çekti ve paylaşmak istiyorum.

Yıllar önce Susam Sokağı dizisinde bir karakter ölmüş ve Amerika’daki tüm ekip, çocuk psikologlarıyla toplanıp, bu durumu çocuklara nasıl anlatacaklarını konuşmuşlar. Bir kısım karakteri tatile çıkaralım dese de çoğunluk bunun yanlış olduğunu, çocukların güvenini kaybedemeyeceklerini söylemiş. Sonunda ölümle ilgili kısmın gösterileceği bölüm bir tatil dönemine denk getirilmiş çünkü çocukların aileleriyle izlemeleri isteniyormuş. Bu sırada okul öncesi dönemde çocuğu olan aileler izinli sayılmış ve ailelere çocuklarıyla ölümü nasıl konuşabileceklerine dair bilgilendirilme yapılmış.

Ülkemizde ise yine geçmiş yıllarda bir öğretmen sınıfta çocuklara öldüklerinde kendi cenazelerinin nasıl olacağını tüm detayına kadar tarif edip, ahirete hazırlık adı altında ders (!) anlatmıştı. O dönem o okuldaki çocuklar titreme, ağlama, kusma belirtileri ile hastaneye getirilmiş.

İki yaklaşım arasında nasıl farklar görüyorsunuz? Çocukluk özen gerektirir. Bu hassas dönem emek ister. 
Çocuk istismarı sandığımızdan çok daha kapsamlı bir konu. Çocukları ihmal etmek ve istismar etmek arasındaki geniş çizgide gidip geliyoruz. En çok da en yakınlardan geliyor bu durum ne yazık ki.

#çocukluktaduygusalihmal #ihmal #istismar #birliktebüyüyoruz
Soğuk Ankara’dan günaydın ❄️ Poz vereyim Soğuk Ankara’dan günaydın ❄️ 
Poz vereyim diye bir artistlik yaptım önce ama son fotoda görüldüğü gibi dondum:)

Bugün @gelecegedokunananneler ile “Duygusal İhmal Sempozyumu”ndayım. Konu görünmeyen/fark edilmeyen ama çok yaygın bir durum olduğundan çok mühim. Notlarımı paylaşacağım.

#birliktebüyüyoruz #çocukluktaduygusalihmal #duygusalihmal
Adana’da büyüyen ve bunun psikolog olmasında Adana’da büyüyen ve bunun psikolog olmasında çok etkisi olduğunu söyleyen @barpsikologu Ferhat Aydın, “Hocam ne olacak bu çocuğun hali?” başlıklı psiko-gösteriyle Momtalks Adana’nın kapanışını yapacak. ☺️

Dopdolu bir gün sizleri bekliyor. Tadı damağınızda kalacak. Ayrıntılar @momtalkstr sayfasında ve profilimde…

#momtalkstr #momtalksadana #adana #adanaetkinlik #gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz #eğitim #aile #çocuk #ebeveyn
Daha Fazla... Instagramda takip edin

Menü

  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim

İlgi Görenler

  • 1

    Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

    10/03/2018
  • 2

    Lion

    30/12/2017
  • 3

    Doğadaki Son Çocuk

    25/04/2018

Bülten

"Birlikte Büyüyoruz" bültenimize abone olarak, makaleler, bilgilendirmeler ve fotoğrafları doğrudan e-posta adresinize alabilirsiniz.

Gizlilik Politikası            Kullanım Şartları

  • Instagram
  • E-posta

Zeynep İşman - Birlikte Büyüyoruz®. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz. Geliştirme: W Dijital


Başa Dön