Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Etiket:

zeynepisman

HAYVANA ŞİDDETLE, İNSANA ŞİDDETİN FARKI NE?

Zeynep İşman 22/06/2018

Geçtiğimiz günlerde hepimizi kahreden yavru köpeğin ölüm haberinin üzerine, her gün farklı bir hayvana şiddet haberi geliyor. Ya tecavüz, ya işkence ya yaralama. Delirmemek mümkün değil.

Hayvana şiddet insanın olduğu her yerde var maalesef. Ama Türkiye, araştırmalar net olmasa da, bu konuda başı çeken ülkelerden biri.

Bir insan neden bir hayvana şiddet uygular ya da tecavüz eder?
Sosyopatlık psikolojik bir bozukluk olarak tanımlanır.  Sosyopatların vicdani sorumluluk ve empati duyma yetileri yoktur. En belirgin özelliklerinden biri de hayvanlara zarar vermeleridir. Hayvana zarar veren, çok kolay insana da zarar verir. Bana göre hayvana eziyet edenle, çocuk istismarcısının hiçbir farkı yok. Hep kendinden küçüğe ve acize yönelen, karşı koyamayacak olana zarar veren tipler. Aslında özünde çok korkan olan, kişilik gelişimi tamamlanamamış zavallı mahluklar.

Peki bir insan neden sosyopat olur?
Bunun tek bir nedeni yok. Pek çok neden ve pek çok yaşam olayı belirleyici olabilir. Hatta çevrenin etkisi kadar, genetik faktörler üzerinde duran çalışmalar da var. Ama şunu söyleyebilirim ki; çocukluğunda şiddet ya da istismar gören herkes yetişkinliğinde sosyopat olur, aynısını başkalarına yapar diye bir kural yok.

Hukuk sisteminin acil olarak bu gidişata dur demesi gerekli. Çok ciddi cezalar getirilmeli. Bu nedenle sesimiz kısılana kadar bağırmalıyız. Biz anne/babaların ise yapabileceği tek bir şey var. Merhametli ve vicdanlı çocuklar yetiştirmek! Önce kendine, sonra da tüm canlılara saygı duyan, birini sevmese bile ona zarar verme hakkının olmadığını bilen çocuklar. Saygı da öyle kolay kazanılmıyor. Ta en küçüklükten, anne/babamdan görerek öğreniyorum önce kendime sonra başkalarına saygıyı.

Gelişmiş Avrupa ülkelerinde hayvan sahiplendirdiğiniz zaman, sosyal hizmet görevlileri, tıpkı çocuk evlat edinmede olduğu gibi, düzenli ev kontrollerine geliyor. Ailenin maddi durumuna, ev ortamına bakıyor. İşte yaşama saygı böyle olur!

Hayvanat bahçelerine karşıyım, çocuğumu da götürmüyorum. Ancak kısa bir süre önce gittiğimiz Danimarka seyahatinde, yoğun ısrar sonucu Givskud Hayvanat Bahçesi’ne gittik. Hayvanların hepsi serbestti. İnsanlar için çok sıkı kurallar vardı ve belli alanlara girişe izin vardı. Ailelerin ve çocukların, hayvanlara saygısı inanılmazdı. Hayvanlar yoldan geçerken durup beklemeleri, gürültü yapmamaları… Neden biz bunu yapamıyoruz? Bu değer sistemi ne zaman bu kadar çürüdü?

Bu bir hayvan meselesi değil. Bu hayata bakış, yaşama, canlıya saygı meselesi. Tıpkı kadın cinayetlerinde rahmetli Özgecan Aslan’ın bir sembol olması gibi, umarım o zavallı yavru da bir kilometre taşı olur ve artık canlıya en ufak bir şiddet, hukuk sisteminde cezasını bulur.
*Görsel, HAYTAP sitesinden alıntıdır.

Zeynep İşman
İletişim Uzmanı/Ebeveyn Koçu

www.zeynepisman.com

https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

 

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

KUMKURDU

Zeynep İşman 18/06/2018

Kumkurdu’nu bilenler? Biz Kumkurdu serisini Derin’le geçen yıl okumuştuk. 3 kitaptan oluşuyor. Yazarın hayal gücü, olaylara hem çocuk, hem ebeveyn dünyasından bakışı hayranlık verici. Tatil bahanesiyle yanımıza almıştık ve yeniden başladık okumaya. Mutlaka tavsiye ederim. Okuma bilen çocuklar için de bir başucu kitabı.

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

NASIL GEÇECEK BU YAZ TATİLİ?

Zeynep İşman 13/06/2018

Sokakta oyun döneminin bitmesi, çalışan annelerin sayısının artması, çocuğun bakımını paylaşacak insan sayısının azalması, güvenlik kaygıları, bütçesel engeller derken aileler için yaz tatilleri kabus haline geldi. Tatiller; çocuk zamanını organik olarak dolduramadığı için, çocuğun zamanını doldurmaya çalıştığımız uzun bir zaman dilimi bizim için.

Okul olmadığında zamanını nasıl değerlendireceğini bilemeyen bir nesil var. Hal böyle olunca çare teknolojiye sarılmak oluyor. Peki ne yapacağız?

Çocuğum sıkıldım diye geldiği zaman ne hissediyorum?
Anne/babalar bu soruya genelde “sinirleniyorum” ya da “panik oluyorum” diyor.  Çünkü kendimizi boş alanları doldurmaktan sorumlu hissediyoruz. Tabii zamanın ruhunun da bunda payı büyük. Biz de hiç boş kalmıyoruz. Boş kalmak nasıl bir şey unuttuk belki. Pek çok yetişkin zamanını yönetememekten şikayetçi. Bu durum çocuklara da küçüklüklerinden itibaren yansıyor. Zaman planlaması yapmayı öğrenemiyorlar çünkü ebeveynler bunu çocukların yerine yapıyor.

Yaz tatillerini planlarken mutlaka çocukları da işin içine katmalıyız. Çocuğumuzun yaşına uygun olarak, onun da fikirlerini ve isteklerini dinlemeli, demokratik bir şekilde tüm tatili planlamalıyız.

İhtiyaçları karşılamak önemli
Hepimizin olduğu gibi çocukların da öncelikli ihtiyaçları var. Ailesi ile kaliteli zaman ihtiyacı, oyun ihtiyacı, arkadaşları ile sosyalleşme ihtiyacı, enerjisini atma ihtiyacı, yalnızlık ihtiyacı, hayal kurma ihtiyacı gibi… İhtiyaçları karşılanmayan çocuk, çağın gerçeği olarak, en hızlı ve kolay çözümü seçiyor ve televizyona, tablete sarılıyor. Eğer bugüne kadar her sıkıldığında oyalanması için çocuğuma telefon/tablet verdiysem, yaz tatili gelince bu alışkanlık birdenbire değişmiyor.

Tatili nasıl planlayacağız?
Bir akşam tüm aile oturun ve tatil konusunu gündem yapın. Herkes isteklerini ve ihtiyaçlarını söylesin. Fikir söylemek serbest olsun. Bunları bir kağıda ya da tahtaya yazın. Sonra koşullarınıza göre eleme yapın ve kalanları bir takvime oturtun. Tüm bu süreçte baskın olmayın, her zaman çocuğunuzun da söz hakkı olsun. Çatışmaların olması çok doğal, endişelenmeyin. Bu sayede çocuklar demokratik bir müzakereyi öğreniyor. Ekran zamanlarını çocuğun yaşına göre belirleyin. Önceliğinizde oyun oynamak hep olsun.

Bu şekilde planlama yapmak neden önemli?
Tatilleri bu şekilde planladığımızda, tüm ailenin birlikte karar verdiği demokratik bir süreç işlemiş olur. Çocuklar da birey yerine konulup dinlendiği için, size problem çıkarma olasılıkları azalır. İş birliği yapmayı modellemiş olurlar. Çatışmanın da geliştirici olabileceği gözlemlenir. Müzakere yetenekleri gelişir. Hayatlarına dair insiyatif almayı öğrenirler. Zaman planlaması yapmayı pratik ederler. Başkalarının fikirlerine de saygı duymayı öğrenirler.

Kurallar önden net olursa tüm yaz rahat edersiniz.

Son olarak her boş vakit doldurulmak için değildir. Unutmayın, hepimizin boş alanlara ihtiyacı var!

İyi tatiller…

Zeynep İşman

www.zeynepisman.com

https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

KARNESİ KÖTÜ OLAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI?

Zeynep İşman 05/06/2018

Eğer soru, “Karnesi kötü olan çocuğa nasıl davranılmamalı?” olsaydı cevap basit olurdu: Öfkeli, cezalandırıcı, yıkıcı davranılmamalı.

Peki nasıl davranılmalı?

Önce kendinize şu soruyu sorun lütfen: “Çocuğumun karnesi benim için ne ifade ediyor?” Başarısının karşılığı mı, motive olması için bir araç mı, gelişimine destek mi yoksa prestij nedeni mi? Bu sorunun cevabı, karnenin iyi veya kötü gelmesine verilen tepkiyi de belirliyor. Karne bir sürecin sonucudur. Ya da bazen değildir. (Bu da ayrı bir yazı konusu) Süreci görmezden gelip, sonuca tepki vermek, sonucu değiştirmeyeceği gibi, kişiyi ileriye de taşımaz. Oysa sürecin en başından itibaren çocuğun gelişime ve öğrenmesine destek olmak, karneye yüklenen beklentiyi düşürüp, karne günü yaşanacak çatışmaları da azaltır.

Kendimize itiraf edelim

Ebeveynler olarak her zaman çocuklarımızın büyümesini ve başarılarıyla gurur duymak isteriz. Çoğu zaman çocuklarla ilgili gizli hedeflerimiz vardır. (doktor olacak, bilim insanı olacak gibi) Ve ne yazık ki çocuklarımız hakkında başkalarının ne düşündüğünü çok önemseriz. Tabii iş sadece ailede de bitmiyor. Eğitim sistemi öğrenme ve gelişim üzerine kurulu olmadığı için, çocuğun aldığı takdirler, teşekkürler, ödüller, madalyalar ön plana çıkıyor. Çocuklar kendi aralarında bile, notu düşük olan arkadaşlarını etiketleyip, tembel, aptal diye küçümseyebiliyorlar.

Çocuklar merak ederler. Merak doğuştan gelir. Merak duygusu yok edilmeyen ve öğrenme hevesi içine işlenen bir çocuk, kendi gelişiminin sorumluluğunu alır. Öğrenme ve gelişime önem veren bir aile ve çocuk için de karne sadece bir sonuçtur.

Dr. Thomas Gordon’ın çok sevdiğim bir sözü var: “Kabul toprak gibidir, sadece çocuğun kendini gerçekleştirmesine imkan tanır.”

Çocuklarımızın her davranışını kabul etmek zorunda değiliz. Elbette eğitim hayatını boşlamasını, derslerine çalışmayıp, kurallara uymamasını görmezden gelemeyiz. Ama gerçek sevgi, kabul etmediğimiz davranışlarına rağmen değil, o davranışlarla çocuğumuzu kabuldür. Baskı, zorlama, eleştiri çocuğu sadece tepkisel olmaya ya da yalan söylemeye teşvik eder. Tüm ilişkilerimizde olduğu gibi, huzur, mutluluk ve başarı için yapıcı iletişim kurmak zorundayız.

Çocuğunuzun karnesi kötü ise;

Kızmayın/tehdit etmeyin.

Cezalandırmayın.

Karne bahanesiyle, sevdiği şeylerden mahrum etmeyin.

Saatlerce nutuk çekip, öğüt vermeyin.

Başka çocuklarla kıyaslamayın.

Alay edip, küçümsemeyin.

Ne yapılabilir?

Onunla konuşun.

Konuşurken suçlayıcı bir dil kullanmayın.

Gerçekten merak eden biri olarak, notlarının neden bu şekilde olmuş olabileceğini, kendisinin ifade etmesine izin verin.

Dinleyin.

Belki okulla, öğretmeniyle ya da arkadaşlarıyla bir derdi var/anlamaya çalışın.

Belki öğrenme konusunda desteğe ihtiyacı var/destek olun.

Öğretmeniyle iş birliği içinde olun.

Belki bambaşka hayalleri/ilgi alanları var. Anlatmasına izin verin.

Yapılabilecek tek yol, sağlıklı iletişim kurmak. Onun da temeli, çocuğu DİNLEMEK!

https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

zeynep@birliktebuyuyoruz.com

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

SINAV STRESİ KÖTÜ MÜDÜR?

Zeynep İşman 04/06/2018

LGS’ye sayılı günler kala her yerde sınav stresi ile başa çıkmanın yolları konuşuluyor. Ben yapılacaklara geçmeden önce, konuya başka bir açıdan bakmak istiyorum. Stresten çok korkuyoruz. Hemen yok etmeye çalışıyoruz. Halbuki stresin bir miktarı hayat için gerekli. Stres bizi uyaran, harekete geçiren, vücudumuzun bir savunma mekanizması aslında. Önümüzde hayatımızın geri kalanını etkileyecek, önem verdiğimiz bir etkinlik var ise strese girmemiz çok doğal. Sanki çocukların stresli olması çok felaket bir durummuş algısı yaratılıyor bu da iyice strese sebep oluyor. Önemli olan nasıl baş ettiğimiz. Strese rağmen değil, stresle yaşamayı bilmeli ve çocuğumuza da bunu öğretmeli. Çünkü günümüz dünyasında her tarafımız stres kaynağı.

Anne/baba olarak stresle nasıl baş ediyoruz?
Burada kritik olan bizim anne-baba olarak stresle nasıl başa çıktığımız? Biz perişan olurken, çocuktan soğukkanlılık beklemek anlamsız. Her insanın mizacına göre stresi algılayışı ve yaşayışı da farklı oluyor. Heyecanı, stresi yönetebilmek de güç kazandırıyor insana.

Her durumda yanında olun
Sınav gibi stres katsayısının arttığı dönemlerde ailelere düşen en büyük görev, her ne olursa olsun çocuğumuza yanında olduğumuz hissini vermek. Zaten sürekli değişen sınav sistemi dışarıdan yeterince strese sebep oluyor, en azından evde her durumda anne-babasının yanında olduğunu bilmeye ihtiyacı var. Başarılı da olsa, başarısız da olsa, sevildiğini, kabul gördüğünü bilmeli. Bu süreçte verdiği emeğe, çalışmaya değer vermek, takdir etmek önemli. Başka çocuklarla kıyaslama yapmamalı. Geleceğe dair felaket senaryoları çizilmemeli.

Çocuğunuzu dinleyin
Herkes en başarılı kendi çocuğu olsun istiyor haliyle. Halbuki herkesin mizacı ve güçlü yönleri farklı. Öğrenme stili, ilgi alanları farklı. Çocuğumuz bizim hayal ettiğimiz kişi değil belki. Bunu kabullenmek çok önemli. Bu çocuğa bilinçsizce yaptığımız psikolojik baskıyı da ortadan kaldırır. Çocuğumuzu dinlemek, verdiği mesajları duymak çok önemli. Eğitim hayatı boyunca onu doğru bir şekilde destekleyebilmemiz için, çocuğumuzu iyi tanımalıyız.

Çocuklar her zaman akıllarındakini net bir şekilde dile getirmezler. Arka plandaki mesajı doğru anlamak gerekir. “Bu sınav zor mu olacak?” diye etrafta dolanıyorsa, “Ne bileyim ben” ya da “Çalışırsan zor olmaz” gibi iletişimi kapatan cevaplar değil, onun kaygısını anlayan, altta yatan endişesini fark eden bir dille konuşmak kıymetli. Muhtemelen o sırada çocuk “Ya başaramazsam tepkin ne olacak?” sorusunun cevabından emin olmak istiyor. “Sınavla ilgili endişeli olduğunu biliyorum, neyle karşılaşacağın konusunda kaygılısın, Sonuç ne olursa olsun yanındayım, yardım istersen buradayım…” gibi mesajlar vermek ilişkiyi canlı tutacaktır.

Pratikte yapılabilecekler:

Sınavdan 1-2 önce ders çalışmayı bırakmak

Beslenme ve uykuya dikkat etmek

Son günlerde mümkünse açık havada zaman geçirmek

Nefes egzersizleri yapmak

Aile ve arkadaşlar ile sosyalleşmek, eğlenceli faaliyetlerde bulunmak.

https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

zeynep@birliktebuyuyoruz.com

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

HAYVANLAR ALEMİ

Zeynep İşman 02/06/2018

Bu aralar favorimiz bu kitap. Yollarda, can sıkılmasına karşı tavsiye ederim. Hem eğlenceli, hem de bir dolu güzel bilgi var hayvanlar alemine dair. Mesela dev kertenkelenin su üstünde yürüyebildiğini, timsahların ağzından terlediğini biliyor muydunuz?

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

“ÖĞRETMEN ÖĞRETEN DEĞİL, BİRLİKTE ÖĞRENEN OLMALI”

Zeynep İşman 20/05/2018

“Öğretmen öğreten değil, birlikte öğrenen olmalı”

Yasemin Hoca ile tanıştığım ilk gün çok eskilere, ilkokula başladığım güne gittim. 5,5 yaşında, çekingen olarak tanımlanabilecek ama bir o kadar da okula başlamak isteyen bir çocuktum. Bugün olduğum insan olmamda emeği çok büyük olan sevgili ilkokul öğretmenim beni sarıp sarmalamış, sonsuz sevgisi ve şefkatiyle tüm endişelerimi gidermişti. Hatta yaşamım boyunca bilgiye, öğrenmeye bu kadar değer vermemde etkisi çok büyüktür.

İşte Yasemin Hoca ile konuşurken, içimde bir yerlerde bu duygular ayaklandı. Aynı güven, sıcaklık ve minnet duygusunu hissettim. Çünkü konuştukça anlıyorum ki, en büyük hedefi öğrencilere öğrenmeyi sevdirmek. Bunun da ancak sevilen bir öğretmenle ve okul ortamıyla olacağına inanıyor.

Yasemin Pakkan yaşamının 43 yılını eğitime ve öğrencilerine adamış, kendi alanında efsane bir öğretmen. Bugüne kadar hem pek çok devlet okulunda hem özel okullarda binlerce öğrenciye öğrenme ortağı olmuş. Öyle ki, “öğretmenliği öğrencilerimden öğrendim” diyor. Meslek sahibi olup, yurt içinde ve yurt dışında farklı pozisyonlarda çalışan öğrencileri hala kendisiyle görüşüyor.

“Bu ülkeye bir borcum var”

43 yıllık birikimini aktarabilmek, hala ilk günkü heyecanı ile çocuklarla buluşmaya devam etmek ve bu ülkeye bir borcu olduğuna inandığı için bir okul açmaya karar vermiş. Şu günlerde 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılında yeni açacağı okulunun heyecanı ile yaşayan Yasemin Hoca ile doğru okul seçiminden, verimli öğrenme nasıl olura kadar pek çok konuda konuştuk. Söylediklerinin anne-babalar hatta eğitimciler için yol gösterici olacağına inanıyorum.

  • Anne-babalar okul seçerken nelere dikkat etmeli sizce?

“Okul seçiminde tamamen ekibin seçilmesinden yanayım”

Bu konuda yıllardır yüzlerce soru aldım inan. Çocuğu ve aileyi tanırsam cevap vermem daha kolay oluyor. Ancak hiç tanımıyorsam bir yorum da bulunmak zor tabi. Her çocuğa göre bir okul olamaz. Okulun her çocuğa uygun olması gerekiyor. Eskiden en yakın okul en iyi okul diye bir şey vardı. Ben buna katılmıyorum çünkü İstanbul şartlarında artık her yer uzak. Evinize yakın bir yerde trafiğe takılıp saatlerce bekleyebilirsiniz. O nedenle bir kere çok uzak okul diye bakmayalım. Okuldan beklentimize bakalım.

Okulların yerleri, binaları ve fiziki koşulları elbette ki önemli ama buna çok da takılmamak gerekli. Yani süse püse, vitrine çok da aldanmamalı. Hiçbir fiziki imkanı olmayan ama muhteşem öğrenciler yetiştiren okullar var.

Okul seçiminde tamamen ekibin seçilmesinden yanayım. Birincil olarak çocuğunuzu kime teslim ettiğiniz önemli. Okul bir yaşam yeri. Bütün gün okuldalar. O nedenle orada sıfır hata olmalı. Servis şoföründen, ablaya, yemek personelinden, hizmetlisine kadar çok önemli. Öğretmen en son. Tabii ki ondan çok beklentimiz var. Güvenlik çok önemli. Çevresinde neler olduğu önemli. Az da olsa açık alanı olması, az da olsa yeşilliğinin olması önemli.

İkinci önemli konu okulun kadrosunun öğrenmeye açık olması ve sürekli eğitim alması. Kendini ve bakış açısını yenilemesi. Tüm bunları yaparken de tevazu sahibi bir okul olması önemli benim için. Ne kadar talep görürse görsün, her çocuk özeldir ve aynı ilgiyi ister.

“Okul servisle başlar, bu nedenle servis personeli çok önemli”

Ben diyorum ki, bir okul sahibinin en önce yapması gereken şey servis şoförleri ve ablalarla görüşmek olmalı. Okul, çocuk servis aracına bindiği an başlıyor. Ve onlar bizim okul dışındaki güvendiğimiz, çocuklarımızı emanet ettiğimiz insanlar. Ben kendi okulumda düzenli olarak servis personeli ile toplanıyorum. Beklentilerimi aktarıyorum. Eğitimler aldırıyorum.

  • Okulda öğretmen kadrosu nasıl olmalı?

Ben öğretmenim, kimseden öğrenecek bir şeyim yok bakış açısına sahip öğretmenler olmamalı. 43 yıllık eğitimciyim, kendimi hala öğrenci gibi hissediyorum. Öğrenmeye açık öğretmenler olmalı. Dünya gelişiyor, değişiyor. Öğreten değil, öğrencilerle birlikte öğrenen olmalı. Nasıl yapılıyor sen de bana anlat demeli çocuğa. Öğrenen okul, öğrenen öğretmen seçimi yapmalıyız. Çocuğa deneyimleten, yaşatarak öğreten, merak eden öğretmenler olmalı.

  • Veliler düşük gelirlerine rağmen, çocuklarını özel okullara vermek için sıkıntı çekiyorlar?

Bu da beraberinde farklı sorunlar getiriyor. Bütçeleri kısıtlıysa lütfen iyi öğretmeni olan devlet okulu araştırsınlar. İnanın öğretmenlerin, velilerin insiyatif aldığı çok da iyi devlet okulları var. Dediğim gibi önemli olan öğretmen ve okul kadrosu. Aileler fedakarlıklar yapıyorlar ama aile bütçesini de göz önünde bulundurmak şart.

  • Verimli bir öğrenme nasıl olur?

Merak uyandırarak olur. Örneğin elektrik konusunu işliyoruz. Çocuğun gördüğü, hissettiği ihtiyaçtan yola çıkıldığında öğrenme daha kalıcı, verimli olur. Sınıftaki lambanın ışığı nasıl, nerden geliyor? Haydi takip edelim. Duvardaki kablolar, binadaki sigorta, mahalledeki trafo, şehir dışında yüksek gerilim hatları ve barajlar gibi. Öğrenme, konuyu açacak ilginç birkaç cümle ile sonucu onların bulmasını sağlamaktır. Ezber buz üzerine yazı yazmaktır. Boşuna bir uğraştır.

  • 17 Mayıs Okul Dışarıda Günü idi. Açık havada eğitimi desteklediğinizi her zaman söylüyorsunuz, bunun eğitime katkısı neler?

Öğrenme ortamını sınıfla sınırlandıramayız. Fırsat eğitimi her yerde ve her zaman yapılabilir. Öğretimi sınıf duvarlarının arasına hapsettiğimizde yaşam alanı olan okulu değerlendirmemiş oluruz. Doğada ve açık havada öğretim çok daha keyifli ve kalıcı olur. Öğretmenliğe başladığım ilk yıllarda günün yarısını bahçede geçirirdik. Özelikle yazma etkinliğine gerek duyulmayan derslerin tamamını hava koşulları uygun ise çimenlerde yapardık. Akademik dersler arasında on dakika bile olsa bahçe oyunları, yarışmalar düzenlerdik.

Dünya öğrenmeyi kalıcı ve kolay bir hale getirmek için uğraş veren eğitim bilimcilerle dolu. Bu konuda öğretmen eğitimleri vererek öğretmenleri sınıf dışına alıştırmamız gerekiyor. Deneylerimizi bahçede yapabiliriz.  Çamurlu suyun içindeki planktonları yerinde gözlemleyebiliriz. Kurbağanın başkalaşımını her gün izleyebiliriz. Mevsimleri, mevsimlere göre bitkilerin ve hayvanların değişimlerini gözlemleyebiliriz.

  • Çocuğa sorumluluk nasıl kazandırılır?

Yapabileceği işleri ellerinden almayarak. Kendi işini kendisinin yapması konusunda fırsat yaratarak. Yatağını kapatabilir, tabağını mutfağa taşıyabilir, kurabiyeye şekil verebilir. Çorabını kendi giyip, giysilerini katlayabilir. Ona ihtiyacınız olduğunu hissettirmek çok önemli. Yardım istemeliyiz ondan. Yardım etmenin yüceliğini, kendine yetmenin sağladığı özgüveni hissetmeli. Toplumumuz kız çocuklara sorumluluk vermede daha cesur. Lütfen her iki cinse de sorumluluk verelim.

Yasemin hocanın anlattıklarından kısa kısa notlar:
Çocuğun okuldan hangi duyguyla geldiği size ipuçlarını verir
Veliler çocuklarının okuldan eve nasıl geldiklerine baksınlar. Mutsuz, bıkkın, yorgun mu geliyor? Bazısı hala enerjik oluyor ve o günü heyecanla anlatıyor. Bazısı elinde kocaman bir kitapla geliyor ve merakla onu incelemeye başlıyor. Bunlar anne babalar için çocuğun okulu sevip sevmediğine dair en büyük ipucu.
Biz okulların görünüşüne çok takılıyoruz
Gittiğim yurt içi, yurt dışı her yerde mutlaka okul binalarını gezmeye çalışırım. Mesela Avrupa’da pek çok okulda akıllı tahta diye bir şey yok, sıralar, masalar son derece basit. Çocukların yerde oturma bölümleri var. Mutlaka kütüphaneleri ve okuma alanları var ve hiçbiri düzenli değil. Gördüm ki, biz içerikten çok görünüşe takılıyoruz. Binaların ne kadar modern, ne kadar şık, teknolojik, bakımlı olduğu ile ilgileniyoruz. Oysa ki önemli olan okulun kadrosunun niteliği. Öğretmenin de velinin de öğrenmeye açık olması çok önemli
Öyle öğretmenler biliyorum ki, çocuklara bu okul çok pahalı, sen bu okula layık değilsin diyen. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir söylemle o çocuğun ruhuna nasıl zarar verdiğinin farkında bile değil. Bunlara tahammülüm yok. Öğretmen de, veli de çocukla birlikte öğrenmeye, dinlemeye açık olmalı.
Yaramazlık diye bir şey yok
Çocukları yaramaz diye etiketlemeyi son derece yanlış buluyorum. Yaramazlık diye bir şey yok bence. Merak var. Çocukla aynı frekansta olursak yaramazlık falan da olmaz. Çocuk bir şey yaptığında siz de dahil olun ona. Çocuklarla konuşurken onları incitmemeli. O zaman her şey normale dönüyor.
Okul-veli arasında denge olmalı
Eskiden müdürün odasına önümüzü ilikleyip, titreyerek girerdik. Artık böyle değil. Okullar çok değişti. Çocuğa ve veliye saygı arttı. Ama burada da denge çok önemli. Velilere kapılar sonuna kadar açık. Veli her zaman dinlenmeli. Ama bu veli de her şeye karışabilir anlamına gelmemeli. Baskısız, yaptırımsız, otokontrolle yaşanan bir okul mümkün. İlkokul ve lise ayrı olmalı
Yuva ve ilkokulun çok büyük olmamasından yanayım. Büyüdükçe aynı kalitede eğitimi vermek güçleşiyor. Okul öncesinde binalar küçük olmalı, bolca yabancı dil ve aktivite olmalı. Lisenin de ayrı olması gerektiğini düşünüyorum. Lise başka bir dünya. İlgi alanları, hayata bakışları farklı. O nedenle aynı kampüste olmamalı. Aynı bünyede bulunması okulu akademik olarak zayıflatıyor çünkü lisede başarı ve sınav kaygısı oluyor.

Zeynep İşman

İletişim Uzmanı/ Ebeveyn Koçu
zeynep@birliktebuyuyoruz.com
https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

 

 


 

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

KÜÇÜK PRENS

Zeynep İşman 20/05/2018

Küçük Prens’in bu versiyonunu biliyor musunuz? Küçük çocuklar için daha bol resimli, büyük yazılı, özet hali. Biz Derin’le daha önce orjinal kitabı her akşam 2-3 sayfa okuyorduk ama odaklanması için çok uzundu tabii. Ama bu hali süper. Küçük yaş grupları için tavsiye ederim. Bu arada geçenlerde gittiğimiz Danimarka seyahatinde Baobab ağacı gördük! “Aa anne baobablara bak” dedi. Hatırlamasına çok şaşırdım ☺

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

MOMO

Zeynep İşman 16/05/2018

Momo’yu okudunuz mu? Uzun zamandır başucumda okunacaklar listemdeydi, sonunda okudum🙏🏻
Zaman hırsızlarının, insanlardan çaldığı zamanı geri getiren Momo adlı küçük bir kızın öyküsü bu. Momo aynı zamanda insanları kendine hayran bırakan muhteşem bir dinleyici. Michael Ende’nin kitabı pek çok kez sinemaya uyarlandı ve kırktan fazla dile çevrildi. Bence her genç ve yetişkin okumalı, bu büyülü satırlarda yolculuğa çıkmalı 🦋

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

İyi Ebeveyn Olmak Sorun Çözmek Demek mi?

Zeynep İşman 13/05/2018

Çocuğunuzun içinde bulunduğu sorunda kalmasına ne kadar dayanabilirsiniz?

Ya da şöyle sorayım.

Çocuğunuzun bir sorunla boğuştuğunu görüp, hiç müdahale etmeden, sıkıntı çekmesine ve sonunda kendi çözümünü bulmasına izin verebilir misiniz?

Ebeveynler, bu soruya genellikle “dayanamam, hemen yardımcı olurum” ya da “Ben onun annesiyim/babasıyım, tabii ki sorununu çözmesine yardımcı olacağım” yanıtını veriyor.

Haksızlar mı? Elbette hayır. Ancak burada altını çizmek istediğim şey, müdahalelerimizin sınırı! Her şeyde olduğu burada da asıl olan denge! Elbette çocuğumuzun güvenliğini tehdit edecek, hayati sorunlardan bahsetmiyorum. Örneğin; bebeğimiz uzanmaya çalıştığı nesneyi almaya çalışırken, küçük çocuğumuz oyunda birinci olamadım diye ağlarken, oğlumuz proje ödevini zamanında yapmadığı için evin içinde kıvranırken, genç kızımız ‘neden benim erkek arkadaşım yok’ diye bunalımlardayken müdahale etmeden, sadece yanında olarak ve kabul ederek ne kadar durabiliyoruz?

Yapılan araştırmalara göre, ergenlik dönemini anne/babasından uzakta geçiren (yatılı okulda, yurt dışında vs.) çocukların, kimlik geliştirme konusunda daha rahat bir gelişim gösterdiği izlenmiş. Bu tabii ki genellenemez. Ailenin varlığı ve önemi yadsınamaz. Ailesinin sevgisi ve güvenini arkasında hisseden çocukların, hayata 1-0 önde başladığı da başka bir gerçek. Ancak burada kritik olan, varlığımızla çocuklarımızın yanında iken, onların doğal gelişimlerini nasıl desteklediğimiz ve ihtiyaç duydukları özerkliği ne kadar verebildiğimiz.

Müdahalelerimizin sınırı olmalı
Özellikle ergenlik döneminde anne babadan ayrılma ve yeni insanlar tarafından kabul görme çok önemli bir hal alıyor. Yine bu dönem hormonlardaki yoğun dalgalanımlar, risk alma davranışlarını da arttırıyor. Risk almak anne/babalar için korkutucu. Risk demek tehlikelere gebe olmak demek aynı zamanda. Oysa diğer taraftan risk almak başarı ve gelişimi de tetikleyen bir şey. Dolayısıyla herhangi bir engellenme yaşamayan çocuklar risk almaktan kaçınmıyorlar. Ve bu da kendi doğrularını, deneme-yanılma yoluyla kendilerinin bulmasını sağlıyor. Gelişimleri de bu doğrultuda daha hızlı oluyor.

Sürekli kontrol edilen, sorunları ebeveynleri tarafından çözülen, sorunla uğraşma, çözüm seçenekleri üretme şansına sahip olmayan çocukların dayanıklılıkları da daha zayıf oluyor. Böyle büyüyen çocuklar, büyüdüklerinde de çevrelerinde sorunlarını çözecek birilerini arıyorlar.

Sorunu çözmek değil, çözebilmesine destek olmak
Ebeveyn olmak demek çocuklarımızın sorunlarını çözmek zorunda olmak demek değil. Bu aynı zamanda bizler için çok büyük bir yük. Etkili ebeveynlik, çocuğa sorununu çözebilecek bakış açısı, öngörü, alternatif çözümler üretebilme kapasitesi, zihinsel esneklik ve uyum kabiliyeti kazandırabilmek demek.

Kapanışı Dr. Thomas Gordon’un Etkili Anne Baba Eğitimi kitabından bir alıntı ile yapmak istiyorum:

“Çocuk bir şeyler ile uğraşırken ona karışmamanız, kabullendiğinizi sözsüz olarak ileten güçlü bir iletişim yoludur. Çoğu anne ve baba çocuklarına sürekli müdahale ederek, karışarak, onları kontrol ederek ve yapmakta oldukları şeylere katılarak ne kadar çok kabul etmeme mesajı verdiklerini fark etmiyorlar. Çocuklarının ayrı bir birey olmalarına izin vermeyi reddederek, onların odalarının ya da kişisel ve özel düşüncelerinin mahremiyetini ihlal ederler. Bu genellikle kendi güvensizliklerinin , ebeveynsel kaygıların ve korkuların bir sonucudur.”

https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

zeynep@birliktebuyuyoruz.com

 

0 FacebookTwitterPinterestE-posta
  • 1
  • 2
  • 3

Zeynep İşman

Köşe Yazarı / İletişimci / Etkili Anne Baba Okulu Eğitmeni ... daha fazlası için tıklayın.

INSTAGRAM

birliktebuyuyoruz

Şu panoyu yaptırmak için son anda neler çektiğimizi bir ben, bir Bahar bilir. Neyse ki imdadımıza ‘Birebir Baskı Hasan’ yetişiyor ikidir :))

Bu sefer büyük yapalım, meleğin önünde herkes bolca foto çektirir dedik. Ama kendime göre bir ebat yaptıramadım, her koşulda sonuç bu oldu 😂

Artık #tbt olan #momtalks2022 hatırası 😇 

#birliktebüyüyoruz
Epeydir #önerdimgitti yapmıyordum. Kız anaları Epeydir #önerdimgitti yapmıyordum.
Kız anaları toplaşın, bu önerim size !
Bu kitabı mutlaka okuyun. Sonra konuşalım :)
Hatta bir tane de annenize alın, o da okusun. 
Kitap: Anneler, Kızları ve Beden Algısı / Hillary McBride

#birliktebüyüyoruz #kitapönerisi
Dün İstanbul’da Gabor Mate @gabormatemd rüzga Dün İstanbul’da Gabor Mate @gabormatemd rüzgarı esti. İstanbul’da olmadığım için gidemedim maalesef. Zira kendisini on milyon kez dinleyebilirim. Ben de eskilere daldım. Türkiye’ye ilk gelişinde kendisiyle konuşup, röportaj yapma şansına sahip bir insan olduğumu gururla söylemek isterim :) Bu gördüğünüz faninin yaptığı onlarca söyleşi içinde beni en heyecanlandırandı 🙏🏻
Okumayan kalmasın diye röportajı hikayeye koyuyorum. Yayalım lütfen…

#Repost @birliktebuyuyoruz with @make_repost
・・・
Yıllardır bağımlılık, çocukluk travmaları, ebeveynle bağlanma ve stresin fiziksel hastalıklarla ilişkisi üzerine çalışan Dr. Gabor Mate, @codelotus ve @amerikanhastanesi işbirliği ile İstanbul’a geldi. Duyunca çok heyecanlanmıştım. Bugün tanışıp, röportaj yaparken de çok heyecanlıydım. Cumartesi Milliyet Gazetesi’nde olacak konuştuklarımızın bir kısmı, kalanını ise ara ara paylaşacağım çünkü çok değerli şeyler söyledi. Konuşmamızda bir ara “Hangi konularda yazıyorsun?” dedi. “Çocuk ve aile” dedim. “Çok doğru bir tercih. Çocuklar çok kırılgandır ve tamamen yetişkinlere bağımlıdır. Yetişkinlerle olan ilişkileri, kendilerini ve dünyayı nasıl gördüklerini şekillendirir.” dedi. O an gözlerim doldu, yüreğime hem bir ağırlık, hem bir umut çöktü. Of ben bugünden daha çok şey yazarım :)
.
.
#gabormate #stres #travma #bağımlılık #bağlanma #güvenlibağlanma #çocuk #çocukgelişimi #ebeveyn #aile #çocukluktravmaları #büyümek #gelişim #psikoloji #birliktebüyüyoruz #röportaj
Bu bir teşekkür paylaşımıdır! 40 bin kişili Bu bir teşekkür paylaşımıdır!
40 bin kişilik koca bir aile olmuşuz 🥳 
Hepinize tek tek teşekkür ederim, birlikte büyümeye inandığınız ve istekli olduğunuz için 🙏🏻

6 yıl önce, kızım 3 yaşında iken, iyi bildiğim yollardan sapıp, işi gücü bıraktığımda, girdiğim yolun beni nereye götüreceğini pek bilmiyordum.
Bildiğim şey; başka şeyler yapmak istediğimdi. Aileyi iyileştirecek, anne babayı (bakım vereni) güçlendirecek şeyler yapmak istiyordum. Kendim büyürken, başkalarının büyümesine de eşlik etmek istiyordum. Okumak, öğrenmek, yazmak ve anlatmak istiyordum. Uzun süren eğitimler, terapiler, içsel çalışmalar…

Hedefiniz net, inancınız tamsa, dikkatinizi dağıtan çok şey olsa da, doğru yolu yeniden buluyorsunuz.
6 yıla çok şey sığdırdım. Çok değiştim. Bu bazı şeyleri kazanmama bazı şeyleri kaybetmeme neden oldu.
Ama tüm yolculuklar sancılıdır.
“Ben oldum” demek en büyük aptallık.
Son nefese kadar büyümeye devam … 

#birliktebüyüyoruz #teşekkürler
Geç Pazar kahvaltım… Tereyağlı pişim… Pey Geç Pazar kahvaltım…
Tereyağlı pişim…
Peynirli sıcak poğaçam…
Bal kaymaklı kızarmış ekmeğim…
Çok seviyorum ❤️

En güzel sevgi sözcükleri için sayfama beklerim :))

#birliktebüyüyoruz
Ebeveynler çocuklarının geleceği, eğitimi, mu Ebeveynler çocuklarının geleceği, eğitimi, mutluluğu, başarısı konusunda sürekli çabalarken, çocuklar neden bu kadar duyarsız, mutsuz, sıkılgan, dağınık! Şikayetler genelde bu şekilde değil mi? Sorun nerede başlıyor? 

Sinirbilim Uzmanı Dr. Kerem Dündar @drkeremdundar geçen hafta @momtalkstr ‘ta Londra’dan bağlanarak “Dikkatli Ebeveynlerin Dikkatsiz Çocukları” başlıklı bir konuşma yapmıştı. Öyle çarpıcı şeyler söyledi ki, sonrasında kendisini aradım ve bunun üzerine çok keyifli bir sohbet yaptık.

Yazının tamamı Milliyet Pazar’da ve profilimde, çarpıcı satır başlarını buraya koyuyorum:

⭐️ Çocuğa büyürken eşlik etmek yerine çocuğu büyütmek derdine düşüyoruz. Bunun iki nedeni var: Ebeveynlerin kaygıları ve bu konuda oluşturulan uzman endüstrisi. 

⭐️ Çocuğun bugünkü ihtiyaçları değil, gelecekteki olası kaygılar ebeveynliğin temel aracı olmaya başladı. Bir tarafta kaygı dolu ebeveynler var. Bir tarafta ‘gel sana iyi anne baba olmayı öğreteyim’ diyen bir sektör 

⭐️ Ebeveynler kendilerinin değil, çocuklarının gelişmesi gerektiğini düşünüyor. Halbuki çocuk nasıl gelişeceğini ailesinden öğrenir.

⭐️ Çocukla ilgili sürece eşlik etme eğilimi yerine sürekli sorun çözmeye meyilliyiz. Hatta başarı kavramı bile başlı başına bir sorun görülüyor. Acil planlar, mucizevi yöntemlerle sorun çözme çabası peşindeyiz

⭐️ Kendimizi ne kadar yetersiz hissedersek o kadar çok oyuncak alır, o kadar çok seçenek sunarız.

⭐️ Ebeveynliğin yüzde 100’ü olmaz illa eksik olacak. Hiç eksiltilmemesi gereken koşulsuz sevgi, sınırsız eşlik. 

⭐️ Eksik kalan konular her zaman affedilir ama eksik hissettirmenin telafisi yok. 

⭐️ Çocukların bir durum karşısında sebat etme, tekrar tekrar deneme becerilerinin çok önemli olduğunu unutmayın! Onların yerine yapmak ve karar vermekten vazgeçin. 

⭐️ Sadece kendi çocuğunu severek onun geleceğini garantiye alamazsın. Tüm çocuklar için mücadele etmeliyiz.

#birliktebüyüyoruz #zeynepişman #milliyetpazar
Geçenlerde buradan “Derin çalışmak istiyor” diye yazınca, Bodrum’da evimiz gibi hissettiğimiz, çok sevdiğimiz bir mekan olan @kuytubahce ‘nin sahibi Mesude Hanım, “Çalışmak isterse biz de çok isteriz” dedi 🥰
Şanslı çocuk valla, birkaç yerden daha iş teklifi aldı :)) Ama tamamen kendi değerlendirdi ve “9 yaşındayım ve benim yapabileceğim en çok iş nerede ve para kazanabilir miyim diye düşünüyorum” dedi ve buna göre karar verdi.
Yaratacağı faydaya bakıyor ve karşılığını istiyor, mantıklı :)

Bugün ilk iş günüydü. Şimdilik birkaç saatlik tatlı bir anı ama insanlık için küçük, bizim için büyük bir deneyim.
Ben biraz oturup ayrıldım. 
Çok acayip bir duyguymuş arkadaşlar.
Bizler küçücük yaşlarda çalışmaya başladık. Kimse de acımadı valla. Gayet de sıradan şeylerdi.
Ama zamane çocukları hayatın gerçeklerinden çok uzak büyüyor.
En iyi okul, en iyi eğitim, en iyi kurs, spor, sanat derken eee hayat nerde… Kaçıp gidiyor. Sonra ortada deneyimsiz yetişkin görünümlü ergenler!

Ben kendisinin bu konuda ısrarcı olmasını çok destekledim. İzninizle huzurlarınızda kızımla gurur duyduğumu söylemek isterim :)
Utansa da, zorlansa da kendi istedi.

Ama izlemesi zormuş.
Ay saatlerce ayakta, bacakları mı ağrır?
Ay gelen insanlar nazik davranır mı?
Bir sıkıntısı olursa söyleyebilir mi? 
derken, kalkıp gitmemin hayırlı olacağını anladım :))
Öğlen iş çıkışına geldim kızımın.
Olur da yolunuz düşerse, “Birlikte Büyüyoruz ailesindeniz. Derin hanım bizim masaya bakabilir mi?” diyin 😁
Bu vesileyle, bu fırsatı yaratan @kuytubahce ailesine sonsuz teşekkürler 🙏🏻

#birliktebüyüyoruz
Bugün bu güzellerin 42. evlilik yıldönümü 🧿 
Daim olsun 🙏🏻
Anne,
Baba,
Sizi çok seviyorum ❤️

#birliktebüyüyoruz
Bu anne ne yapıyor? Çocuğu dakikalarca, tekmele Bu anne ne yapıyor?
Çocuğu dakikalarca, tekmeler atarak ağlıyor.
O da sakince yanında oturuyor.
Çocuk biraz sakinleyince, kalkıp annesine doğru ilerliyor ve sarılıp ağlamaya devam ediyor.
Anne o sırada yumuşak dokunuşlar ve hafif sallanmalar yapıyor.
Daha da sakinleşince konuşmaya başlıyorlar.
Şöyle diyebiliriz: kızgın tavayı yıkamadan önce soğutuyor :)

Diyor ki; “Çocuklarıma kendini kontrol edebilmenin önemini öğretmeye çalışıyorum. Çünkü bu paha biçilmez bir yetenek. Ben büyürken yoğun duygulara sahip olmanın ve bunları ifade etmenin doğru olmadığını düşünür, kendimi çok hassas olarak nitelendirirdim. Bu da duygularımın çoğunu bastırmama neden oldu. Ama onlara güçlü duyguların sorun olmadığını göstermeye çalışıyorum.  Ağlayabilirsin. Duygular gelip geçer ve biz bunu birlikte yapabiliriz. Ben senin için buradayım.” 🙏🏻

Altını çizmek istediğim önemli nokta; ebeveynin bunu yapabilmesi için, sinir sisteminin dengede, regüle olması gerekli. Sizin toleransınız sıfır iken, ihtiyaçlarınız karşılanmamış, öfkeli, yorgun, kaygılı ve düşünceli iken bir taktik gibi bunu uygulamanız yarardan çok zarar getirir. Çocuklar sakinleşebilmeyi bizden öğrenir ya da öğrenemez.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

#Repost @mother.ly with @make_repost
・・・
"I try to teach my kids the importance of self-control and self-regulation. I consider them to be invaluable abilities, eventually becoming assets. But at the same time, I also try to show them that it’s 10000% ok to have feelings.

Growing up, I used to think having strong feelings or being expressive were connoted as negative, and I considered myself too sensitive. So that in turn, caused me to suppress most of my feelings, preventing me from experiencing things to the full.

Learning this through self-awareness (and counseling), I’m more intentional with how I allow my kids to express themselves.

If you’ve gotta cry it out, cry it out. But we make sure to realign, regulate together, and get back to our normal state. Feelings are so fleeting, they’ll pass on by.

Parenting is so sanctifying because it really tests my patience. But helping my babies know I’ll be there is always worth it. Presence is everything."—@ckim93
Birbirinden değerli öğretmenlerimin arasında o Birbirinden değerli öğretmenlerimin arasında olmak mutluluk verici.
Pazartesi akşamı “İletişim becerisi yüksek çocuklar yetiştirmek” konusunu masaya yatıracağız.
“Çocuğumla iletişim kuramıyorum.”
“Hiç dinlemiyor”
“Ona ulaşamıyorum”
“Onu anlayamıyorum”
“Hiç konuşmuyor” vs diyoruz ya. Neden ve ne yapmalı? Acaba aynayı kendimize mi çevirmeli?
Bilgi için hikayedeki bağlantıya da bakabilirsiniz 👉🏻@akanselegitimdanismanlik_ 

#birliktebüyüyoruz
Daha Fazla... Instagramda takip edin

Menü

  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim

İlgi Görenler

  • 1

    Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

    10/03/2018
  • 2

    Lion

    30/12/2017
  • 3

    Doğadaki Son Çocuk

    25/04/2018

Bülten

"Birlikte Büyüyoruz" bültenimize abone olarak, makaleler, bilgilendirmeler ve fotoğrafları doğrudan e-posta adresinize alabilirsiniz.

Gizlilik Politikası            Kullanım Şartları

  • Instagram
  • E-posta

Zeynep İşman - Birlikte Büyüyoruz®. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz. Geliştirme: W Dijital


Başa Dön