Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Etiket:

baba

Korona virüs, çocuklarda dijital göz yorgunluğunu arttırdı

Zeynep İşman 15/06/2020

Covid-19 pandemisi, hepimizi sadece psikolojik olarak değil, fizyolojik olarak da oldukça sarstı. Hareketsiz-likten kaynaklı kilo artışı, eklem sorunları, aşırı ekran kullanımına bağlı göz rahatsızlıkları bunlardan bazıları.

Ben zaten gözleri bozuk biri idim ancak pandemi süresince evde görüntülü görüşmeler, toplantılar, gündem takibi, her gün yazı derken, ekran kullanım sürem artınca, gözlerim de nasibini aldı. Daha çok sulanmaya ve ağrımaya başladı. Yaptığım canlı yayınlarda kendimi izleyince, çok sık göz kırptığımı fark ediyorum. Göz sağlığının önemini insan ilerleyen yaşlarda anlıyor ne yazık ki ama günümüzde çocuklar, ekranlar nedeniyle çok erken yaşta göz rahatsızlıkları ile tanışır oldu. Ben böyle hissedince, çocuklar ne alemde diye düşündüm ve Koç Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Afsun Şahin’e sordum. Kendisi çok faydalı ve pratik önerilerde bulundu.

‘Çocuklar haftada en az 15 saat gün ışığı almalı’

“Okulların kapanması ve sokağa çıkma yasaklarından dolayı çocukların dijital ekran karşısında geçirdikleri ortalama süre tüm dünyada ve ülkemizde önemli derecede arttı. Bu da djitial göz yorgunluğu ve göz kuruluğunun çocuklarda belirgin olarak artmasına yol açtı. Dijital göz yorgunluğu söz konusu olduğunda çocuklar yetişkinlerden farklı değildir. Uzun süre dijital ekrana bakan çocuklar göz kuruluğu, göz yorgunluğu, baş ağrısı ve bulanık görme yaşayabilirler. Semptomlar tipik olarak geçici olmakla birlikte, sık ve kalıcı da olabilir. Bunun yanı sıra, uzun süre yakından dijital ekranlara bakmak ve kapalı ortamlarda kalmak miyopi sıklığını arttırır. Bu yüzden çocukların haftada en az 15 saat gün ışığı almaları gerekir. Uzun süre okuma, yazma veya diğer yakın mesafeden yoğun çalışmalar da göz yorgunluğuna neden olabilir.

18.00’den sonra ekrana bakmamalı

Ekranlardan yayılan mavi ışığa uzun süre ve özellikle saat 18:00’dan sonra maruziyet uykusuzluk, iştahsızlık ve depresyona neden olmaktadır. Bu yüzden saat 18.00’den sonra ekranlardan yayılan mavi ışığı kapatmak ve gece moduna almak gereklidir. Ekran karşısında 20:20:20 kuralı uygulanmalıdır; her 20 dakikada 20 saniyelik bir mola verilerek, 20 feet yani 6 metre uzağa bakılması önerilmektedir. Bilgisayarda çalışırken göz kırpma çok önemlidir. Sık göz kırpmak, kuruluğu ve tahrişi önlemek için gözleri nemlendirir. Dijital ekrana bakarken çocuklar çok daha az gözlerini kırpar (normalin sadece üçte biri) ve ekran karşısında yapılan göz kırpmaları sadece kısmi kapak kapanmalarıdır. Bu yüzden ekran karşısında sık ve istemli olarak gözler kırpılmalıdır.

Çocuğunuzun gözlerini bilgisayar göz yorgunluğundan korumaya yardımcı olacak ipuçları:

– Gözünü dinlendirmesini hatırlatmak için akıllı telefon zamanlayıcısını ayarlayın.

– Oyunda bir seviyeyi tamamladıktan sonra en az 20 saniye ekrandan ayrılmasını sağlayın.

– Eğer tabletten kitap okuyorsa, çocuğunuza gözünü dinlendirmesini hatırlatmak için kitapları her birkaç bölümde elektronik bir ataçla önceden işaretleyin. Bir e-kitapta, aynı efekt için “yer imi” işlevini kullanın.

– Ekrandaki parlama zorlanmaya neden olabileceğinden, tableti ve telefonu dışarıda veya aydınlık alanlarda kullanmaktan kaçının.

– Bilgisayar ekranının parlaklığını ve kontrastını size rahat hissettirecek şekilde ayarlayın.

– Çocuğunuzu dijital medyayı kendisinden daha uzak tutmaya (45 cm ideal) teşvik edin.”

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Sosyal mesafeli yaz nasıl geçecek?

Zeynep İşman 13/06/2020

Uzaktan eğitimin başlamasıyla eve kapanan çocuklar, zor da olsa yeni düzene alışıyor derken, şimdi de yaz tatili başlıyor. Çalışan anne babalar için yaz okulları hayat kurtarıcı oluyordu; oysa bu yaz böyle bir seçenek imkânsız görünüyor. Çocuklarla parka çıkmaya bile ürkenler için, tüm yaz evde nasıl geçecek? Bu soruların cevabını uzmanlara sordum.

PSİKOLOG ÇİĞDEM DOĞAN BİLGİN:

“TEMBEL EBEVEYNLİK ZAMANI”

– Bu yazın, eski yazlar gibi olmayacağını çocuklara nasıl anlatmalıyız?

Resimlerle ya da farklı şekilde bu sürecin ne anlama geldiği ya da nasıl geçtiği hakkında ilişki kurabilirler. Çocuklarla dürüst, açık, kısa ve anlaşılır bir sözel ilişki kurmak çok önemli. Sosyal mesafeden haberdar olan çocuklarına yeni sosyalleşmenin sınırlarını çizmeliler. Kişisel alanı evde oyun oynayarak yeniden gösterebilirler. Çocuklarıyla “özlediklerim listesi” yaparak, özledikleri şeyleri yeni düzende nasıl dönüştüreceklerini belirleyebilirler. Tüm bunlar yapılırken ebeveynlerin kendi kaygılarını yönetebilmeleri önemlidir. Çocuklar biz yetişkinlere göre pek çok değişikliğe daha kolay adapte olabiliyor. Onları izlemek, ihtiyaçlarını gözlemek ve o sırada yanlarında olmak en kıymetlisi. Bol bol su oyunları, saksıya dahi olsa çiçek ekmek, olabildiğince yeşile ve toprağa temas edebilecekleri doğa gezileri ve tabii evde kalınan süreçte çocuğun en çok keyif aldığı şeyleri yapmayı sürdürerek süreci sağlıklı yönetebilirler.

– Evdeki düzene alışmışken, yeniden düzen değişikliği olacak. Bu geçişlerde neler yapmalıyız?

Çocuklar rutinleri sever ve rutinler içinde kendilerini güvende hisseder. Çünkü onlar için hayat böylece tahmin edilebilir olur. Ebeveynler “Değişikliklere uyum sağlamakta zorlanıyor muyum? Bunu kendim için nasıl kolaylaştırırım? Neye ihtiyacım var?” sorularıyla kendi duygu ve davranışlarını düzenlerken çocuklarına doğrudan destek olmuş olacak.

– Ebeveynlere kendi ruh sağlıkları ve bu dönemi en az hasarla atlatmaları için neler önerirsiniz?

Ebeveynler duygusal dayanıklılıklarını artırmak için kendilerine iyi gelen ev içi aktivitelere zaman ayırmalı. Burada hayatımıza yeni giren “tembel ebeveynlik” kavramından söz etmek isterim. Tembel ebeveynlik iki temel üzerinden şekilleniyor. Birincisi çocuklara özgür bir alan oluşturuyorsunuz, yaşlarına göre yanlarında olmanızın gerekip gerekmediğine karar veriyorsunuz ve oyunlarını yönlendirmeden, kısıtlamadan istediklerini yapmalarına alan tanıyorsunuz. İkincisi ise çocuğunuza eve dair sorumluluklar veriyorsunuz ancak bu sorumlulukları yapmayacakları zamanların olacağını kabullenerek, çocuklara kararlarının sonuçlarını sahiplenmeleri gerektiğini öğretiyorsunuz. Tüm bunlarla birlikte ebeveynlere gün içerisinde yetersiz hissettiklerinde kendilerine şefkatle yaklaşmayı ihmal etmemelerini öneririm.

EĞİTİMCİ-YAZAR BAHAR ERİŞ:

“RUTİN OLUŞTURMAK İYİDİR”

Eğitimci-yazar Bahar Eriş, bu yazı en verimli şekilde geçirebilmek için anne babalara ipuçları olacak önerilerini paylaştı: “Yaz tatilinde çocuklar zamanın büyük bölümünü evde geçirecek. Ekran kullanımları artacak. Uyku düzenleri etkilenecek. Abur cubura daha çok alan açılabilir. Bütün bunlar bağışıklık sistemi için tehdit. Uyku, beslenme, egzersiz çok önemli. Bu nedenle önceden bu konularda plan yapmak ve günlük bir rutini korumaya çalışmak gerekli. Ekran kullanımıyla ilgili net sınırlar belirlemek, bu sınırlara birlikte karar vermek, sınırların tüm aile üyelerini kapsaması, çocukların ekran dışındaki zamanlarını planlamak ve bu zamanlarda ailece vakit geçirmek önerilebilir.”

Aile kuralları

– “Yemek zamanı kimse ekrana bakmayacak” iyi bir kural.

– Sosyalleşmek için FaceTime ya da Zoom gibi uygulamalar üzerinden arkadaşlarıyla oyun randevuları düzenlenebilir.

– Mümkün olduğunca fiziksel aktivite, kitap okuma, doğada zaman ve sosyalleşme zamanı planlanmalı.

– Kitap seçiminde çocuğun ilgi alanlarından yola çıkmak her zaman en etkili yöntemdir. Evde sevimli ve çekici bir okuma köşesi de oluşturabilirsiniz.

Sıkıntı kavanozu

Yetişkin gözetimi olmayan serbest oyun, çocuğun yaratıcılığı ve sağlıklı gelişimi için çok faydalı. Sıkılmak çocuk için iyidir. Problem çözme ve yaratıcılığı geliştirir. Yine de acil durumlar için bir sıkıntı kavanozu yapabilirsiniz. Çocuğun sevdiği aktivitelerin her birini küçük kâğıt parçalarına yazın, hepsini bir kavanozun içine koyun. Sıkıldığında gidip kavanozdan bir aktivite çeksin ve onu yapsın.

Birlikte aktivite

Ailece eğlenceli zaman geçirmek de önemli. Birlikte film gecesi, bahçe işleriyle uğraşmak, birlikte yemek yapmak, sanal müzeleri gezmek, kitap okuma saati gibi aktiviteler önerilebilir. Online yoga, pilates, egzersiz videoları var. Bunu belki çocuğunuzla eğlenceli bir sabah egzersizi rutinine çevirebilirsiniz. Arada müzik açıp hep birlikte hoplayıp zıplayıp dans edebilirsiniz.

Çocuklar ile ebeveynler için eğlenceli, oyun tabanlı öğrenme fikirleri sunan www.LEGO.com/letsbuildtogether platformu var. Ailelerin merakını ve yaratıcılığını canlı tutacak fikirler paylaşılıyor. LEGO® tasarımcıları burada günlük yarışmalar düzenliyor.

Kendinize zaman ayırın

Ebeveynler için çok zorlayıcı bir dönem bu. Kendilerine karşı anlayışlı olmalılar. Oksijen maskesini önce kendinize takın. Ruhsal sağlığınız sadece sizin için değil çocuğunuzun ruhsal sağlığı için de önemli. Evliyseniz eşinizle dönüşümlü olarak sorumlulukları ne şekilde üstleneceğinizi planlayabilirsiniz. Bu zamanlarda çocuğunuza verdiğiniz güven duygusu ve aranızdaki sevgi ilişkisi en önemlisi. Gerisi teferruat!

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Bırakalım dağınık kalsın

Zeynep İşman 12/06/2020

Bu aralar evde her şeyi boşladığım bir hal içindeyim. Boşlamaktan kastım iyi bir şey ama! Böyle bir rahatlık, bir yavaşlama, yemek biter bitmez masayı toplamama halleri, ayaklarımı uzatıp film izlemeler, o sırada çocuğuma tablet vermeler falan. Ve işin ilginci, bundan hiç mi hiç rahatsız olmuyorum. Tam tersi, bir hafifleme, bir rahatlama geldi. Çünkü yoruldum. Aylardır son derece disiplinli çalışmaktan, dersler, yazılacaklar, sunumlar, yemek, ev işleri derken yoruldum. Çoğumuz gibi. Ve kendimi şunu düşünürken yakaladım: Şimdi ben kızımla eskisi kadar ilgilenmediğim için kötü bir ebeveyn mi oluyorum? Cevap: Tabii ki hayır.

Pandemi sürecinin en başından beri, evde çocuklarla çok zorlandığımızı ancak dersler, ödevler, ekran kullanımı, yeme-içme kurallarından çok daha önemli olanın, çocuğumuzla aramızdaki ilişki olduğunu söylüyorum. Ebeveynlik, planlanmış ve yapılandırılmış zamanlar değil, bir ömür süren, hayatı yaşayış biçimimiz ve çocuklarla ilişki kurma halimizin bütünüdür. O yüzden arada çuvallasak da normal olan ve geliştirip, iyileştirilebilir bir süreç.

Dün Dr. Tina Payne Bryson’ın “Dramsız Disiplin Mümkün” konuşmasını dinlerken, “Bazen de saldım çayıra diyebilirsiniz. Bu süreçte tüm kurallar bozulabilir. Sokağa çıkamıyorlar ve ekran süreleri uzayabilir. Bu hiç önemli değil. Önemli olan, bu ilişkiyi nasıl kurduğunuz. Pandemi bitince eski kurallara yeniden dönülür. Evet, biraz zor olabilir ama güçlü bir ilişkiniz varsa bu da hallolur” dedi. Bunu ondan da duyunca içimdeki rahatlama daha da arttı.

Çocukların bu dönem her şeyden ama her şeyden daha çok ebeveynlerine ihtiyacı var. Evet, sıkıldılar, evet arkadaşlarını özlediler, evet daha çok oyun ve hareket istiyorlar. Ama unutmayın, en büyük ihtiyaç, güvenle bağlanabildiği, sırtını yaslayabildiği bir ebeveyn. Biz koşulsuz bir şekilde çocuklarımızın yanında durunca, onlar da kendilerini desteklemeyi öğreniyor. İşte o zaman ne pandemi ne başka bir şey yıkamıyor.

“Kadın öğretmenler uzaktan eğitim sürecinde daha disiplinli”

Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce (SODİGEM) “Uzaktan Eğitim Döneminde Öğretmenlerin Değişen Dijital Alışkanlıkları” başlıklı bir anket çalışması gerçekleştirilmiş. İlkokul, ortaokul ve liselerden farklı branşlardaki 2 binin üzerinde öğretmenle yapılan çalışmaya göre, öğretmenler uzaktan eğitimin hiçbir şekilde sınıf içi eğitimin yerini tutamayacağını düşünüyor. Ancak yüzde 80’i de uzaktan eğitimi devam ettireceğini söylemiş çünkü uzaktan eğitimin örgün öğretim devam ederken destekleyici bir araç olduğunu düşünüyorlar.

SODİGEM Genel Müdürü Prof. Dr. Levent Eraslan, kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre uzaktan eğitimi daha etkili kullandığını söylüyor ve kadın öğretmenlerin bu süreçte daha disiplinli, daha gelişmeye açık, teknik ve yeni beceriler elde etmeye dönük motivasyona sahip olduğunu belirtmiş.  Burada niyetim cinsiyetçi bir söylem yaratmak değil ancak şunu biliyoruz ki kadınlar psikolojik dayanıklılık ve bilişsel esneklik konusunda erkeklerden daha yetenekli. Bu gerçeğin uzaktan eğitim sürecine de yansıdığını gördüm ben bu çalışmada. Ve dönüp dolaşıp yine şuraya geldim: Siyaset gibi yoğun strese maruz kalınan ve psikolojik dayanıklılık gerektiren bir alanda kadınlar daha çok olsa, hayat ne güzel olur!

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Çocuklara da maske kullandırtmalıyız

Zeynep İşman 11/06/2020

Havalar ısındıkça, maske kullanımının ne kadar zor olduğunu deneyimliyoruz. Evden çıktığım ve maske taktığım her an, tüm gün dışarda ve kapalı ortamda ya da sıcakta çalışıp maske takmak zorunda olanları düşünüyorum. Gerçekten çok zor. Hele sıcakta çocuklara maske taktırmak ve el dezenfektanı kullandırtmak daha da zor. Sokaklarda maskesiz dolaşan çocuklar görüyorum. Ne kadar zahmetli olursa olsun, bu konuda onlarla naif ve anlaşılır sadelikte bir dille konuşmalı ve kendi sorumluluklarımızı yerine getirerek doğru model olmalıyız. Tüm yaş kısıtlamaları kalktı. Artık daha çok sayıda insan göreceğiz sokaklarda. O nedenle geçmiş haftalardan daha dikkatli olmak gerekiyor. Çocuklar daha hafif atlatıyor olabilir ama bu virüse yakalanmadıkları anlamına gelmiyor.

Öte taraftan sinema ve tiyatroların da 1 Temmuz itibariyle faaliyete geçeceğini öğrendik. İçimi büyük bir ürperti kaplasa da, büyüklerimizin bir bildiği vardır herhalde demekten başka bir şey gelmiyor elden.

65 yaş üstüne özgürlük

Salgın süresince en çok evde kalan ve yalnızlaşan kesim 65 yaş üzeri oldu. Nedeni belliydi. Sağlık Bakanı geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalardan birinde, “Son bir ayda ölen vatandaşlarımızın yaş ortalaması 74,6” demişti. Bu nedenle anne babalarımız için çok endişelendik. Ancak onlar da kendilerini toplumdan dışlanmış ve çok yalnız hissettiler. Artık kısıtlamalar kaldırıldı. İstedikleri zaman dışarı çıkabilecekler. Bu karara sevinmekle birlikte, bu sefer de kendi ebeveynlerimiz için endişelenmeye başladık. Her gün arayıp, nereye gittiklerini ve ne yaptıklarını kontrol etme güdüsü var içimde. Yıllarca onlar bizim arkamızdan dertlendi, şimdi sıra bizde sanırım.

‘Sosyal mesafe’ kelimesi

Korona virüsten sonra hayatımıza giren kelimelerden biri ‘pandemi’ ise diğeri de ‘sosyal mesafe’. Pandemi kelimesi vardı da, çoğumuz hiç duymamıştık. Ama sosyal mesafe tanımını kim buldu acaba? Sokakta yürürken istisnasız 2-3 adımda bir çevreden geçenlerden bu kelimeyi duyuyorum. Konuşma çağındaki çocuklar ‘anne/baba’ demeden önce ‘sosyal mesafe’ demeyi öğrenecek. Yediden yetmişe herkes sosyal mesafe kelimesini biliyor artık. Ama ne anlama geldiğini biliyor mu ve uyguluyor mu, işte orası sıkıntılı.

Çocuklar için güvenilir ve keyifli bir kanal

Pandemi süresince ekran kullanımı ister istemez arttı. Kuralları ve sınırları esnetmek zorunda kaldık. Bu süreçte anne babalar olarak “tamam izlesin ama en azından kaliteli ve doğru içerikler izlesin” diyoruz. İzlenebilecek güvenli kanallardan biri de MEYPOM Çocuk. Eğitimci Yasemin Çay ve oğlu Demir’in evde sakladıkları malzemelerle kullanışlı ve eğlenceli tasarımlar yaptığı “Sakla Tasarla”, MEYPOM Çocuk YouTube kanalında yayına başladı. Anne-oğul çok keyifli ve pratik etkinlikler yapıyorlar. Bakmanızı öneririm.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Bizi bu güzel havalar mahvetmesin

Zeynep İşman 10/06/2020

Normalleşme sonrası İsrail’de koronavirüs vakalarında ciddi bir artış yaşanınca, ülkenin Başbakanı normalleşmeyi durdurduklarını, eski tedbirlerin ve kısıtlamaların aynen devam edeceğini söyledi. Çok korkuyorum aynı şey bizde de olacak diye. Eğer biz bu işi vatandaş olarak bireysel sorumluluğu elimize alıp çözemez-sek, yine yasaklar ve yaptı-rımlar devreye girecek. Ne normal-leşmeye ne bizi gevşeten güzel havalara aldanmayalım.

Tedbirleri tıpkı kısıtlama varmış gibi uygulamaya devam edelim.

Çember kullanımını yanlış anladık

Hani bazı umumi tuvaletlerde klozetin ya da lavaboların nasıl kullanılacağı adım adım detaylı bir şekilde anlatılır ya. Sanırım yeni normal ile hayatımıza giren yeni ve ‘tuhaf’ uygulamalar için de aynı şeyi yapmak gerekli. Hem dünyada hem ülkemizde, sosyal mesafeyi korumak amacıyla parklara çemberler çizildi. Ortalama 3 kişinin bir arada oturabileceği ve arada sosyal mesafeye uygun boşlukların olduğu çemberler. Ancak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sosyal medya paylaşımı ile gördük ki çember kullanımı tamamen yanlış anlaşılmış. İnsanlar çemberlere aldırmadan, kimi maskesiz, büyük gruplar halinde ve iç içe oturuyorlar. Acaba parkların girişine de, çemberlerin nasıl kullanılacağı adım adım yazılsa mı?

Ebeveynler telafi eğitimine sıcak bakmıyor

Dün yazımda, küçük yaştaki çocuklar için telafi eğitiminin gerekli olup olmadığından, olsa bile nasıl bir eğitim içeriği olabileceğinden bahsetmiştim. Ebeveyn ve eğitimcilerden pek çok yorum geldi. Gelen görüşlerin hemen hepsi, 9 yaş altı hatta daha büyük yaştaki çocuklar için bile akademik ağırlıklı bir telafi eğitimi olmaması yönünde idi. Pandemi sürecinde her kararın anlık değişebileceğini gördük. 31 Ağustos’a kadar neler değişir bilemiyorum ama hem eğiticilerin hem ebeveynlerin bu farkındalıkta olması bana umut verdi. Bu süreç bize en çok, birlikte hareket edersek başarabileceğimizi gösterdi. Olaya sadece ebeveynler ya da okullar cephesinden bakamayız. Başta çocukların ihtiyacını ve iyiliğini düşünmek zorundayız. Başka türlü bakmalıyız. Bugüne kadar hiç bakmadığımız gibi. Yavaş yavaş bu orta noktaya gelebiliyor olmak güzel. Eğitimde bir şeyler değişiyor, değişecek.

Online yaz okulu

Pandemi ile hayatımıza ‘online dadı’lar girdi. Ebeveynlerin tüm gün çalışmak zorunda olduğu ve çocuklarla ilgilenecek kimsenin olmadığı evlerde, anne babaların imdadına Zoom gibi uygulamalar üzerinden hizmet veren oyun abla/abileri yetişti. Sıra geldi yaz tatiline. Okullar haftaya kapanıyor ve ebeveynler bu yazın nasıl geçeceğini kara kara düşünüyor. Bu süreçte pek çok kurum “online yaz okulu” açmaya başladı. Pek çok müze online sanat etkinlikleri düzenliyor. Çocuklar için eğitici ürünler tasarlayan etkinlik ve oyuncak firmaları yaz kampı hissi yaratacak aktivite setleri tasarlıyor. Gerçek anlamda bir yaz okulu hissi yaratmayacak elbet ama yazı evde geçirmek durumunda kalan çocuklar için, hayat kurtaran uygulamalar olabilir. Araştırmanızı öneririm.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Çocuklar enerji patlaması yaşıyor

Zeynep İşman 09/06/2020

Son günlerde kızım uzaktan eğitime katılırken ya sandalyede ayağa kalkıyor ya odada dolanıyor. En sevdiği çizgi filmi izlerken koltukta zıplıyor. Yemek yerken masada oturmak yerine, masanın etrafında koşturuyor. Çoğumuz evde benzer haller yaşıyoruz. Çocuklar aylardır biriken, sıkışan enerjilerini atacak yer arıyorlar. O yüzden bu aralar oyun zamanlarında biraz hareketli oyunlar oynayabilirsiniz. Yatağa çıkıp birlikte zıplayın mesela. Dans, bedenin hareket ihtiyacı için iyi bir araç. Modern dans videoları izletebilirsiniz. Eğer binecek yer var ise bisiklete binsin. Dışarı çıkma günlerinde koşabileceği bir alan varsa, bırakın koşsun. Zihnimiz, kalbimiz ve bedenimiz bir bütün unutmayın. Hareket bedenden çıkmayınca, duygular da ağızdan çıkmıyor.

Hafta sonu insan manzaraları hepimizi korkuttu

Aylar sonra sokağa çıkma yasağı olmadan geçen ilk hafta sonunda, özellikle İstanbul’dan gelen insan manzaraları hepimizi endişelendirdi. Sahil kenarlarına, parklara, ormanlara akın eden insanlar, sosyal mesafe ve maske kurallarını hiçe saydı. Son anda verilen sokağa çıkma yasağının yarattığı kaygı ve panik psikolojiyle marketlere akın etmeyi, aklım bir nebze anlayabiliyor. Ancak tamamen keyfi amaçlı yapılan bu aktivitelerde, kurallara uymamak ve hem kendi sağlığını hem başkalarının sağlığını hiçe sayma noktasını anlamakta zorlanıyorum. Hele ki, sahil kenarından ve denizden toplanan çöpleri görmek, beni aşırı üzdü. Hiç mi ders almadık? En çok da aylardır canını hiçe sayan ve var gücüyle çalışan sağlık personelini düşünüyorum. Ve endişe içinde, günlük vaka sayılarını takip ediyorum. Daha önce de yazmıştım, yine yazıyorum. Sorumluluk ve empati, insanı insan yapan en önemli değerlerdir. Toplumsal yaşam için olmazsa olmazlardır. Sadece kendini değil, birlikte yaşadığın topluluğun ihtiyaçlarını ve önceliklerini düşünmektir. Bu bir kültür meselesi ve bu kültürün temelleri ailede atılmalı. Hepimiz bunaldık ve hepimiz bu güzel havalarda nefes almak istiyoruz. Ama en azından kendimizi ve çevremizi tehlikeye atmadan.

Korona kiloları

Yavaş yavaş iş yerlerine döndüğümüz ve sokağa çıkmaya başladığımız ‘yeni normal’ hayatımızda, “Korona kazanımı” kilolarımız da bize eşlik ediyor. 3 aydır evde yapılan ekmeklerin, makarnaların ve hamur işlerinin acısı şimdi çıkmaya başladı. Şahsen ben bu süreçten kilo alarak çıkanlardanım. Kilo vererek çıkanlara da uzaylı diye bakıyorum. Aylardır evde eşofmanla gezince, kıyafetlerimin daraldığını yeni yeni fark etmeye başladım. Yaz mevsimi ve tatiller hesaplanarak yapılan, ilkbahar rejimleri, bu sene fena patladı. Görünen o ki, kuaförler kadar, diyetisyenler de yoğun bir döneme girecek!

Kendinize mektup yazın

Bundan bir yıl sonra açmak üzere, kendinize bir mektup yazmaya ne dersiniz? Dünya tarihine adını altın harflerle kazıyacak
bir süreci unutmak çok zor ama şu anki halimizi anlatan bir mektup enteresan olabilir. Bu süreci nasıl geçirdik, geçiriyoruz? Neler yaşadık? Duygu durumumuz nasıl? Yaşamımızla ilgili neleri fark ettik? Neleri değiştirdik? Neler aynı kaldı? Gelecekten beklentimiz ve planlarımız ne? Bunun için neler yapıyoruz? Tüm bu soruları ve belki fazlasını cevaplayacağınız bir mektup yazın. İçinizden geldiği gibi. Sonra zarfa koyup kapatın ve unutun. Seneye açtığınızda, neler hissedeceksiniz bakalım?

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Küçük yaşlarda telafi eğitimi gerekli mi?

Zeynep İşman 08/06/2020

Okullarda yüz yüze telafi ve tamamlama eğitimleri 31 Ağustos Pazartesi günü başlayacak. 3 hafta sürecek ve hemen akabinde 2020-2021 eğitim yılı başlayacak. Her okul farklı düzenleme yapıyor olabilir ancak bu süreçte 5-6 hafta kadar, çocuklar cumartesi günleri de okula gidecek. Telafi ve tamamlama eğitiminin yıl boyunca devam edebileceği de söylendi. Düşünüyorum da, özellikle ilkokul 1, 2 ve 3.sınıftaki çocuklar için yani 9 yaş altı çocuklar için bu kadar yorucu bir programa gerek var mıydı? Uzun süredir psikolojik olarak zorlu bir dönem geçiren ve bence akademik olarak kayıptan ziyade, duygusal ve sosyal olarak kayıp yaşayan 9 yaş altı çocuklarımıza başka bir çare bulunabilir miydi? Mesela; aylardır evde kapalı oyunsuz, arkadaşsız ve hareketsiz kalan, muhtemelen tüm bir yazı da endişeler nedeniyle benzer şekilde geçirecek olan küçük çocuklar, 31 Ağustos itibariyle sınıflara doldurulmak yerine, daha oyun odaklı, hareketin ve açık havanın olduğu, kamp ya da yaz okulu tarzı bir dönüş yapsalardı nasıl olurdu? Çok mu şey kaybederlerdi? Ya da daha anlamlı şeyler mi kazanırlardı? Ya da buna ailelerin tepkisi ne olurdu? Çocukları için mutlu mu olurlardı yoksa “akademik olarak geri kaldı, bu sene hiçbir şey öğrenemedi matematikte” diye endişelenip söylenirler miydi?

Gelin hep birlikte düşünelim! Çocuk dostu Sevgili Milli Eğitim Bakanımız da eminim bu konuda şartları zorlayacaktır. Benim önerilerim ise şu şekilde:

– İlkokul 1, 2 ve 3.sınıfların günlük telafi programlarında mümkün olduğunca açık hava olsun. Zaten havalar sıcak olacak. Hem de ikinci dalga söylemleri nedeniyle endişelerimiz biraz olsun azalmış olur.

– Bahçe imkânı olmayan okullar için orman ve park alanları tahsis edilsin. Her ilçe milli eğitim bunu haftalık bazlı programlasın.

– 3 hafta süresince dersler 25 dakika, teneffüsler de 25 dakika olsun.

– Serbest oyun için daha çok zaman olsun.

– Sanat ve beden eğitimi derslerine ağırlık verilsin.

– Çocuklar matematiği, hayat bilgisini sıralarda oturarak değil, oyunun ve yaşamın içinde deneyimlesin.

3 hafta bu şekilde bir değişiklik, akademik olarak hiçbir şey kaybettirmez, tam tersi kazandırır diye düşünüyorum. Kim bilir belki bu geçiş, bundan sonrası için de bir deneme aşaması olur ve eğitimde hep arzuladığımız değişimler yaşlanır.

Yurt dışı uçuşların başlaması ikinci önemli eşik olacak

Ulaştırma Bakanı 10 Haziran’dan itibaren kademeli olarak 40 ülkeye uçuş seferlerini başlatmayı hedeflediklerini söyledi. 1 Haziran’da ‘normalleşme’ adı altında başladığımız yeni hayat şartları nasıl önemli bir eşik ise, yurt dışı uçuşlarının başlaması da bir diğer önemli eşik olacak.

Zira dünya genelinde pek çok ülkede mayıs ayı itibariyle azalan vaka sayıları, haziran ayıyla yeniden artmaya başladı.

Demek ki, normalleşme çok da iyi gitmiyor. O nedenle bireysel inisiyatifimiz çerçevesinde olan seyahatlerde çok dikkatli olmak hatta mümkünse yapmamak gerekli diye düşünüyorum. Biraz daha sabır!

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Virüslerden korunmak için ormanları korumalıyız

Zeynep İşman 05/06/2020

Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (Crea) verilerine göre Çin’de hava kirliliği, pandemi öncesi seviyelere geri dönmüş. Uzmanlar diğer ülkeler için de benzer bir durumun seyredeceğini öngörüyor.

Görünen o ki hızla kendini onaran doğayı, aynı hızda eski can çekişen haline getireceğiz! Ne yazık ki doğa için varlığımız zarar, yokluğumuz yarar. Eğer söylenildiği gibi, KOVİD-19 tüm insanlık için yok ettiklerini fark etmede bir ders olacaksa, en başta orman katliamına bir son vermemiz gerekiyor. Çünkü yüzlerce yıldır yaşana salgınların başlıca nedeni, ormanların ve doğal yaşam alanların tahrip edilip, bozulması.

WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)’nın hazırladığı ve WWF-Türkiye’nin Türkçeye çevirdiği, “Doğanın Yok Oluşu ve Pandemilerin Yükselişi” raporunu mutlaka okumanızı öneririm. Özetle şöyle diyor rapor:

Virüsler, bakteriler ve diğer mikroorganizmalar 3.8 milyar yıldır yeryüzünde hayati bir rol oynuyor ve bunların çoğunluğu zarar ve insan sağlığı için gereklidir.

Doğal ekosistemlerin tahrip edilmesi, yaban hayvan türlerinin yasa dışı ticareti, virüs gibi patojenlerin hayvan-lardan insanlara geçme ihtimalini yükseltiyor.

İnsan davranışları bu riskleri önemli ölçüde arttırıyor.

Salgınlar 4 yolla olur: ormansızlaşma, türlerin yakalanması ve yasa dışı ticareti, hayvan pazarları ile türlerin bir araya gelip, hayvanlar arasındaki mesafenin azalması ve zoonoz riski (hayvandan hayvana, hayvandan
insana, insandan insana geçiş).

Ormanlar virüs kalkanlarımızdır ve bozulmamış ormanlarda virüsler çevre ve farklı türler ile dengededir.

Yasadışı yaban hayatı ticaretine son vermek, düzensiz yaban hayatı pazarlarını kapatmak, sağlıklı ekosistemleri korumak ve bozulmuş olanları yeniden sağlığına kavuşturmak atılabilecek en önemli adımlardan bazılarıdır.

BM, 2021-2030 dönemini Ekosistemi Onarma On Yılı ilan etmiş. Bunun için de hedef; doğadaki ayak izimizi yarıya indirmek, doğal habitatların kaybını ve canlı türlerinin yok olmasını durdurmak olacak.

Çocuklarımızın geleceği için, ekosistemi korumalıyız

İnsanlığın geleceğinin salgın hastalıklarla geçeceğine dair öngörüler var. Çocuklarımızın bu koşullarda bir hayat sürmesini istemiyorsak, onlara daha yaşanabilir bir gelecek bırakmak için, ekosistemlerimizin nasıl işlediğini, özellikle de hastalıkların yayılmasından bizi nasıl koruduklarını daha iyi anlamamız ve buna göre bir yaşam sürmemiz gerekiyor.

Öğretmenlerin hakkı ödenmez

Normal şartlarda kızımla ödev polemiğine girmem. Ödev ya da ev çalışması, öğretmeniyle onun arasındaki bir konu. Ayrıca benim için ödev, tek başına bir değerlendirme kriteri değil. O nedenle ödev tartışması yapıp, anne-kız ilişkisini germekten yana değilim. Ancak son dönemde matematikte, iki işlemli problemlere başladılar. Eğitim uzaktan olunca, bazı konular çok zorlu oluyor. Hele ki birinci sınıf ise! Benden yardım istedi ve bende gayet kendimden emin anlatmaya başladım. Ama yok, kaç kere anlatırsam anlatayım olmadı. Sonunda ben sinirlendim, o ağladı. Anladım ki bilmek, anlatmak ve öğretmek çok başka beceriler gerektiriyor. Hele ki matematik anlatmak, baş başına bir iş. Sevgili öğretmenlerimiz, hakkınız gerçekten ödenmez. En kısa zamanda ve tabii sağlıkla, yüz yüze kavuşmak dileğiyle…

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

1 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kendinden olmayanı dışlamak, kaderimiz olmamalı!

Zeynep İşman 04/06/2020

Dünyaca ünlü ilişki ve çift terapisti Stan Tatkin, katıldığım bir eğitiminde, güvenli bağlanan ilişkileri anlatırken, “İnsan bencildir, çıkarcıdır. Önce kendi ihtiyaçlarını düşünür, kendi gibi düşünmeyeni sevmez” demişti. O yüzden ilişkilere yatırım yapmak için, bilinçli bir efor sarf etmek gerektiğinden bahsetmişti.

Hem fiziksel hem düşünsel olarak kendi gibi olmayanı dışlamak, insan beyninin bir savunma mekanizması. İlkel beynimizin bir oyunu bu bize. Kaç, savaş ya da don taktiği. “Bu sana benzemiyor, tehlikeli olabilir. Kaç kurtul ondan ya da yok et” diyor yani. Ancak elbette artık ormanda yaşamıyoruz ve elbette sadece sürüngen beynimiz değil bizi yöneten. İnsanı insan yapan, toplumsal hayat içinde var olmasını sağlayan onlarca yeteneğimiz, yüksek kapasitemiz ve değer sistemimiz var. Tüm mesele; var olan bu kaynağı nasıl kullanıp, zenginleştirdiğimizde.

Şu an Amerika’yı yangın yerine çeviren George Floyd olayı, yeni bir hikâye değil ne yazık ki. Dünyanın her yerinde, insan var olduğundan beri, aynı ırkçılık, aynı ötekileştirme, kendinden olmayanı yok sayma hikâyesi yaşanıyor. Sadece daha görünür oldu. Peki bu görünürlük, ilk olmayan bu hikâyenin son olmasını sağlar mı? Eski eşi tarafından, kızının gözü önünde öldürülen Emine Bulut’un görüntülerinin yayınlanması, kadına şiddeti sona erdirdi mi?

Kızım evde konuşulanları duyup, bana “Neden?” diye sorduğunda, verecek bir cevap dahi bulamadım. Çünkü hiçbir açıklama bunun nedeni olamaz! Ve sonra üzerine düşündüm; benim gibi yaşamayan, benim gibi düşünmeyen ya da benim gibi görünmeyenlere nasıl yaklaşıyorum? Mesafeli miyim? Tahammül edemiyor muyum? Her halimle yok mu sayıyorum? Yoksa anlamak, anlamasam da saygı duymak, dinlemek, görebilmek için çabalıyor muyum? Bu meselenin nedenini çok uzaklarda aramamalı. Tam da en yakın ilişkilerimde, evimin içinde, temas ettiğim küçük dünyamda başlıyor bütün mesele. Ve her halimle, tavrımla, ilişki kurma biçimimle, ilmek ilmek işliyorum çocuğumun zihnine de. O yüzden hep dediğim gibi sevgili anne-babalar; yine bize çok iş düşüyor!

Öneri: Gerçek bir olaydan uyarlama olan “When They See Us” dizisini gectigimiz aylarda izlemiştim. 1989’da yaşları 14-16 arasında değişen beş siyahi genç, aleyhlerinde tek bir delil bile yokken, Central Park’ta koşuya çıkan beyaz bir kadını darp edip ona tecavüz etmekle suçlanıyorlar. Gençler kamuoyu baskısı ile hiçbir delil yokken suçlu bulunup hapse atılıyorlar. Hatta o dönem is adamı olan Trump, gazetede ilan verip, bir an önce asılmalarını istemiş.

Yıllarca hapiste her tür işkence, tecavüz, dayak ve eziyet gören gençler, 2002’de esas suçlu itiraf edince serbest bırakılıyorlar. Adalet geç de olsa yerini buluyor ama çekilen acılar ve kayıp hayatların bedeli asla ödenmiyor. İzlemenizi tavsiye ederim.

İstanbul’da sosyal mesafe nasıl sağlanır?

1 Haziran itibariyle başlayan ‘yeni normal’ hayatımız, fazla mı ‘normal’ olmaya başladı acaba? Dün sokaklarda gördüğüm görüntüler beni tedirgin etti açıkçası. Örneğin restoran ve kafelere belli kurallar getirildi. Ancak bazı mekanlarda sosyal mesafeye dikkat edilirken, bazıları yine tıklım tıkıştı. Toplu taşıma araçlarındaki görüntüler de ne yazık ki korkutucu idi. Diyetisyenlerin 3 beyazı hayatımızdan çıkarmamız gerektiğini söylemeleri gibi, bilim kurulu uzmanları da, maske, el temizliği ve sosyal mesafe üçlüsünü hayatımıza sokmamız gerektiğini söylüyor. Peki, kilometrekareye 2 bin 987 kişinin düştüğü İstanbul’da, sosyal mesafe nasıl korunabilir? O toplu taşımaya binmeden işime nasıl gidebilirim? Ya da devlet okulunda okuyan çocuğumu, o sınıfa yollamayıp ne yapabilirim? Çocuğumu dışarı çıkardığımda, hangi parkta, bahçede sosyal mesafesini koruyabilirim? Kafamda cevabı olan ama karşılığı olmayan, deli sorular…

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Kızımla korona günleri | Minimalizmin tam zamanı

Zeynep İşman 01/06/2020

Hayatımda hiç olmadığım kadar çok evimde vakit geçirdim. Tüm ailenin bir arada olduğu son aylarda, hepimiz için alan ihtiyacının ne kadar önemli olduğunu anladım. Eşyalar üstüme üstüme geldi bazı zamanlar. Hal böyle olunca, “evde nasıl daha çok yer açabilirim, nasıl daha çok sadeleşebilirim” diye düşünmeye başladım. Minimalizm/sadeleşme, sadece fazla eşyaları vermekle olmuyor. İhtiyaç olmadıkça, yerine yenisini koymamakla oluyor. Bu konuda kendimi zenginleştirmek için okuduğum kaynakları sizinle paylaşmak istiyorum. Eğer kalabalıklar size de ağır gelmeye başladıysa, eşyaların üstünüze üstünüze geldiğini ve nefes alacak alan bırakmadığını hissediyor ve bir yerlerde bir sorun var diyorsanız tavsiye ederim.

Minimalizm-Anlamlı Bir Yaşam: Kitap sadece eşya temizleyip, azaltarak sade/basit bir ev kurmayı değil, hayata nasıl daha anlamlı ve basit bir yerden bakılabileceğini anlatıyor.

Minimalist Ebeveynlik: Ebeveynliğin de sadeliği olur mu demeyin, olur!

Dijital Mini-malizm: Özellikle içinde yaşadığımız teknoloji çağında, kesinlikle okunması gereken bir kitap.

Ofise dönen ebeveynler için…

Haftalardır evden çalışan pek çok ebeveyn, bugün iş yerlerine dönüş yaptı. Sabah çoğu evde zorlu anlar yaşanmış olabilir. O nedenle bugün kendinize şefkat gösterin. Duygularınıza dikkat verin. Kaygı, endişe, üzüntü neler hissediyorsunuz.

Bunları fark etmek, ihtiyaçlarınızı anlamak, dile getirmek, size iyi gelen bir şeyler yapmak (bir dostla konuşmak, sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek, sıcak bir kahve içmek vs…), kontrol alanınızda olan ve olmayan şeyleri fark etmek işe yarayabilir. Bu hafta çocuklarda davranış değişiklikleri görülebilir. Ağlama krizleri, öfke nöbetleri, ‘senle uyuyacağım’ demeler olabilir. Bunları anlayışla karşılamak, davranışa değil, duygulara bakmak önemli. Ağlamalara izin verin. Üzüntüye izin verin.

Bu dönemi yumuşak geçirmek için, birbirinizi özlediğinizde yapacağınız ortak bir şey bulun. (Gözlerimi kapatıp, elimi kalbime götüreceğim ve seni düşüneceğim gibi) Yapabilirseniz gün içinde görüntülü görüşme yapın.

Geçişler kolay değil. Evlere kapanırken de çok zorlandık. Şimdi de zorlanabiliriz. Ama bunlar da sinir sistemlerimiz için bir gelişim fırsatı. Böyle bakabiliriz.
Ve tabii ki her şeyden önemlisi, yanında olup, dinleyerek, şefkatle, gerekirse birlikte üzülüp, birlikte gülerek, beraberce atlatabiliriz.

Hayranlık ve utanç bir arada…

ABD’nin Minneapolis kentinde polis tarafından elleri kelepçelenerek yere yatırılan bir siyahinin hayatını kaybetmesi ile başlayan protestolar ve ırkçılık karşıtı eylemler giderek büyüyor. Görüntüleri üzüntü ile seyrederken, bir taraftan da ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (Nasa) astronotları Doug Hurley ve Bob Behnken’in, Crew Dragon adlı uzay aracı ile tarihte bir ilk olarak uzaya fırlatılışını izledik.

Hayranlık ve utanç bir arada! Ne yazık ki, dünya giderek daha çok bireyci, içine kapanan, kendi gibi olmayanı dışlayan/ötekileştiren, bencil bir yer haline dönüşüyor.

Birlikte yaşamayı, farklılıklarımızla bir olmayı beceremedikçe, kaybedeceğiz. Ne hava kirliliği, ne Korona virüs, bizi bitirecek olan işte bu olacak!

Ne okusak?

Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin (TTM), İstanbul’da risk altındaki bölgelerde yaşayan çocukların COVİD-19 sürecinde haklarına erişiminin ortaya konması için, çocuklar ve bakım verenleriyle görüşmeler yaparak başlattığı projenin ön raporu yayınlandı. Sadece özeti okuyunca bile, virüsün mevcut eşitsizliği daha derinleştirdiğini, evinde interneti ve televizyonu olmadığı için aylardır başta eğitim olmak üzere pek çok hakkından mahrum yaşayan çocukların olduğunu görüyorsunuz. Araştırma Haziran sonunda tamamlanacak ancak özet raporu okumak isterseniz: http://www.tarlabasi.org/docs/Covid-19_Surecinde_Cocuklarin_Haklar%C4%B1na%20Erisimi_Raporu_Tarlabasi.pdf

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • …
  • 6

Zeynep İşman

Köşe Yazarı / İletişimci / Etkili Anne Baba Okulu Eğitmeni ... daha fazlası için tıklayın.

INSTAGRAM

birliktebuyuyoruz

“Enflasyon oranındaki %1’lik her artış, suça sürüklenen çocuk sayısını yaklaşık 1029 kişi artırıyor.” 
Bu bilgiyi geçtiğimiz günlerde TBMM’de katıldığım Çocuk Hareketi toplantısında öğrendim. TÜİK verileri. 2024 yılı yok içinde. Ben sayının çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum.

Evet enflasyonun artışının ve eğitime ayrılan bütçenin azalmasının, suça karışan çocuk konusuyla direk ilgisi var.

Suçun içinde büyüyen çocukların, herhangi bir suça karışma ihtimalleri de çok ciddi yükseliyor. 

Son dönemde neden çok sık, bilmem kaç sabıkası olan ve sokaklarda dolaşan çocuk haberleri okuyoruz nedeni belli. Şu yaşımda, iki üniversite bitirmiş ve epeyce sosyal çevresi olan biri olarak, ‘Bana bir silah bul’ deseniz nereye gideceğimi bilemem. Ama bu çocuklar her tür maddeyi peynir ekmek gibi buluyor. 

Tek bir çocuğun bile güvende olmadığı bir toplumda, hiçbirimizin çocuğu güvende değil. Çocukları korumak sadece anne babaların görevi değil.

#çocuk #suçakarışançocuklar
Momtalks ailemiz genişliyor. Bu sefer de Adana’ Momtalks ailemiz genişliyor. Bu sefer de Adana’daydık. 2017 yılından beri ülkenin dört bir yanında binlerce ebeveyn ve eğitimci ile buluşuyoruz🧿.
Dün sadece Adana’dan değil, Hatay’dan, Mersin’den, Gaziantep’ten, Kahramanmaraş’tan, Adıyaman’dan, Kayseri’den gelenler de vardı. Eğitim sevdalısı hepinize teşekkür ederiz. Ülkemizde eğitime verilen değer ortada, o nedenle sizleri gördükçe umutla yolumuza devam edebiliyoruz 🙏🏻.

Dün bizlerle olan ve konuşmacı olmak dışında tüm heyecanımıza da ortak olan dostlarımıza tekrar teşekkürler. İyi ki varsınız💕

22 Aralık’ta Ankara’da görüşmek üzere. Bu sefer online da katılabileceksiniz. @momtalkstr 

#birliktebüyüyoruz #gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #eğitim #aile #çocuk #ebeveyn
İlham dolu bir röportaj ile karşınızdayım bu İlham dolu bir röportaj ile karşınızdayım bu pazar sayfamda ✨ 

Fizyoterapist Zeynep Büyükardıç’ın @zeynepbuyukardc hikâyesi tam anlamıyla bir yaşama azmi ve kararlılık örneği. Büyükardıç, 6 Şubat depremlerinde Kahramanmaraş’taki kliniğindeydi. Enkazdan 2 gün sonra kurtarılabildi. Sağ kolunu ve bacağını kaybetti. Uzun bir tedavi sürecinden sonra, vazgeçmek ve köşesine çekilmek yerine mesleğine devam etmeyi ve kendisi gibi ampute hastalarına umut olmayı tercih etti. Hayattaki en büyük tutkusu mesleği olan Büyükardıç, bu tutkunun ve güçlü yapısının kendisini ayağa kaldırdığını söylüyor. 
3 Aralık Dünya Engelliler Günü öncesinde GBB Ortez-Protez merkezinde çalışan fizyoterapist Zeynep Büyükardıç ile konuştuk. Kendisine çok teşekkür ediyorum 🙏🏻

Yazının tamamı Milliyet Pazar’da ve profilimde …

#birliktebüyüyoruz #milliyetpazar #3aralıkdünyaengellilergünü #engeltanımayanlar
Yorulduk morulduk ama değdi be Adana 💕 Emeği Yorulduk morulduk ama değdi be Adana 💕
Emeği geçen, bizle birlikte haftalardır koşuşturan tüm dostlarımıza, çok değerli konuşmacılarımıza ve salonu dolduran Adana ve çevre illerden gelen sizlere sonsuz teşekkürler 🙏🏻 Biz kocaman bir aileyiz 🫶🏻 @momtalkstr 

#gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #birliktebüyüyoruz
Sevgili Ahmet Baran @baranahmet ile muhteşem bir Sevgili Ahmet Baran @baranahmet ile muhteşem bir Momtalks Adana ❤️🙏🏻 @momtalkstr 
Başladık… 

Babacım çok sevdiğini biliyorum. Senin için 💕 @mehmethalilisman 

#gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz #momtalkstr
Evet Adana! Biz geldik, siz nerdesiniz? 😁 
Yarın sabah 09:30 itibarıyla tam burada, Orhan Kemal Kültür Merkezi’ndeyiz @momtalkstr @dr.bahareris 

#gelecekailedenbaşlar #momtalkstr #momtalksadana #aile #eğitim #çocuk #ebeveyn #ergen #birliktebüyüyoruz #işbirliği
Böyle kucaklaşmalara hazır mısınız sevgili A Böyle kucaklaşmalara hazır mısınız sevgili Adanalılar? 
30 Kasım Cumartesi oradayız. Yerinizi alın 👉🏻 @momtalkstr 

Çukurova Belediyesi Orhan Kemal Kültür Merkezi
Program:
09.30 Karşılama ve kayıt
 
09.45​ Zeynep İşman-MomTalks Partner
10.00 ​Dr. Bahar Eriş- MomTalks Fikir Annesi
​​
“İlham Verenler”
10.15​​ “Nasıl Başardım?”
Nesrin Olgun Arslan / Yüzücü

10.55​ “Başarının Sol Anahtarı”
Ahmet Baran / Kanun Sanatçısı

11.45 ​​Kahve Molası
 
12.00 ​“Çocuklarda Matematiksel Düşünme Becerisi”
Burcu Haboğlu Baba / Matematikçi-Eğitim Girişimcisi

12.40​ “Sınavlarda Başarı İçin Etkili Çalışma Yöntemleri”
Emre Dalkılıç / Yazar
Filiz Özdemir / Eğitim Danışmanı
 
13:30​ Öğle Arası
 
14.30 “Rağmenci Olmak“
Mümin Sekman / Başarı Uzmanı - Yazar

15.15​ “Akran Zorbalığı”
Yasemin Meriç Kazdal / Klinik Psikolog

15.50​​ Kahve molası

16.15​ “Hocam Ne Olacak Bu Çocuğun Hali?”
Ferhat Aydın / Psikolog

#momtalkstr #momtalksadana #gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz
Bugün @gelecegedokunananneler ve Başkent Üniver Bugün @gelecegedokunananneler ve Başkent Üniversitesi ev sahipliğinde, Çocuklukta Duygusal İhmal konusunda çok değerli paylaşımlar dinledim. @prof.dr.ferhundeoktem hocamın anlattığı bir olay ilgimi çekti ve paylaşmak istiyorum.

Yıllar önce Susam Sokağı dizisinde bir karakter ölmüş ve Amerika’daki tüm ekip, çocuk psikologlarıyla toplanıp, bu durumu çocuklara nasıl anlatacaklarını konuşmuşlar. Bir kısım karakteri tatile çıkaralım dese de çoğunluk bunun yanlış olduğunu, çocukların güvenini kaybedemeyeceklerini söylemiş. Sonunda ölümle ilgili kısmın gösterileceği bölüm bir tatil dönemine denk getirilmiş çünkü çocukların aileleriyle izlemeleri isteniyormuş. Bu sırada okul öncesi dönemde çocuğu olan aileler izinli sayılmış ve ailelere çocuklarıyla ölümü nasıl konuşabileceklerine dair bilgilendirilme yapılmış.

Ülkemizde ise yine geçmiş yıllarda bir öğretmen sınıfta çocuklara öldüklerinde kendi cenazelerinin nasıl olacağını tüm detayına kadar tarif edip, ahirete hazırlık adı altında ders (!) anlatmıştı. O dönem o okuldaki çocuklar titreme, ağlama, kusma belirtileri ile hastaneye getirilmiş.

İki yaklaşım arasında nasıl farklar görüyorsunuz? Çocukluk özen gerektirir. Bu hassas dönem emek ister. 
Çocuk istismarı sandığımızdan çok daha kapsamlı bir konu. Çocukları ihmal etmek ve istismar etmek arasındaki geniş çizgide gidip geliyoruz. En çok da en yakınlardan geliyor bu durum ne yazık ki.

#çocukluktaduygusalihmal #ihmal #istismar #birliktebüyüyoruz
Soğuk Ankara’dan günaydın ❄️ Poz vereyim Soğuk Ankara’dan günaydın ❄️ 
Poz vereyim diye bir artistlik yaptım önce ama son fotoda görüldüğü gibi dondum:)

Bugün @gelecegedokunananneler ile “Duygusal İhmal Sempozyumu”ndayım. Konu görünmeyen/fark edilmeyen ama çok yaygın bir durum olduğundan çok mühim. Notlarımı paylaşacağım.

#birliktebüyüyoruz #çocukluktaduygusalihmal #duygusalihmal
Adana’da büyüyen ve bunun psikolog olmasında Adana’da büyüyen ve bunun psikolog olmasında çok etkisi olduğunu söyleyen @barpsikologu Ferhat Aydın, “Hocam ne olacak bu çocuğun hali?” başlıklı psiko-gösteriyle Momtalks Adana’nın kapanışını yapacak. ☺️

Dopdolu bir gün sizleri bekliyor. Tadı damağınızda kalacak. Ayrıntılar @momtalkstr sayfasında ve profilimde…

#momtalkstr #momtalksadana #adana #adanaetkinlik #gelecekailedenbaşlar #birliktebüyüyoruz #eğitim #aile #çocuk #ebeveyn
Daha Fazla... Instagramda takip edin

Menü

  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim

İlgi Görenler

  • 1

    Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

    10/03/2018
  • 2

    Lion

    30/12/2017
  • 3

    Doğadaki Son Çocuk

    25/04/2018

Bülten

"Birlikte Büyüyoruz" bültenimize abone olarak, makaleler, bilgilendirmeler ve fotoğrafları doğrudan e-posta adresinize alabilirsiniz.

Gizlilik Politikası            Kullanım Şartları

  • Instagram
  • E-posta

Zeynep İşman - Birlikte Büyüyoruz®. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz. Geliştirme: W Dijital


Başa Dön