Çocuğunuz bir gün gelip cinsiyetini değiştirmek istediğini söylese ne yapardınız? Üstelik 18 yaşından küçük olsa ve her gün karşınızda acı çektiğini görseniz tavrınız ne olurdu? İşte 3 Generations filmi bunu anlatıyor. Ray adında cinsiyetini değiştirmek isteyen bir kızın, annesi, anneannesi ve çevresiyle yaşadıklarını inanılmaz dialoglarla anlatıyor film. Ray’in duygusal gel-gitleri, içinde yaşadığı çıkmazlar, akranları tarafından uğradığı şiddet, toplumsal baskı ve ailevi yaşantısı başka bir farkındalık ve bakış sağlıyor. Bu haftaki önerim olsun 🎬
önerdimgitti
1970’de Stanford Üniversitesi psikologlarından Walter Mischel’in yaptığı “Marshmallow Testi”ni, derinlemesine anlattığı bir kitap bu. Testte 4-6 yaş arasında yaklaşık 600 çocuğun önündeki tabağa bir marshmallow (bir çeşit tatlı) koyuluyor ve iki seçenek sunuluyor çocuklara: Bunu ister şimdi ye ister biraz bekle ve bir tane daha kazan! Sonra da 10 dakika yalnız bırakılıyorlar. Bu çocuklar ilerleyen yıllarda izlenmiş ve bekleyebilen, irade gücü yüksek çocukların hayatta daha başarılı olduğu tespit edilmiş.
Hayatta otokontrol sahibi olabilmek, hazzı erteleyebilmek, hedef belirlemek ve o yolda odaklı ve sabırlı bir şekilde çalışmak elbette çok kıymetli. Walter Mischel, bu kitapta çocuklarımıza bu özellikleri nasıl kazandırabileceğimizi keyifli bir dille anlatmış.
Tavsiye olunur…
Takip etmekten büyük keyif aldığım ve çok şey öğrendiğim Dr. Bahar Eriş ve Mümin Sekman’ın “Çocuklar Nasıl Başarır?” kitabı, tam anlamıyla bir bilgi seli. İçinde inatçı çocukla başa çıkmaktan, irade gücünün nasıl geliştirileceğine, genlerin etkisinden, iyi alışkanlıkların nasıl yerleştirileceğine kadar pek çok konu araştırmalarla anlatılıyor. Açıkçası bu kitaptan, 5 kitap daha çıkardı. 🙂 Öğrenme aşkı hiç bitmeyen anne-babalara tavsiyem olsun. İyi hafta sonları..
Çocuk kitabı deyince, ben bir Feridun Oral hayranıyım. Neredeyse tüm kitapları var ama bu en sevdiklerimizden. Herhâlde “Kırmızı Kanatlı Baykuş”u Derin’e ilk okuduğumda 6 aylık falandı, hala severek okuyorum, o da ezberledi artık kendi de anlatıyor 🙂 Büyümek için sabırsızlanan ama kanatları henüz çıkmamış olan yavru baykuşun sıcacık, sevgi dolu hikayesi var bu kitapta.
Zaman zaman çocuklarımız ve biz ebeveynler de acele ediyoruz bir an önce büyümeleri için ama her şey vakti gelince oluyor.
Ne zamanından önce ne de sonra, vakti gelince… Bu haftaki önerim “Kırmızı Kanatlı Baykuş” olsun.
Bugüne kadar Derin’e okuduğum kitaplar arasında en sevdiklerimden biri bu kitap. “Uyuyamıyor musun, Küçük Ayı?” bir türlü uyuyamayan Küçük Ayı’yı sonsuz bir sabır ve şefkatle uyutmaya çalışan Büyük Ayı’nın hikayesini anlatıyor
ve bence çocuklardan çok biz büyüklere mesajları var, Uyku öncesi için son derece ideal.
Çocuğunuzun kütüphanesi için edininiz.
Yüzünde deformasyonla doğan bir çocuğun hikayesi olan Mucize (Wonder) filmi, farklılıklara nasıl yaklaşmamız gerektiğini, abartmadan, demagoji yapmadan, son derece naif ve basit bir şekilde anlatıyor bize. Belki de bu yüzden kalpten bağlantı kuruyor izleyende. İnsanları nasıl da tamamen fiziksel özelliklerine göre konumlandırdığımızı tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Farklılıklara saygı, yargılamamak, nezaket, empati, sevgi ne kadar yüce değerler 🙏🏻
Filmin kahramanı: “İnsanları tanımak istiyorsanız onlara bakın!” diyor.
Farkındalık kazandıracak bir aile filmi. Hafta sonu için tavsiyem olsun.
Bu aralar evlenme niyetinde olanlar izlemesin bu filmi, korkutabilir☺ Şaka bir yana, “Aramızda Bebek Var” filmi (A Happy Event), iki insanın tanıştıkları ilk andan, çocuk sahibi oluncaya kadar geçen süreci, hem kadın hem erkek gözünden komik bir dille ama bence tüm gerçekliğiyle anlatıyor. Hafta sonu keyifle izlenebilecek bir film.
Gerçek bir hikayeden uyarlanan Lion filmi, beş yaşında Kalküta’da kaybolan ve Avustralyalı bir çift tarafından evlat edinilen Saroo’nun, yirmi beş yıl sonra gerçek ailesini aramasının öyküsü. İzlemediyseniz mutlaka tavsiye ederim ama yanınızda mendil bulundurmayı unutmayın☺ Film çocuk sevgisi, aile olma, evlat edinme, kimlik oluşturma ve farklı yaşamlar üzerine oldukça düşündürücü… Bir çocuğa karşılıksız sevgi vermek için, illa onu doğurmuş olmak gerekmiyor değil mi? Ne yüce gönüllü insanlar var şu hayatta 🙏
‘Gifted’ filmini izlediniz mi?
Konusu üstün potansiyelli çocukların eğitimi ile ilgili ama bence ebeveyn-çocuk iletişimi üzerine de düşünülmesi gereken harika bir film. Her nasıl olursa olsun, bir çocuğu olduğu gibi, değiştirmeye çalışmadan, sadece sevmenin ve koşulsuz desteğin aslında ne kadar kolay olduğunu hatırlatıyor bence bu film.
Aklımda kalan en çarpıcı dialog ise şu kısım oldu:
O her gün yeni bir şey yapıyordu. Kişiliği patlıyordu. Komikti, kızgındı, mutluydu, heyecanlıydı, kibirliydi. Onu izlemek çok güzeldi.
- 1
- 2