Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Etiket:

kızımla

Gençlerden özür dilerim!

Zeynep İşman 19/05/2020

Mustafa Kemal Atatürk, “Bütün ümidim gençliktedir” demiş. Ama bunu söylerken, umudu gençlere bağlayıp, yan gelip yatmaktan, yaşadığımız dünyayı lime lime sömürüp, canına okuduktan sonra, ‘biz yaşayalım da gençler nasılsa başının çaresine bakar’ gibi bir zihniyetten bahsetmemiş.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle, gençlerden özür dilemek istiyorum. Özür dilemek de çözüm değil biliyorum. Çünkü ne yazık ki onlara bu kadar kötü bir dünya bırakıyor olduğumuz için ve bunda payım olduğu için utanç duyuyorum. İnsanlık tarih boyunca çok zor zamanlardan geçmiş. Savaşlar, salgınlar, yıkımlar, kıyımlar hep olmuş. Ancak ben dünyanın kaynaklarını bu kadar kötü kullanan başka bir kuşak bilmiyorum. Ekilebilecek toprak oranını azalttık, içilebilir temiz suyu bitirdik, yakında yiyecek taze balık ve et bulamayacaklar. Hava kirliliği en üst seviyede. Yeşil alan kalmadı. Çocukların yedikleri, içtikleri, soludukları her şey hormonlu. Teknoloji ilerlese ne yazar!

Korona doğanın dönüşümü adına umut oldu

Ancak koronavirüs salgını ile insanın doğadan elini ayağını çekmesiyle, doğanın kendini tamir etme gücüne tanıklık etmiş olduk. Onlarca yıldır, milyarlarca insanın verdiği zararı, nasıl da hızla tolere edebildiğini görmek umut oldu. O yüzden bugün tek dileğim, bu bilinci korumak ve bundan sonraki yaşantımızda, doğayla daha barışık ve gelecek nesillere bırakacaklarımızın farkında bir yaşam sürebilmek.

Harika gençler geliyor

Öte yandan, Atatürk’ün dediği gibi gelecek için umut olan, harika bir gençlik geliyor. Sosyal sorumlu, dünya dertlerinin farkında olan, elini taşın altına koyma cesaretini gösteren, kendi gücünün farkında bir gençlik.

Gençlerle el ele yürümeliyiz

Gençlere karşı genelde ön yargılıyız. Oysa çözümün bir parçası olmak için, onları anlamalı ve onlarla el ele yürümeliyiz. Geçtiğimiz cumartesi 2 liseli gençle röportaj yapmıştım. Ayça Gürses ve Ada Uçar, evde oldukları sürede, kadına ve çocuğa şiddetin arttığı gerçeğini görüp, bu konuda farkındalık yaratmak ve başka hayatlara dokunup, iyileştirmek için kafa kafaya vermişler. “Kadına şiddet ve çocuk istismarı vakalarının önüne geçebilmek için değişime ihtiyacımız var ve değişimin formülü biziz” diyen gençler, Blossom Together adını verdikleri oluşum ile 9 Mayıs’ta Türkiye’nin İlk Dijital Kadın Hakları Zirvesi’ni düzenlediler. Beni en çok etkileyen ise yetişkinler ve gençler arasındaki önyargıları kaldırarak gençlerin enerjisini, büyüklerin de bilgisini sentezlemek gerektiğine inanmaları.

Kalbimde çiçekler açtıran bir başka gencimiz de Selin Gören. Selin bir iklim aktivisti ve Türkiye’de Fridays for Future hareketini ve İklim Grevi’ni liseler arasında örgütlüyor. İklim krizini düzeltmek için 2030’a kadar zamanımız olduğunu ama hiçbir adım atılmadığını söylüyor. Ancak kendi gibi bu konuda çalışan ve sesini yükselten dünya genelindeki gençler sayesinde ufukta bir ışık görünüyor. Selin aynı zamanda, iklim krizi konusunun, ilkokuldan liseye kadar eğitim          müfredatına konulmasını ve zorunlu ders olması gerektiğini söylüyor.

Ne yapsak?

23 Nisan’da nasıl çocukları, devlet büyüklerinin koltuklarına oturtuyorsak, bugün de evdeki genç çocuklarımızı kendi koltuklarımıza oturtalım. Ebeveyn koltuğuna oturdukları zaman, kendimizi onların gözünden görelim. Bakalım karşılıklı neleri fark edeceğiz, neler değişecek hayatımızda!

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri / “Beni bu güzel havalar mahvetti”

Zeynep İşman 18/05/2020

Çalışma verimliliğimi iyiden iyiye düşüren ev hayatının üstüne bir de güzelleşen havalar geldi. Evde kapalı da olsak, dışarıda pırıl pırıl parlayan güneş, mis gibi gökyüzü, doğanın canlı renkleri, şakıyan kuşlar, tüm konsantrasyonumu bozuyor. Bütün gün balkonda öylece oturup, dışarıyı izlemek istiyorum. Şair boşuna dememiş; “Beni bu güzel havalar mahvetti” diye!

“Eve ekmekle tuz götürmeyi, böyle havalarda unuttum” diyor ya Orhan Veli, işte ben de tezimi bitirmeyi böyle havalarda unutuyorum. Çalışma tempom nedeniyle oldukça geciken yüksek lisans tezim için sona yaklaştım. İlk başlarda evde olacak olmanın, bu işi kolaylaştıracağını ve çok daha hızlı bitireceğimi düşünmüştüm ancak hiç de sandığım gibi olmadı. Evden çalışmak bazı insanların verimliliğini arttırdı, bazılarınınkini düşürdü. İşte ben ikinci grupta olanlardanım. Üstelik bu sene bir ilk olarak, uzaktan tez savunması yapacak olmak da beni fazlasıyla geriyor. Böyle durumlarda çözüm olarak, kendime asıl amacımı hatırlatmaya çalışıyorum. “Bu yola çıkarken esas amacın ne idi Zeynep?” diye soruyorum kendime. Çünkü çeşitli sebeplerden konsantrasyonumuzun ve motivasyonumuzun düştüğü dönemlerde, odağımızı kaybediyoruz.

Merkezlenmek ve kaybolan odağı hatırlamak için çeşitli yöntemler uygulayabiliriz. Ben genelde yazmayı ya da başkalarıyla konuşmayı tercih ediyorum. Dağılan zihnimi düzene sokmam için işe yarıyor. Bakalım zaman ne gösterecek ve uzadıkça uzayan tezimi ne zaman kucağıma alabileceğim?

Yaz okulları olmazsa, ebeveynler ne yapacak?

Yazları çocuklarını verimli ve eğlenceli vakit geçirmeleri için çeşitli yaz okullarına yollayan binlerce ebeveyn var. Her evde çocuğa bakacak ya da oyun oynayacak birileri yok ya da yazlık gibi imkânlar yok. Tüm yazı çalışarak geçirmek zorunda olan ebeveynler için, yaz okulları hayat kurtarıcı oluyordu. Ancak Korona virüs nedeniyle bu okulların da açılamadığı bir yaz mevsimi nasıl geçecek? Adım adım normalleşme başlasa da, ebeveynler çocuklarını kalabalık ortamlara göndermek istemeyecektir. Binlerce veli, eylülde okulların açılıp açılamayacağı sorusundan önce, bu sorunun cevabını düşünüyor.

Yılın en sevilen etkinliği

Dün kışlıkları ayırıp, yazlıkları çıkardık. Benim için yılın en sevilen etkinliği olan bu işi yaparken, nasıl bir yaz mevsimi yaşayacağımızı düşündüm. Kızımla geçen yazın fotoğraflarına baktık. Deniz kenarında, havuz başlarında, sokaklarda, yaz akşamları dostlarla çekilen yüzlerce fotoğraftaki anılar, yaşarken çok sıradandı. Ama şimdi ne kadar özel ve özlemle andığımız eylemler diye konuştuk.

NE YAPSAK?

Bugünün önerisi yine kızımdan: Tohum çimlendirme

Havaların ısındığı bu günlerde, kolaylıkla çimlendirme ya da fidan dikimi yapabilirsiniz. Fasulye, nohut ya da mercimek çimlendirmeyi deneyebilirsiniz. Işık alan bir cam kenarında bile, çok hızlı büyüyorlar.

Malzemeler: su /çimlendirme yapacağınız bir kap/ pamuk/ bir avuç tohum.
Yapımı: önce kapınıza pamuğunuzu koyun. Sonra pamuğa tohumunuzu yerleştirin. Ondan sonra kalan pamuğunuzu tohumunuzun üstüne koyun. Birazcık sulayın ve her gün sulamaya devam edin. Tohumunuz büyüyünce onu toprağa dikin.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri | -mış gibi yaşanan hayat, hayat mıdır?

Zeynep İşman 17/05/2020

Hayatımızı her anlamda köklü değişikliklere zorlayan Korona virüs, bizi her geçen gün daha yalnızlaştıran, -mış gibi hayatlar yaşamaya mecbur kılıyor. Her sabah, dünya gündemini takip ederken, “bundan daha tuhafı olamaz” diyorum ama oluyor. İnsanlar bir şekilde var olmak ve hayata devam etmek için, farklı çözüm yolları arıyor. Ben mi tutucuyum bilemiyorum ama gidişat pek hoş değil. Sosyalleşme, bağlantıda olma, ilişki kurma gibi en temel ihtiyaçlarımız olmadan yaşanan hayat, nasıl bir hayat olur?

Restoranlarda cansız mankenlerle sohbet edeceğiz!

ABD’de bulunan üç Michelin yıldızlı bir restoran sosyal mesafe tedbirlerini daha az tuhaf hale getirmek amacıyla ilginç bir çözüme başvurmuş. Boş masaları cansız mankenlerle doldurarak içerisinin olduğundan daha kalabalık görünmesini ve kapasite sınırlamasını kolayca kontrol edebilmeyi amaçlıyorlar. Bu iş için özel olarak hazırlanan ve 1940’ların tarzı ile giydirilen mankenler kullanılacakmış. Amaç daha az tuhaf göstermek ama bence restoranda etrafta cansız mankenlerle sosyalleşmek oldukça tuhaf!

‘İlişki biçimimiz beyin yapımızı değiştiriyor’

Aynı şekilde Avustralya’da da açılan restoranlara kartondan insanlar yerleştiriyorlarmış. Çünkü en fazla 10 kişi alıyorlarmış. Fonda da konuşma sesleri veriliyormuş ki, insanlar kendini rahat hissetsin. Bana çok korkutucu geliyor tüm bunlar. Ama daha korkutucu olanı, insanın tüm bunlara hızlıca alışıyor oluşu! Kalabalık dost sofralarında, ağız dolusu gülerek, kadeh tokuşturduğumuz manzaralar, sadece fotoğraflarda bir anı mı olacak? İlişki ihtiyacımızı unutmamamız ve elden geldiğince beslememiz gerektiğine inanıyorum. Geleceğin toplumunda bu, çocuklara bırakacağımız en değerli miras olacak. Bir süredir aynı evin içinde ama kafaları ekrana gömülü, farklı dünyalarda gezinen küçük insanlar topluluğu idik. Ve ailede birlikte yaşamanın, çocuklarımızla bağlarımızı kaybetmemenin öneminden bahsediyorduk. Şimdi bu durum tüm dünya için legal olmaya başladı. O nedenle daha sıkı sarılalım ilişkilerimize. Bir bitkiye bakar gibi, besleyelim, büyütelim onları. Ne demiş Dan Siegel: “İlişkiniz, çocuğunuzun beyin yapısını değiştirir.”

Yaşasın, toplu taşımaya hijyen kuralları geliyor!

Korona sonrası her değişiklik iç karartıcı değil elbette. Güzel gelişmeler de oluyor. Örneğin, İstanbul’da bundan sonra toplu taşımada uygulanacak hijyen ve sosyal mesafe kuralları belirlenmiş. Çoktan atılması gereken bir adıma, Korona virüs sebep oldu, Allah razı olsun! Zira benim gibi pek çok insan, artık İstanbul’da taksiye ya da metrobüse binemez olmuştu. Eski ve son derece pis taksilerde, inanılmaz kötü araba kullanan, kaba taksicilerle seyahat etmek bir çile idi. Yeni düzenlemeye göre araçlarda maske, kolonya, dezenfektan bulundurulacak ve maskesiz yolcu alınmayacakmış. Şoförler de maske takacakmış ve araçların içinde düzenleme yapılacakmış. (Paravanlar konabilir.) Kurallara uyulup uyulmadığı kameralarla denetlenecekmiş. Şoförlere belli periyodlarla test yapılacakmış. Toplu taşıma yüzde 25-50 kapasite ile çalışacakmış. (Bunun nasıl mümkün olacağını bilemedim?) Umarım yazıda kalmaz ve gerçekten uygulanır tüm bu değişiklikler.

NE YAPSAK?

Evde terazi yapımı

Bugünün etkinlik önerisini kızım Derin yazdı.

Malzemeler: 2 kâğıt bardak ya da tabak, ip ve elbise askısı.
Yapımı: Önce tabakların üç köşesini delin sonra iplerin bir ucunu, uzunlukları aynı olacak şekilde tabakların delinmiş kısmına bağlayın. İplerin diğer uçlarını ise elbise askılığına bağlayabilirsiniz Yaptığınız ev yapımı terazi ile evdeki eşyaları, meyve ve sebzeleri tartarak, ağır/hafif ve hacim gibi kavramları tartışabilirsiniz.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri / Çocukları dijital dünyadan nasıl koruyacağız?

Zeynep İşman 16/05/2020

Sosyal paylaşım platformu TikTok’a yine dava açılmış. Gerekçe de, çocukların veri gizliliği konusunda atılması gereken adımları atmaması! Daha önce de tüketici dernekleri tarafından buna benzer bir dava açılmış ve TikTok, 13 yaşın altındaki kişilerin videolarını platformdan kaldıracağı yönünde taahhütte bulunmuştu. Fakat halen bazı içeriklerin durduğu gerekçesiyle yeniden dava açıldı. Anlaşılan o ki, TikTok ödediği cezalara doymuyor çünkü gelirleri daha yüksek! Türkiye’de kullanıcı sayısı olarak neredeyse instagramı yakalamış durumda. Bizim evde, TikTok kullanıcısı yok. Ancak ‘komiklik’ adı altında çocukları kullanarak yapılan paylaşımları görüyorum. Ya da 13 yaştan küçük çocukların var olan hesaplarını. Ben bunu çocuk ihlal ve istismarının başka bir boyutu olarak görüyorum. Çocuklarımızın istismara maruz kalmaması için sokaklardaki güvenliğini bu denli düşünürken, dijital dünyadaki tehlikeleri neden düşünmediğimizi aklım almıyor.

Ebeveynler dikkat!

Çocuğunuzun sosyal paylaşım sitelerinde şahsi hesabının olması için, 13 yaşını doldurmuş olması gerekiyor. Youtube, Linkedin üyelikleri için ise 18 yaş sınırı var. Bu bir kural. Ancak tabii ki denetlenmesi mümkün olmuyor. O nedenle en büyük iş ebeveynlere düşüyor. 13 yaş altındaki çocukların sosyal medya hesaplarının olması, onları internet üzerinden işlenebilecek her tür suça maruz bırakma tehlikesi taşıyor. Boşuna 13 yaş denmiyor. Çocuklar bu yaşlarda, dijital dünyanın çapını, karşısına çıkan içerikleri akıl süzgecinden geçirmeyi, yalanı/doğruyu, iyi niyeti/kötü niyeti ayrıştıramaz.

Yedikleri yemeği, okul notlarını bu denli önemserken, bu yaşlardaki çocuğumuzu sanal dünyanın içine atmak, onlara yapacağımız en büyük kötülüklerden. Salgınla birlikte evde internet kullanımı, video izleme ve oyun oynama sürelerinin arttığı bu günlerde, lütfen bu konuyu tekrar hatırlayalım.

Görünen o ki, gelecekte pek çok şey ekranlar aracılığı ile olacak. O nedenle erken yaşlardan itibaren, sağlıklı internet kullanımı alışkanlığı kazanmalarına destek olalım. Tıpkı gerçek hayattaki kimlikleri gibi, dijital dünyada da bir kimlikleri olduğunu ve bu kimliği korumak için yapılması gerekenleri adım adım gösterelim. Dijital dünyaya adım attıkları andan itibaren, bir daha silinmeyecek bir ayak izleri olacağını, güvenliğin önemini, zorbalıkla baş etmeyi, eleştirel düşünebilmeyi, zaman yönetimini anlatalım. Bunu da en çok kendi kullanım alışkanlıklarımızla sağlayabiliriz. Ki büyüdüklerinde ve dijital dünya ile baş başa kaldıklarında, kendilerini nasıl koruyacaklarını ve zorlandıklarında nasıl yardım isteyeceklerini bilsinler.

Bu konuda kendimizi eğitmeliyiz. Okullarda da müfredatın içinde zorunlu ders olmalı. Başka yolu yok!

Ne yapsak?

Nostalji gecesi

Bu aralar geçmiş günlerimize, her zamankinden daha çok özlem duyuyoruz. Hafta sonu ailecek bir nostalji gecesi yapmaya ne dersiniz? Eski fotoğraflar, videolar, mektuplar, yazılar, resimler tozlu sandıklardan çıksın. Çocuklar, bizden çocukluğumuzu dinlemeyi çok seviyorlar. Yaşadığımız zorlanmaları, komiklikleri dinlerken, bize daha çok empati yapabiliyorlar. Sıcak bir iletişim ve güçlü bir bağ için, bu tip etkinlikleri şiddetle öneriyorum.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

1 FacebookTwitterPinterestE-posta

İki liseli gençten dijital kadın hakları zirvesi

Zeynep İşman 16/05/2020

Blossom Together adını verdikleri oluşumla Dijital Kadın Hakları Zirvesi’ni düzenleyen Ayça Gürses, birlikte yola çıktığı arkadaşı Ada Uçar’la hedeflerinin çok büyük değişimler yaratmak olduğunu söylüyor

Kovid – 19 tedbirleri kapsamında haftalardır evlerinden çıkamayan ergenler genelde gergin ve mutsuz. Onlar ebeveynlerinin uyarılarından rahatsız, ebeveynler ise kafalarını ekrandan kaldırmayan gençlerden şikayetçi! Oysa evde olduğu zamanı fayda sağlayabilecek projeler üretmekle değerlendiren gençler de var. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı öncesinde, sizi harika iki gençle tanıştırmak istedim. Koç Özel Lisesi öğrencisi 11. sınıf öğrencisi Ayça Gürses (17) ve 9. sınıf öğrencisi Ada Uçar (15), pandemi döneminde artış gösteren kadına şiddet haberlerinin üzerine kafa kafaya verdi ve 9 Mayıs’ta Türkiye’nin İlk Dijital Kadın Hakları Zirvesi’ni düzenledi. Blossom Together adını verdikleri oluşum Türkiye genelinde uzmanları ve gençleri buluşturdu.

Blossom Together nasıl bir oluşum? Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Geçen yaz Hindistan’a gidip, kızların erken yaşta evlendirilmesini ve çaresizliğini gördüğümüzde bu konuda bir şeyler yapılması gerektiğini hissettik. Bunlar gerçekten can acıtan gerçekler. Hedefimiz çok büyük değişimler yaratmak. Ancak büyük değişimler için öncelikle küçük adımlar atmak gerekiyor. Bu anlamda Blossom Together’ı kurduk ve bu konuda ilgisi olan, bir şeyler yapmak isteyenlerin bize ulaşmasından ve kadın hakları hareketimize katılmalarından memnuniyet duyarız.

“Konfor alanımızdan çıktık”

Hindistan’a gitme fikri nereden çıktı?

Yaz tatilimizi boş geçirmek istemediğimizden yapabileceğimiz aktiviteleri, gidebileceğimiz yaz okullarını araştırdık ve fark ettik ki hiçbiri bizlere konfor alanımızdan çıkma imkanı tanımıyor. Belirli standartlarda yaşamınıza devam ediyorsunuz. Bununla beraber insanların bütününe fayda sağlamaktan çok sadece bizlere fayda sağlıyor, yani bizlere insanlara dokunma imkanı vermiyordu. Bu yüzden de Hindistan’a gitmek bize çok cazip geldi. Oradaki hijyen durumu ve salgın hastalıklar başta ailelerimizi endişelendirse de onları ikna etmeyi başardık.

Hindistan’a gidince gördük ki halk, ciddi yokluk içerisinde hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Orada kaldığımız süre boyunca öğrencilere İngilizce öğretmenin yanı sıra onlarla oyunlar oynayarak hayatın tüm zorluklarına rağmen önce çocuk olduklarını hissettirdik. Verdiğimiz dil eğitimi ve etkinliklerin yanı sıra daha bilinçli bireyler olabilmeleri için cinsiyet eşitliği ve cinsiyet rolleri üzerine atölyeler düzenledik.

Bu tecrübe sizde neleri değiştirdi?

Hindistan’daki projemizin ardından ülkemizde de özellikle ilkokul ve ortaokul çağındaki öğrencilerin vizyonunu geliştirmek, cinsiyet eşitliğine dikkat çekmek için bazı projeler geliştirdik. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yönlendirmesiyle Esenler’de Kazım Karabekir İlkokulu’nda çalışmaya başladık. Projemiz kapsamında bir eğitim dönemi boyunca her cumartesi günü 09.00-14.00 saatleri arasında ilkokul öğrencileriyle eğitici oyunlar oynadık, onlara İngilizce öğrettik ve hayatı her zaman sorgulayarak öğrenmelerinin gerekliliğini anlattık. Bu da bizim için harika bir tecrübe oldu.

9 Mayıs’ta Türkiye’nin ilk dijital kadın hakları zirvesini yaptınız. Amaç neydi?

Dijital bir kadın hakları zirvesi düzenlerken amacımız, konusunda uzman büyüklerimizi ve gençlerimizi bir araya getirerek, birlik olursak neleri başarabileceğimizi göstermekti. Kadına şiddet ve çocuk istismarı vakalarının önüne geçebilmek için değişime ihtiyacımız var ve değişimin formülü biziz. Yetişkinler ve gençler arasındaki ön yargıları kaldırarak gençlerin enerjisini, büyüklerin de bilgisini sentezlemek gerekiyor. Çoğu zaman iki grup arasında birbiriyle çalışmak konusunda ön yargılar olabiliyor. Ancak görüyoruz ki aslında her şey bu ikili bir araya geldiğinde mümkün oluyor.

Bundan sonrası için planlarınız nedir?

Yine hayatlara dokunmak. Bu noktadan sonra Blossom Together’ı organizasyon haline dönüştürüp bunu tüm gençler arasında bir kadın hakları hareketine çevirmek istiyoruz. Çünkü bizce gençler olarak ne kadar kenetlenirsek sesimiz o kadar yüksek çıkar. Ayrıca Türkiye içindeki faaliyetlerimizi artırmak istiyoruz ve bunun için şu an görüştüğümüz bazı sivil toplum kuruluşları var. Hayat adil değil ve bu noktada gençler olarak bize çok iş düşüyor. Yapmamız gereken, olabildiğince çok akranımızın, kardeşimizin bizim sahip olduğumuz imkanlara sahip olmasını sağlamak.

Yaşıtınız gençlerin çoğu evde olmaktan şikayetçi. Yaşıtlarınıza neler söyleyebilirsiniz?

Bizce en önemli şey konfor alanından dışarı çıkabilmek. İnsanlara yardım etmenin, onlara dokunmanın verdiği mutluluğu bir kere yaşadığınızda bu duygular artık sizin hayatınızda vazgeçemeyeceğiniz bir öneme sahip oluyor. Hayatı yaşarken haberdar olmadığımız ama zor şartlar altında yaşanan bir sürü farklı hayat var. Bu hayatları fark etmek, bu hayatlara dokunarak devam etmek, bu hayatların bir parçası olmak bazen çok donanımlı bir genç olarak yetişmekten çok daha önemli.

Evde geçen süreç zorlayıcı oluyor mu? Ailenizle bir arada sorun yaşıyor musunuz?

Dürüst olmak gerekirse evde geçen süreç bizim için hiç zor değil. Bu süreçte derslerimiz devam ederken projemizle alakalı araştırmalarımız da yoğun bir şekilde sürüyor. Daha fazla kitap okuma, daha fazla araştırma fırsatımız oldu ve bu yönden bize çok iyi geldi. Bizce insanın hayatını yeniden gözden geçirmesi, bazı şeyleri sorgulaması ve ailemizle beraber olabilmek için harika bir fırsat.

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri | Okullar Çin’deki gibi açılacaksa hiç açılmasın!

Zeynep İşman 15/05/2020

Çin’den gelen, okulların açıldığı ve çocukların ders başı yaptığı görüntüleri görmüşsünüzdür. Küçük çocukların astronot gibi giydirildiği, kapıda türlü dezenfektasyon işlemlerinden geçtiği, birbirleriyle kesinlikle temas etmediği, maske ile dolaştığı, hiçbir yere dokunamadığı, öğretmenlerin çocuklara yaklaşamadığı görüntüler. Sanki oyuncak bebek gibi, son derece sakin ve tepkisiz sıralarında oturuyorlar. Bu ne kadar gerçekçi ve ne kadar sağlıklı? Özellikle okul öncesi ve ilköğretim çağındaki, en büyük ihtiyacın hareket ve oyun olduğu çocuklar için, bu tarz bir düzen, doğru mu? Böyle olacaksa, hiç olmaması, olmasından iyi mi?

Şimdi tam zamanı

Dün İsviçre’nin Zug bölgesinde yaşayan aile dostumuz Kerem Demirkol ile sohbet etme fırsatımız oldu. İsviçre genelinde de, nüfusun ve vaka sayısının oranına bağlı, haftanın belli günleri/kademeli olarak okullar açılıyor. Ancak arada önemli bir fark var. Çocuklara maske taktırmıyorlar ve birbirlerinden ayırmıyorlarmış. Çocukların okul içindeki en büyük ihtiyacının sosyalleşme ve oyun olduğunun bilinci ile, çocuklara kalıcı travmalar yaşatmamak adına normal kıyafetleri ile okula geliyor ve istedikleri gibi bir arada olup, oyun oynayabiliyorlarmış. Dikkat edilen nokta ise, okulların temizliği ve öğretmenlerin öğrencilere bir buçuk metreden fazla yaklaşmıyor oluşu.

Elbette ülkelerin coğrafi koşulları ve nüfusu, bu gibi düzenlemelerde oldukça belirleyici. Ancak söz konusu çocuklarımız ise tüm seçenekleri masaya yatırıp, koşulları zorlayarak, zaten duygusal olarak oldukça zor bir dönemden geçen çocuklarımız için yeni bir düzene geçmenin tam zamanı.

Korona virüs, okulların mekânsal ihtiyaçlarını, öğrenim ortamlarını yeniden düzenlemek için bulunmaz bir fırsat oldu. Verimli bir öğrenim ortamı için açık hava şart. Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk da, bunu fazlasıyla destekliyor ve hem aileleri hem öğretmenleri bu yönde motive ediyor. Açık havada, doğaya yakın, toprakta yuvarlanan, ağaca tırmanan, teneffüs ve serbest zamanı bol olan çocukların konsantrasyonu, akademik başarıları ve sosyal uyum becerileri daha yüksek oluyor. Bunu biliyoruz. Çocukları okul binaları içinde, birbirlerinden uzak tutmak, oyun oynamalarını engellemek neredeyse imkansız. Bunu da hepimiz biliyoruz. O halde okulları açmadan ve eğitim yılını başlatmadan önce, tüm bu gerçeklikleri gözden geçirmek ve buna göre adım atmak gerekli.

Uzaktan eğitimde verimliliği sağlamak için pratik öneriler

Dünya genelinde pek çok teknoloji şirketi, evden çalışma süresini uzatıyor. Görünen o ki, evden çalışma yeni ‘normal’imiz olacak. Ancak çocuklu, özellikle çok çocuklu evlerde, bu sanıldığı kadar kolay değil. Ebeveynlerin vaktinin çoğunu, çocukların uzaktan eğitim sürecini desteklemek alıyor. Mimar Esen Akyar Karoğlu, uzaktan eğitimde verimlilik için bazı pratik öneriler verdi:

Çocuk odasındaki çalışma bölümünü uyuma ve oyun köşelerinden ayrıştırın.

Çalışma bölümü, uyku ve oyun bölümlerinden araya bir kütüphane koyarak ayrılabilir. Yatağın merdivenle çıkılacak şekilde üstte olup, altında çalışma masasının olduğu çözümler de uygundur.

Özellikle birkaç çocuğun veya ebeveyn ve çocuğun aynı odada çalışması durumlarında masalar arasına bir paravan veya bir perde çekilerek kişisel çalışma alanları yaratılabilir.

Çalışılan odanın rengi çok önemli. Çocuğun sakin ya da hareketli olmasına göre farklı renk seçimleri yapılabilir. Mavi konsantrasyon artırıcı ve sakinleştirici, kırmızı ise konsantrasyon arttıran ve uyarıcı bir renktir. Daha büyük yaştaki çocuklar için koyu füme rengi kullanılabilir.

Çocuklar için saatlerce oturmak çok zor o nedenle öğrenmeyi zevkli kılacak çalışma ortamı oluşturulmalı.

Çalışma masası mutlaka gün ışığı alan bir noktaya yerleştirilmeli.

Özellikle ilkokul çağında olan çocuklar için aktivite zamanları da düşünülmeli. Koridora stickerlarla sek sek alanı yapmak, bir duvarı yazılıp silinebilir boyalarla renklendirip sadece eğlence ve oyun için ayırmak hem çocuklarınızın hem de sizin ruh halinizi yükseltecektir. Evin ortak kullanılan bir noktasında seçeceğiniz bu duvarı, paylaşılacak sorumlulukları listelemek ve günlük plan yapmak için de kullanabilirsiniz.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri / Sokaklarda çocuk çığlıklarını özlemişiz

Zeynep İşman 14/05/2020

Dün neredeyse 9 hafta sonra, kızımla birlikte dışarı çıktık. Çocuklar için sokağa çıkma yasağının dört saatliğine kaldırılmasını duyduğundan beri, dışarı çıkmayı bekliyordu. Açıkçası içimden bir ses, “Gerek var mı ki? Biraz daha evde kalabilir aslında. Ne yapsak acaba?” diye pek çok soru sorsa da, onu kaygılandırmak, cesaretini kırmak istemediğim için dışarı çıktık. Elbette her çocuk farklı. Bazı çocuklar da, ebeveynleri çıkalım demesine rağmen, dışarı çıkmak istemedi. Bu çocuğun mizacı ile çok ilgili. O nedenle çocuğumuzu tanımak ve mizacına uygun bir dille, korkutmadan, sakin ve güven veren açıklamalar yapmak gerekiyor. Hazır olmayan çocukları zorlamamalı ama evdeki konfor alanlarını da biraz bozmak gerekiyor.

Çıkmadan önce neler yapıp, neler yapamayacağımızı konuştuk. Maske takması gerektiğini, artık yeni bir düzen ve kurallar olduğunu anlattım. Kalabalık yerlere gidemeyeceğimizi söyledim. Oturduğumuz mahallede biraz yürüyüş yaptık, yapabileceği seçenekler arasından dondurma almak istediğini söylemişti. Sosyal mesafe kurallarına uyarak, açık olan mahalle dondurmacısından dondurma aldık. Sonra ormana gidip, biraz yürüyüş, biraz oyun ve biraz da bitki topladıktan sonra eve döndük. Bence haftada bir izinler, yavaş yavaş esneyerek, yeni düzene alışma provası yapmak açısından çocuklar için iyi oldu.

İnsanlar pandemi varken neden alışveriş yapar?

Dün Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği’nden yapılan açıklamaya göre, pazartesi günü Türkiye genelinde 1 milyon 226 bin kişi alışveriş merkezlerine giriş yapmış. Normalde bu rakam günde 6,5 milyon imiş. Ama dün giriş sayısı yüzde 23 olmasına rağmen, cirolarda yüzde 40’lara yakın bir oran yakalanmış. Geçen ay Çin’de mağazalar açılmaya başladığında da, lüks segmentteki markaların, tarihin en büyük cirosunu yaptığına dair haberler vardı. Bu konuyu, “İnsan denen varlık çok acayip. Bu dert arasında bile alışveriş yapmaktan geri kalmıyor.” diye açıklamak yeterli olmaz. Bu ve bunun gibi konulara sosyolojik açıdan bakmak gerekir. Sosyal Psikoloji insanı anlamak için harika bir bilim dalıdır. Yaptığımız pek çok eylemin ardında, hayatta kalma güdüleri var. Alışveriş yaparak da, ‘hayattayım’ mesajını kendimize hatırlıyor olabiliriz. Buradaki tek fark, bazı insanlar ‘hayatta kal’ mesajı ile bizi sürekli uyaran ilkel beyin bölgesini daha çok geliştirir, bazı insanlar genetik ya da çevresel faktörlerden ötürü geliştiremez. Olaya geniş bir çerçeveden bakmak gerekli diye düşünüyorum.

Çocuklar da içsel motivasyon ile dışsal motivasyonun farkı

Kızım birinci sınıfa başladığından beri (geçen eylülden) piyano çalıyor. Henüz yolun çok başında ancak öğretmeninin de desteği ile epey ilerleme kaydetti. Tam ‘ne de güzel çalmaya başladı’ dediğimiz noktada, koronavirüs hayatımıza girdi ve evlere kapandık. Uzaktan piyano dersleri yapmaya başlasalar da, yeni başlayan 7 yaşında bir çocuk için hiç kolay değil ve motivasyonu ciddi oranda düştü. Son günlerde sıklıkla prova yapmasını, parçaları tekrar etmesini hatırlatıp duruyordum. Geçen hafta anneler günü öncesinde, bir sürpriz yapmaya ve Beatles’ın en sevdiğim parçası “Hey Jude”u öğrenip, bana çalmaya karar vermiş. Benim tek bir hatırlatmama yapmama gerek kalmadan, neredeyse her gün odasına kapandı ve bu parçayı çalıştı. Büyük bir heyecanla öğretmeni ile görüşmeler yaptı. Kendi planını kendisi belirledi ve anneler gününde bu parçayı çaldı. Kendi kararı ile hareket ettiği, emek verdiği ve koşulları zorladığı için, aldığım en güzel anneler günü hediyesi idi. Bu bana çocuklarda içsel ve dışsal motivasyonun farkını hatırlattı. İçsel motivasyonu sağlamak için, çocuğun ilgisi, yeteneği, çalışma isteği, uygun koşullar, verimli ortam ve aile desteği gerekiyor. Buradan da anlayacağımız gibi, koşulları ve desteği sağlayabiliriz ama gerisi çocuğa kalmış!

Ne yapsak?

Mayıs ayı çilek ve dut zamanı. Pek çok çocuk da bu meyvelere bayılır. Hormonsuz ve doğal olanını bulabilirseniz, mutfağa girip çocuklarla çilek reçeli ya da çilekli veya dutlu turta yapabilirsiniz. (Alerjisi olanlar başka meyve tercih etsin tabii!)

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

1 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla Korona günleri | Sokağa dönüş sancılı olacak

Zeynep İşman 13/05/2020

Hafta başı itibariyle ‘nor-malleşme süreci’ başladı. Kuaförler, AVM’ler açıldı. Haftalardır evden çalışan şirketler de, yavaş yavaş kapılarını açmaya başladı. Dün haberlerde izlediğimiz kadarıyla, sokaklar, AVM önleri, berberler epey dolu idi. Bu manzaraları görmek hem içimde iyileşmeye dair umut ışığı oluyor hem de korku ve kaygımı artırıyor. Benim gibi sürecin başından beri evde olanlar için, normalleşme ve sokağa dönüş daha sancılı olacak sanırım. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’ın önderliğinde gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin Kovid-19 Ruh Sağlık Barometresi’ araştırmasına göre toplumun yüzde 78’i kaygılı imiş ve yaşam sevinci yüzde 39 azalmış.

Daha önce de yazmıştım. Evlere girmekte zorlanmıştık ama sokaklara dönüş daha zor olacak. Güvenli duvarlar arasından çıkmak, çocuğumuzu çıkarmak ve kontrol alanımız dışındakilerle başa çıkmak daha zor. O nedenle bu geçiş sürecinde kendimize dikkat edelim. Duygu durumumuza, bedensel sağlığımıza dikkat verelim. İçimizde neler oluyor, neye ihtiyacımız var farkında olalım. Gerekirse destek alalım. Ancak bu şekilde daha kontrollü ve az hasarlı geçer bu normalleşme.

İş birliği kültüründe büyüyen çocuklar, sorumlu vatandaşlar olur

Ailede iş birliği ve dayanışma kültürü ile büyüyen çocuklar, toplumsal hayatta sosyal sorumlu vatandaşlar oluyorlar. Bu ne demek? Yani küçük yaştan itibaren, ailede bir birey olarak kabul edilen, sözü dinlenen, fikri sorulan, her kararda adı geçen, sorumluluk verilen ve kararlarının bedelini yaşamasına da izin verilen çocuklar, kendilerini daha değerli hissediyor ve başka insanlara da değer veriyor. Empati becerileri yüksek oluyor ve iyi/mutlu bir yaşam sürmek için, sadece kendini değil, birlikte yaşadığı herkesin değerlerini ve önceliklerini düşünmesi gerektiğini biliyor. Bunun sonucunda da, sadece kendi kapısının önünü değil, sokağını da temizleyen, sokağa çıkma yasağı bitti ve canı çikolata çekti diye başkalarının sağlığını tehlikeye atmayan sosyal sorumlu vatandaşlar oluyorlar.

İyi/kötü, doğru/yanlış yoktur!

Hayatı, insanları, olayları iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olarak yorumlamak, insanın kendisine yapacağı en büyük kötülük. Çünkü hayatta hiçbir şey, tek bir kelime ile özetlenecek kadar basit değildir. Korona virüs başladığından beri, her gün yeni vaka ve ölüm sayılarını öğreniyoruz. İlk ölümün gerçekleştiği 17 Mart’ta, tüm ülke nefesini tutmuş, korku ve yasa boğulmuştu. Sonra rakamlar giderek arttı. Bugün geldiğimiz noktada, her gün düşen ölüm oranlarını takip ediyoruz. Ve buna seviniyoruz! Hatta bazılarımız çoktan takip etmeyi bıraktı. Haftalardır her gün buna maruz kalmak, ölümü bile normalleştirdi! Çok acı da olsa, insan zihni böyle çalışıyor. Belki bir hayatta kalma mekanizması. Sürekli olan her şey eskiyor ve sıradanlaşıyor. Bu sıradanlaşmanın önüne geçmek için, değerlerimizi bilmek, onlara sıkıca tutunmak, anlamlı bir hayat sürmek için hayatı nasıl yaşadığımızı ve ne istediğimizi sıklıkla kendimize hatırlatmak gerekiyor.

Ne yapsak?

Kelime çağrışım oyunu

Çocuklarla kelime çağrışım oyunu oynayabilirsiniz. Ben bu oyuna bayılıyorum çünkü kızımın iç dünyasını anlamam, değerlerini keşfetmem için harika bir kaynak. Birbirinize bir kelime söylüyorsunuz ve karşı taraf o kelimenin kendisinde yarattığı çağrışımı söylüyor. Mesela kızıma ‘aile’ dedim, ‘sevgi’ dedi ve çok mutlu oldum.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri | Birbirinizi konuşma yastığı ile dinleyin

Zeynep İşman 12/05/2020

Evlerde yaşanan çatışmaların en temel sebebi, aile bireylerinin birbirini gerçekten dinlememesi. Çünkü sağlıklı bir iletişimin temel prensibi, etkin bir dinlemedir. Birbirimizi dinlediğimizi sanıyoruz ama dinlemiyoruz. Karşımızdaki konuşurken, ya dinliyorum deyip başka işlerle uğraşıyor, yemek yapıyor, telefona bakıyor, ya sözünü kesip kendimiz konuşmaya başlıyor ya da o konuşurken, biz kendi söyleyeceklerimizi düşünüyoruz. Yani dikkatimiz karşı tarafta değil, kendimizde oluyor. Oysaki etkin bir dinleme, beden duruşu ve göz teması ile tüm dikkatin karşı tarafta olduğu, sözcüklerin arkasındaki ihtiyaçların ve duyguların da duyulduğu bir dinleme halidir.

Evde olduğumuz bu süreçte çatışmalar artmış olabilir ama bence birbirimizi dinlemeyi öğrenmek için de çok güzel bir fırsat. Hiç olmadığımız kadar bir aradayız ve koşullarımıza bağlı olarak, tüm ailenin bir araya gelip birbirini dinlediği zaman dilimleri yaratabiliriz. Bunu yapmak size zor mu geliyor? Çok basit ve pratik bir öneri vereceğim. Evdeki bir yastığı ‘dinleme yastığı’ olarak kullanın. Konuşma sırası gelen, yastığı kucağına alsın. Ve yastık kimde ise, o kişinin sözü bitene kadar başka hiç kimse konuşamasın. Söz hakkı da, yastıkla birlikte elden ele dolaşsın. Basit bir obje ile olayı sevimli bir hale getirebilir, sonra da bunu alışkanlık haline dönüştürebilirsiniz.

Çocuklar için değil, çocuklarla yaşamalı

Aynı çatı altında yan yana olmakla, beraber yaşamak birbirinden çok farklı şeyler. Korona günlerinin bize en büyük armağanı, beraber yaşamayı öğretmek oldu. Bir kez daha anladım ki, çocuklar hayata dahil olmak istiyor. Evdeki her an, birlikte yapılabilecek bir paylaşım alanı. Oysa genelde çocuklar için yemek yapıyor, çocuklar için para kazanıyor, çocuklar için ev temizliyoruz. Küçük yaşlardan itibaren çocuklara sorumluluk vermeli, hayatı birlikte yaşamalıyız. Bu sayede onlar da kabul gördüklerini, değer verildiklerini hissediyor. İşte o zaman da direnç, iş birliğine dönüşüyor. Hayat daha keyifli akıyor. Evimizin dışındaki hayatı yönetemeyiz ama dört duvar arasındaki hayatlarımızı nasıl yaşayacağımız bizim tutumlarımıza bağlı.

Ekmek yapmak, görüntülü görüşme yapmayı geçti!

IPSOS’un Milliyet için derlediği araştırmaya göre, evde en çok yapılan aktivitelerde, görüntülü görüşme yapmak ile ekmek yapmak başa baş gidiyor. Biz de o evlerden biriyiz. Ramazan pidesi denedik, başarılı olamadık. Pide başka bir uzmanlık gerektiriyor. Ama ekmek yapmaya devam. Sizde durumlar nasıl? Halen ekmek ve hamur işi yapım çalışmaları devam ediyor mu? Yoksa havaların ısınmasıyla daha hafif gıdalar tüketilmeye başlandı mı?

Ne yapsak?

Çocuğunuzdan okuduğu ve çok sevdiği bir kitaptan isteğine göre 3 ya da 4 kelime seçmesini isteyin. Seçtiği kelimelerle, bir hikaye yazmasını önerin. Okuma-yazmasını geliştirmesi, daha da önemlisi dil gelişimi için harika bir etkinlik. Siz de eşlik edip, kendi hikayenizi oluşturabilirsiniz.

ZEYNEP İŞMAN

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/zeynep-isman/kizimla-korona-gunleri-birbirinizi-konusma-yastigi-ile-dinleyin-6210352

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri / Birlikte iyileşeceğiz

Zeynep İşman 11/05/2020

Dün bu sayfada içten mesajları ile yer alan tüm annelere bir kez daha teşekkür ederim. Öyle güzel mesajlar aldım ki. Samimiyetiniz ve güveniniz için minnettarım. Hepimiz çok benzer duygular yaşıyoruz. Bazen çok güçlü, bazen çok zayıf, bazen duygusal, bazen öfkeli, bazen fazlasıyla endişeli, bazen aşırı bunalmış, bazen şefkat dolu, bazen yapayalnız hissediyoruz. Bunları bilsek de, insan en çok kendine haksızlık etmeye meyilli. Bir çemberde buluşup, içimizi açtığımızda ise hem biz iyileşiyoruz, hem de etrafımızdakiler. Yetersizlik hissi yakamızı bırakmasa da, hepimiz olabildiğimiz hallerimizle yeterince iyiyiz ve birlikte iyileşeceğiz.

Uzaktan çocuk bakıcılığı

Geçenlerde, “Forbes ve Washington Post raporlarına göre, ebeveynlerin işine ve kendilerine odaklanabilmesi için FaceTime ve Zoom oturumları düzenleyen bakıcı talebi yüzde 700 artış gösterdi.” diye bir haber okudum. Türkiye’de böyle bir uygulama başladı mı bilmiyorum ama bana gayet mantıklı geldi. Evde çocukla ilgilenebilecek kimsenin olmadığı ve ebeveynlerin mesai saatleri içinde bilgisayar başında olmak zorunda olduğu evlerde, çocuklarla etkinlik yapmak, keyifli oyunlar oynamak, iyi hissettirmek açısından faydalı olabilir.

(Okumak isteyenler için link: https://www.washingtonpost.com/technology/2020/04/30/zoom-virtual-babysitters pandemic/?utm_campaign=The%20Interface&utm_medium=email&utm_source=Revue%20newsletter#comments-wrapper)

Dünya nereye gidiyor?

Dünyanın dört bir yanından çok enteresan haberler geliyor. Yıllarca filmlerde izlediklerimiz bir bir gerçek oluyor. Çin’deki okullardan gelen görüntüler dudak uçuklatan cinsten.

Küçücük çocuklar, astronot gibi giydirilip, onlarca aşamadan ve dezenfektasyondan sonra okula giriş yapabiliyor.

Bizim okullarda bu mümkün olur mu emin değilim. Olsa bile çocukları sabah 5’te falan okula yollamak lazım. Hele ki devlet okullarında, 50-60 kişilik sınıfları düşünecek olursak!

Başka neler mi oluyor?

Singapur’da bir parka, insanlara sosyal mesafe kurallarına uymaları gerektiğini hatırlatmak için, Spot olarak bilinen robot bir bekçi köpeği yerleştirilmiş. Görüntüleri izledim, gerçekten tüyler ürpertici!

Almanya, Danimarka gibi Avrupa ülkelerinde, konserler ve festivaller arabaların içinden çıkmadan yapılmaya başlandı.

Dünyanın ilk tek masalı restoranı İsveç’te açıldı. Bir masa ve bir sandalyenin olacağı restorana servis bir sepet aracılığıyla yapılacakmış. Konuklar 6 saat aralıklarla alınacakmış.

Marketlerde, parklarda, sokaklarda mesafeler genişletiliyor. İnsanlar birbirine yaklaştığında uyarı verecek sistemler geliştiriliyor.

Bunların dışında hemen her sektörde sosyal mesafeyi korumak için yeni uygulamalar devreye alınıyor. Giderek daha uzak ve daha yalnız bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Nasıl bir gelecek bizi bekliyor tahmin etmesi gerçekten zor olsa da, insan gibi sosyal bir varlığın, yaşamak için her koşulda bir yol bulacağı kesin.

Sokak hayvanlarına destek

İnsanların evlere kapandığı günlerde, açlıkla mücadele eden sokak hayvanlarına yardım etmeyi unutmayalım.

Bu konuda hem bireysel hem de kurumsal çok güzel projeler var. Biri de Haytap ve Getir iş birliği ile başlatılan mama yardımı projesi.

Getir uygulamasından aldığınız her yardım maması ile sokak hayvanlarının beslenmesine katkı sağlıyorsunuz.

NE YAPSAK?

Kendi bulmacanızı ve hikâyenizi oluşturun

Bulmaca çözmenin hafızaya faydasını hepimiz biliyoruz. Çocuğunuzla beraber bulmaca pratikleri yapabilirsiniz. Hatta evde kendi bulmacanızı oluşturabilirsiniz. Yaşına uygun soruların sorulduğu, kareli defter üzerine, küçük bir bulmaca hazırlamak çok keyifli ve öğretici olabilir.

ZEYNEP İŞMAN

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/zeynep-isman/kizimla-korona-gunleri-birlikte-iyilesecegiz-6209492

0 FacebookTwitterPinterestE-posta
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Zeynep İşman

Köşe Yazarı / İletişimci / Etkili Anne Baba Okulu Eğitmeni ... daha fazlası için tıklayın.

INSTAGRAM

birliktebuyuyoruz

“Enflasyon oranındaki %1’lik her artış, suça sürüklenen çocuk sayısını yaklaşık 1029 kişi artırıyor.” 
Bu bilgiyi geçtiğimiz günlerde TBMM’de katıldığım Çocuk Hareketi toplantısında öğrendim. TÜİK verileri. 2024 yılı yok içinde. Ben sayının çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum.

Evet enflasyonun artışının ve eğitime ayrılan bütçenin azalmasının, suça karışan çocuk konusuyla direk ilgisi var.

Suçun içinde büyüyen çocukların, herhangi bir suça karışma ihtimalleri de çok ciddi yükseliyor. 

Son dönemde neden çok sık, bilmem kaç sabıkası olan ve sokaklarda dolaşan çocuk haberleri okuyoruz nedeni belli. Şu yaşımda, iki üniversite bitirmiş ve epeyce sosyal çevresi olan biri olarak, ‘Bana bir silah bul’ deseniz nereye gideceğimi bilemem. Ama bu çocuklar her tür maddeyi peynir ekmek gibi buluyor. 

Tek bir çocuğun bile güvende olmadığı bir toplumda, hiçbirimizin çocuğu güvende değil. Çocukları korumak sadece anne babaların görevi değil.

#çocuk #suçakarışançocuklar
Momtalks ailemiz genişliyor. Bu sefer de Adana’ Momtalks ailemiz genişliyor. Bu sefer de Adana’daydık. 2017 yılından beri ülkenin dört bir yanında binlerce ebeveyn ve eğitimci ile buluşuyoruz🧿.
Dün sadece Adana’dan değil, Hatay’dan, Mersin’den, Gaziantep’ten, Kahramanmaraş’tan, Adıyaman’dan, Kayseri’den gelenler de vardı. Eğitim sevdalısı hepinize teşekkür ederiz. Ülkemizde eğitime verilen değer ortada, o nedenle sizleri gördükçe umutla yolumuza devam edebiliyoruz 🙏🏻.

Dün bizlerle olan ve konuşmacı olmak dışında tüm heyecanımıza da ortak olan dostlarımıza tekrar teşekkürler. İyi ki varsınız💕

22 Aralık’ta Ankara’da görüşmek üzere. Bu sefer online da katılabileceksiniz. @momtalkstr 

#birliktebüyüyoruz #gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #eğitim #aile #çocuk #ebeveyn
İlham dolu bir röportaj ile karşınızdayım bu İlham dolu bir röportaj ile karşınızdayım bu pazar sayfamda ✨ 

Fizyoterapist Zeynep Büyükardıç’ın @zeynepbuyukardc hikâyesi tam anlamıyla bir yaşama azmi ve kararlılık örneği. Büyükardıç, 6 Şubat depremlerinde Kahramanmaraş’taki kliniğindeydi. Enkazdan 2 gün sonra kurtarılabildi. Sağ kolunu ve bacağını kaybetti. Uzun bir tedavi sürecinden sonra, vazgeçmek ve köşesine çekilmek yerine mesleğine devam etmeyi ve kendisi gibi ampute hastalarına umut olmayı tercih etti. Hayattaki en büyük tutkusu mesleği olan Büyükardıç, bu tutkunun ve güçlü yapısının kendisini ayağa kaldırdığını söylüyor. 
3 Aralık Dünya Engelliler Günü öncesinde GBB Ortez-Protez merkezinde çalışan fizyoterapist Zeynep Büyükardıç ile konuştuk. Kendisine çok teşekkür ediyorum 🙏🏻

Yazının tamamı Milliyet Pazar’da ve profilimde …

#birliktebüyüyoruz #milliyetpazar #3aralıkdünyaengellilergünü #engeltanımayanlar
Yorulduk morulduk ama değdi be Adana 💕 Emeği Yorulduk morulduk ama değdi be Adana 💕
Emeği geçen, bizle birlikte haftalardır koşuşturan tüm dostlarımıza, çok değerli konuşmacılarımıza ve salonu dolduran Adana ve çevre illerden gelen sizlere sonsuz teşekkürler 🙏🏻 Biz kocaman bir aileyiz 🫶🏻 @momtalkstr 

#gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #birliktebüyüyoruz
Sevgili Ahmet Baran @baranahmet ile muhteşem bir Sevgili Ahmet Baran @baranahmet ile muhteşem bir Momtalks Adana ❤️🙏🏻 @momtalkstr 
Başladık… 

Babacım çok sevdiğini biliyorum. Senin için 💕 @mehmethalilisman 

#gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz #momtalkstr
Evet Adana! Biz geldik, siz nerdesiniz? 😁 
Yarın sabah 09:30 itibarıyla tam burada, Orhan Kemal Kültür Merkezi’ndeyiz @momtalkstr @dr.bahareris 

#gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #aile #eğitim #çocuk #ebeveyn #ergen #birliktebüyüyoruz #işbirliği
Böyle kucaklaşmalara hazır mısınız sevgili A Böyle kucaklaşmalara hazır mısınız sevgili Adanalılar? 
30 Kasım Cumartesi oradayız. Yerinizi alın 👉🏻 @momtalkstr 

Çukurova Belediyesi Orhan Kemal Kültür Merkezi
Program:
09.30 Karşılama ve kayıt
 
09.45​ Zeynep İşman-MomTalks Partner
10.00 ​Dr. Bahar Eriş- MomTalks Fikir Annesi
​​
“İlham Verenler”
10.15​​ “Nasıl Başardım?”
Nesrin Olgun Arslan / Yüzücü

10.55​ “Başarının Sol Anahtarı”
Ahmet Baran / Kanun Sanatçısı

11.45 ​​Kahve Molası
 
12.00 ​“Çocuklarda Matematiksel Düşünme Becerisi”
Burcu Haboğlu Baba / Matematikçi-Eğitim Girişimcisi

12.40​ “Sınavlarda Başarı İçin Etkili Çalışma Yöntemleri”
Emre Dalkılıç / Yazar
Filiz Özdemir / Eğitim Danışmanı
 
13:30​ Öğle Arası
 
14.30 “Rağmenci Olmak“
Mümin Sekman / Başarı Uzmanı - Yazar

15.15​ “Akran Zorbalığı”
Yasemin Meriç Kazdal / Klinik Psikolog

15.50​​ Kahve molası

16.15​ “Hocam Ne Olacak Bu Çocuğun Hali?”
Ferhat Aydın / Psikolog

#momtalkstr #momtalksadana #gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz
Bugün @gelecegedokunananneler ve Başkent Üniver Bugün @gelecegedokunananneler ve Başkent Üniversitesi ev sahipliğinde, Çocuklukta Duygusal İhmal konusunda çok değerli paylaşımlar dinledim. @prof.dr.ferhundeoktem hocamın anlattığı bir olay ilgimi çekti ve paylaşmak istiyorum.

Yıllar önce Susam Sokağı dizisinde bir karakter ölmüş ve Amerika’daki tüm ekip, çocuk psikologlarıyla toplanıp, bu durumu çocuklara nasıl anlatacaklarını konuşmuşlar. Bir kısım karakteri tatile çıkaralım dese de çoğunluk bunun yanlış olduğunu, çocukların güvenini kaybedemeyeceklerini söylemiş. Sonunda ölümle ilgili kısmın gösterileceği bölüm bir tatil dönemine denk getirilmiş çünkü çocukların aileleriyle izlemeleri isteniyormuş. Bu sırada okul öncesi dönemde çocuğu olan aileler izinli sayılmış ve ailelere çocuklarıyla ölümü nasıl konuşabileceklerine dair bilgilendirilme yapılmış.

Ülkemizde ise yine geçmiş yıllarda bir öğretmen sınıfta çocuklara öldüklerinde kendi cenazelerinin nasıl olacağını tüm detayına kadar tarif edip, ahirete hazırlık adı altında ders (!) anlatmıştı. O dönem o okuldaki çocuklar titreme, ağlama, kusma belirtileri ile hastaneye getirilmiş.

İki yaklaşım arasında nasıl farklar görüyorsunuz? Çocukluk özen gerektirir. Bu hassas dönem emek ister. 
Çocuk istismarı sandığımızdan çok daha kapsamlı bir konu. Çocukları ihmal etmek ve istismar etmek arasındaki geniş çizgide gidip geliyoruz. En çok da en yakınlardan geliyor bu durum ne yazık ki.

#çocukluktaduygusalihmal #ihmal #istismar #birliktebüyüyoruz
Soğuk Ankara’dan günaydın ❄️ Poz vereyim Soğuk Ankara’dan günaydın ❄️ 
Poz vereyim diye bir artistlik yaptım önce ama son fotoda görüldüğü gibi dondum:)

Bugün @gelecegedokunananneler ile “Duygusal İhmal Sempozyumu”ndayım. Konu görünmeyen/fark edilmeyen ama çok yaygın bir durum olduğundan çok mühim. Notlarımı paylaşacağım.

#birliktebüyüyoruz #çocukluktaduygusalihmal #duygusalihmal
Adana’da büyüyen ve bunun psikolog olmasında Adana’da büyüyen ve bunun psikolog olmasında çok etkisi olduğunu söyleyen @barpsikologu Ferhat Aydın, “Hocam ne olacak bu çocuğun hali?” başlıklı psiko-gösteriyle Momtalks Adana’nın kapanışını yapacak. ☺️

Dopdolu bir gün sizleri bekliyor. Tadı damağınızda kalacak. Ayrıntılar @momtalkstr sayfasında ve profilimde…

#momtalkstr #momtalksadana #adana #adanaetkinlik #gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz #eğitim #aile #çocuk #ebeveyn
Daha Fazla... Instagramda takip edin

Menü

  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim

İlgi Görenler

  • 1

    Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

    10/03/2018
  • 2

    Lion

    30/12/2017
  • 3

    Doğadaki Son Çocuk

    25/04/2018

Bülten

"Birlikte Büyüyoruz" bültenimize abone olarak, makaleler, bilgilendirmeler ve fotoğrafları doğrudan e-posta adresinize alabilirsiniz.

Gizlilik Politikası            Kullanım Şartları

  • Instagram
  • E-posta

Zeynep İşman - Birlikte Büyüyoruz®. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz. Geliştirme: W Dijital


Başa Dön