Takip etmekten büyük keyif aldığım ve çok şey öğrendiğim Dr. Bahar Eriş ve Mümin Sekman’ın “Çocuklar Nasıl Başarır?” kitabı, tam anlamıyla bir bilgi seli. İçinde inatçı çocukla başa çıkmaktan, irade gücünün nasıl geliştirileceğine, genlerin etkisinden, iyi alışkanlıkların nasıl yerleştirileceğine kadar pek çok konu araştırmalarla anlatılıyor. Açıkçası bu kitaptan, 5 kitap daha çıkardı. 🙂 Öğrenme aşkı hiç bitmeyen anne-babalara tavsiyem olsun. İyi hafta sonları..
zeynep
Çocuk kitabı deyince, ben bir Feridun Oral hayranıyım. Neredeyse tüm kitapları var ama bu en sevdiklerimizden. Herhâlde “Kırmızı Kanatlı Baykuş”u Derin’e ilk okuduğumda 6 aylık falandı, hala severek okuyorum, o da ezberledi artık kendi de anlatıyor 🙂 Büyümek için sabırsızlanan ama kanatları henüz çıkmamış olan yavru baykuşun sıcacık, sevgi dolu hikayesi var bu kitapta.
Zaman zaman çocuklarımız ve biz ebeveynler de acele ediyoruz bir an önce büyümeleri için ama her şey vakti gelince oluyor.
Ne zamanından önce ne de sonra, vakti gelince… Bu haftaki önerim “Kırmızı Kanatlı Baykuş” olsun.
Bugüne kadar Derin’e okuduğum kitaplar arasında en sevdiklerimden biri bu kitap. “Uyuyamıyor musun, Küçük Ayı?” bir türlü uyuyamayan Küçük Ayı’yı sonsuz bir sabır ve şefkatle uyutmaya çalışan Büyük Ayı’nın hikayesini anlatıyor
ve bence çocuklardan çok biz büyüklere mesajları var, Uyku öncesi için son derece ideal.
Çocuğunuzun kütüphanesi için edininiz.
#önerdimgitti bölümünün ilk talihlisi, Haim Ginott’un “Anne Baba ve Çocuk Arasında” kitabı. #okuyanus yayınevinden çıkan kitap, bence her anne-babanın kütüphanesinde mutlaka olmalı! Kitapta ebeveyn-çocuk iletişimi üzerine, a’dan z’ye son derece faydalı ve pratik bilgiler var. Sohbet etme, sorumluluk alma, disiplin, günlük rutinler, kıskançlık, kaygılar, cinsellik, saygı ve daha pek çok kritik konuda bir ebeveyn olarak çocuğumuzla nasıl sağlıklı iletişim kurabileceğimiz anlatılıyor kitapta. Konular her yaş grubundan çocuk için, gerçek örnekler üzerinden anlatılıyor. Bu tüyolar bence sadece çocuğumuzla değil tüm ilişkilerimizde işe yarar püf noktaları içeriyor. Başucunuzda olsun ve zorlandığınız her an açıp açıp bakın derim😉 bol okumalı, bol sohbetli, iyi hafta sonları…
Bu haftaki #önerdimgitti paylaşımım yine her zorlandığımızda açıp bakabileceğimiz bir başucu kitabı. Leyla Navaro’nun “Gerçekten Beni Duyuyor musun?” kitabını halen okumadıysanız, mutlaka edinin derim. İletişim önce dinlemeyle başlar. Dinlemeyi bilmediğimizde ya da dinlemek istemediğimizde, sözcüklerin arkasındaki duyguları da duyamıyoruz. “Önem verdiğimiz insanlarla ilişkilerimizin onarılmaz yaralar almasını engellemenin tek yolu, doğru iletişim kurmayı bilmektir.” Doğru iletişimin başladığı yer de dinlemektir.
Kitapta anlatımlar ebeveyn-çocuk örnekleri üzerinden ama herkesin okumasını şiddetle tavsiye ederim. Bol okumalı hafta sonları…
Yüzünde deformasyonla doğan bir çocuğun hikayesi olan Mucize (Wonder) filmi, farklılıklara nasıl yaklaşmamız gerektiğini, abartmadan, demagoji yapmadan, son derece naif ve basit bir şekilde anlatıyor bize. Belki de bu yüzden kalpten bağlantı kuruyor izleyende. İnsanları nasıl da tamamen fiziksel özelliklerine göre konumlandırdığımızı tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Farklılıklara saygı, yargılamamak, nezaket, empati, sevgi ne kadar yüce değerler 🙏🏻
Filmin kahramanı: “İnsanları tanımak istiyorsanız onlara bakın!” diyor.
Farkındalık kazandıracak bir aile filmi. Hafta sonu için tavsiyem olsun.
Gerçek bir hikayeden uyarlanan Lion filmi, beş yaşında Kalküta’da kaybolan ve Avustralyalı bir çift tarafından evlat edinilen Saroo’nun, yirmi beş yıl sonra gerçek ailesini aramasının öyküsü. İzlemediyseniz mutlaka tavsiye ederim ama yanınızda mendil bulundurmayı unutmayın☺ Film çocuk sevgisi, aile olma, evlat edinme, kimlik oluşturma ve farklı yaşamlar üzerine oldukça düşündürücü… Bir çocuğa karşılıksız sevgi vermek için, illa onu doğurmuş olmak gerekmiyor değil mi? Ne yüce gönüllü insanlar var şu hayatta 🙏
‘Gifted’ filmini izlediniz mi?
Konusu üstün potansiyelli çocukların eğitimi ile ilgili ama bence ebeveyn-çocuk iletişimi üzerine de düşünülmesi gereken harika bir film. Her nasıl olursa olsun, bir çocuğu olduğu gibi, değiştirmeye çalışmadan, sadece sevmenin ve koşulsuz desteğin aslında ne kadar kolay olduğunu hatırlatıyor bence bu film.
Aklımda kalan en çarpıcı dialog ise şu kısım oldu:
O her gün yeni bir şey yapıyordu. Kişiliği patlıyordu. Komikti, kızgındı, mutluydu, heyecanlıydı, kibirliydi. Onu izlemek çok güzeldi.