Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Zeynep İşman
  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim
Etiket:

milliyet

DOLU DOLU BİR YAZ

Zeynep İşman 01/08/2020

Korona günlerinde pek çok konuda olduğu gibi tatil tercihlerinde de kafalar karışık. Her şeye karşın, bu yaz aylarını güzel geçirmek mümkün. Bunun yolu da elimizdeki olanaklar ölçüsünde tatili iyi planlamaktan geçiyor

Tatil konusunda kafalar karışık. Gidecek olanlar bu yıl ağırlıklı olarak aile büyüklerinin yazlıklarını ya da doğa içinde kamp, karavan, kiralık ev gibi seçenekleri tercih ediyor. Bazılarımız ise ne olursa olsun evde kalmaktan yana. Kimimiz evden çalışıyor kimimiz işyerlerine geri döndü, çocuklarının sağlığı ve verimli bir yaz geçiremeyeceği konusunda endişeli. Ve tabii bir diğer sorun, bu süreçte iyice artan ve her evin problemi olan ekran bağımlılığı.

Hayatın öngörülemez olduğunu özelikle son aylarda çok net bir şekilde gördük. Ancak mümkün olduğunca, günlük rutinler oluşturmak ve kısa vadede planlar yapmak özellikle çocuklu evlerde işleri kolaylaştırır. Yaz tatili için de, elinizdeki imkanlara, kendi iş durumunuza, maddi-manevi olanaklara bakarak bir planlama yapmaya çalışın. Ancak bu planlamanın içine mutlaka çocukları da katın. Tüm bir yazı, elimizdeki imkanlarla en iyi nasıl geçirebiliriz? Gelin adım adım birlikte planlayalım, seçeneklere beraber bakalım.

Peki ya tatile gidenler?

Yazlık bir alanda maske takmak ve sosyal mesafeyi korumak çok zor baştan söyleyeyim. Bu konuda kendinize ve çocuğunuza güvenmiyorsanız, kalabalık olabilecek yerleri tercih etmemenizi öneririm. Tatile çıkmadan çocuklarla tüm kuralları konuşmak gerekiyor. Ancak bir süre sonra çocukları sürekli uyarmak da bir işe yaramıyor. Özellikle 65 yaş ve üzerinin yoğun olduğu bölgelerde, çocuklu olmak zorlayıcı olabiliyor. Olabildiğince açık alanı bol olan, doğanın içinde olan, doğal havalandırmanın olduğu yerleri tercih etmeye çalışın. Ayrıca uzmanlar, sıcak havada maskelerin 2 saatte bir değiştirilmesini öneriyor. Az masalı restoranları tercih edin ve mümkünse uzun oturmayın.

Sorumlulukları paylaşın

Planlamayı ister günlük ister haftalık yapın.

Evdeki bireylerin ihtiyaçlarını ve ilgi alanlarını belirleyin.

Günlük akışta ‘birlikte zaman’, ‘yalnız zaman’, ‘oyun zamanı’ (serbest veya dijital oyun) ve ‘boş zaman’ olsun.

Yaptığınız program için kendinize deneme süresi koyun. İşlemezse
yine birlikte revize edin.

Planlamayı yaparken koronavirüsle ilgili kurallarınızı netlikle anlatın.

Başka çocuklarla oyun sırasında dikkat etmesi gerekenleri yazıp, odasına asın.

Kendinize ve çocuğunuza karşı toleranslı olun, beklentilerinizi düşürün. Kitap okuma, İngilizce ders tekrarı, odasını toplama gibi olmazsa olmazlar listesi yapın.

Zorlandığınızda destek isteyin.

Tüm bu zamanların geçeceğini ama kalıcı olanın çocuğunuzla aranızdaki bağ olduğunu hatırlayın ve ilişkinize yatırım yapın.

Çocuklara genellikle sorumluluk veriyoruz ve sonra yapmadıkları için şikayet ediyoruz. Oysa sorumluluk gönüllü bir iş birliğine dayanır. O nedenle sorumluluk ve görev paylaşımına da beraber karar verin.

Evde yapılabilecekler:

Birlikte günlük ya da haftalık menüyü belirleyebilir, mutfağı düzenleyebilir, yeni tarifler deneyebilirsiniz.

Kış için mutfak hazırlıklarını birlikte yapın. (Reçel yapmak, turşu kurmak, domates salçası hazırlamak, bezelye, barbunya gibi buzluğa atılacak sebzeleri ayıklamak, paketlemek…) Bunları yaparken saklamak, dönüştürmek, üretmek gibi kavramlardan ve geleneksel Türk mutfak kültüründen konuşabilirsiniz.

Evde renkli, eğlenceli, cazip bir okuma köşesi yaratabilirsiniz. Evdeki malzemelerle bu köşeyi kendi zevkine göre süsleyebilir.

Kodlama, problem çözme, zeka gelişimi, yaratıcılık gibi konularda kendini geliştirebileceği setler alabilirsiniz. Twin Bilim’in Robotik Sanat Seti’nde ilgi alanlarına göre pek çok seçenek var. (https://www.twinscience.com/tr/)

Ekran önünde geçireceği zamanı, verimli bir içerikle geçirmesi için, oynadığı oyunları takip edin.

Toplama çıkarma oyunlarıyla dört işlem egzersizi yapabilirsiniz.

Okumayı geliştirmek, zihni zorlamak için kelimeleri tersten yazıp okumayı deneyebilirsiniz.

Örgü, kanaviçe, cam boyama gibi el becerilerini geliştirici faaliyetler olabilir.

Anı kutusu yapın. Bu yaz tatiliyle ilgili anıları hatırlamak için özel eşyaları (fotoğraf, bir taş, bir bilezik, hatta bir maske gibi) saklayacağı bir anı kutusu hazırlayın. Üzerini dilediği gibi boyayıp süslesin.

Açık hava etkinlikleri

Orman yürüyüşleri yapın.(Kenelere dikkat!)

Bahçe sularken, balkon yıkarken su oyunlarına yer açın.

Piknik yapın.

Doğaya çıkmadan önce bu konuda bir kitap okuyabilirsiniz. Örneğin; haziran ayında doğada neler olur? Hangi hayvanları, nerede görebiliriz? Ağaçları ve çiçekleri tanıyalım gibi bilgiler edinip, kitabınız ve büyütecinizle keşfe çıkabilirsiniz.

Korona günleri fırsata çevirip, bisiklet ve paten derslerine zaman ayırabilir ve çocuğunuza öğretebilirsiniz.

Salgın sürecinin başından beri, spor yapmak isteyenler için pek çok online seçenek var. Bunlardan size uyanı seçip, çocuğunuzla spor saati yapabilirsiniz. Her sabah yapmanın gerçekçi olmadığını yaşayarak gördüm. Ama en azından haftada 2 kez yapılabilir. Böylece hareket ihtiyacını biraz olsun karşılamış olursunuz.

Kitap okuma listesi

Okunacak kitapları ve okuma planını yapmak, çocukların motivasyonunu artırıyor. İlgi alanları ve yaşına göre kitapları belirleyin. Her kitap bitiminde kitapla ilgili notlar alabilir, yazar o olsa neler değiştirirdi gibi sohbetler edebilir, kitaptaki karakterlerden bir tiyatro canlandırma oyunu oynayabilirsiniz.
Artık her şeyin online’ı var. Başta okullar olmak üzere, pek çok eğitim kurumu online yaz okulları ve kampları açtı. Bunlar arasından iyi bir araştırma ve tavsiyelerle, çocuğunuza ve bütçenize uygun bir tercih yapabilirsiniz. Gerçek bir yaz okulu gibi olmasa da, vaktinin bir bölümünü verimli geçirmesi açısından tercih edilebilir.

Yabancı dil:

Tüm yaz tekrar edilmeyen yabancı dil eğitimi maalesef geriliyor. O nedenle her gün en az 20 dakika yabancı dil aktivite zamanı olsun.

Öğretmenler tarafından tavsiye edilen yabancı dil siteleri, uygulamalar ve oyunları takip edebilirsiniz.

İngilizce kitap okuma saati yapabilirsiniz.

Tavsiye edebileceğim bazı İngilizce dijital oyunlar: Pili Pop English, Fun English, Busuu Kids, My Spelling Game, Duolingo, Khan Academy Kids, Lingokids, Oxford Owl.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

“Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

Zeynep İşman 25/07/2020

Çocuklarımızla aramızdaki sağlıklı ve güçlü bağ, yalnızca anne-baba olmanın klasik gereklerini yerine getirmekle değil; güven, empati ve koşulsuz sevgi yoluyla kurulabiliyor. Bağlanma temelli ebeveynlik STK’larından Attachment Parenting International’ın (API) ana amacı da, bu yöndeki çalışmalarla şiddetsiz ebeveynlik konulu farkındalık oluşturmak.

Dünyanın önde gelen bağlanma temelli ebeveynlik STK’larından Attachment Parenting International (API) kurucuları Lysa Parker ve Barbara Nicholson’ın yazdığı “Kalpten Bağlı” kitabı, API Türkiye Kurucusu Dr. Aslıhan Onaran’ın içerik danışmanlığında Türkçeye çevrildi. Uzun yıllardır süregelen araştırmaların, yerli ve yabancı yüzlerce kaynakçanın bulunduğu kitap; ebeveynler, uzmanlar ve bilim insanları arasında köprü inşa edecek bir rehber niteliğinde. Doğuma hazırlıktan, beslenme ve uykuya, güvenli bağlanmadan, şiddetsiz iletişime pek çok konunun yer aldığı kitabın yazarları Lysa Parker ve Barbara Nicholson ile “Bağlanma Temelli Ebeveynlik” ilkelerini konuştum.

Bağlanma temelli ebeveynlik (Attachment Parenting) ne anlama geliyor?

Bağlanma Temelli Ebeveynlik, çocuklar ve ebeveynleri arasında güçlü ve sağlıklı bir duygusal bağ oluşturmak anlamına gelir. Bu bağ, çocuğun güven, empati ve koşulsuz sevgi ihtiyacını karşılayan uygulamalar yoluyla gerçekleşir. Ebeveynlerin, kendileri ve çocukları arasında duygusal mesafe yaratan çelişkili tavsiyeler yerine, bilimsel araştırmalardan güç alarak sezgilerimize güvenmemizi sağlayan bir çerçeve sunuyoruz. Herhangi bir durumda kafası karışmış bir ebeveyne şu basit sağlamayı önerebiliriz: “Bu davranışım, çocuğumla bağlantımı güçlendirecek mi, yoksa daha fazla kopukluk mu yaratacak?”

Şiddetin bu kadar yaygın olduğu bir dünyada, şefkatli ailenin ve şefkatle çocuk yetiştirmenin önemi nedir?

Dünyadaki şiddet ve çatışmayı dönüştürmek için, öncelikle kendi evimizde barışı nasıl yaratacağımızı çocuklarımıza göstermeliyiz. Gençleri bunun üzerinde düşünmeye teşvik ediyoruz; bir çocuğu dünyaya getirmeden önce, nasıl ebeveynler olduğunu düşünün. Sevildiğinizi ve değer verildiğinizi hissettiğiniz zamanlar oldu mu? Yoksa haksız yere duyulmadığınız, anlaşılmadığınızı hissettiğiniz zamanlar mı oldu? Çoğumuz kendi çocukluğumuzda gördüğümüz ebeveynlik halini sürdürürüz, kendimize “Daha iyi bir ebeveyn olacağım” diye söz versek bile. Ailemizi ve ebeveynlik yaklaşımımızı dönüştürebilmek için bilinçli bir çaba gerekiyor. Savaş ve çatışma dolu geçen yüzyıl boyunca yapılan araştırmalar, sevgi dolu bir aile ilişkisi olan çocukların, bir savaş bölgesinde yaşasalar dahi, en dirençli olduğunu bulguladı. Sevildiğimizi bilmek, yaşamda hepimizin aradığı o anlamı verir ve bizi daha şefkatli bir dünya için değişim yaratmaya da motive eder. Dünyayı değiştirmek veya daha şiddetsiz olmak için bir modelimiz yoksa bu pek mümkün değildir. Tam olarak bu nedenle şefkat evde başlamalı.

Modern hayat yeni nesil ebeveynlerin suçluluk duygularını körükleyebiliyor. Bu anlamda sizin desteklediğiniz bağlanma-temelli yaklaşım tarzı rahatlatıcı veya özgürleştirici mi?

Muhtemelen her nesilden ebeveyn suçluluk duygusundan muzdarip. Hepimiz daha iyisini yapmak istiyoruz ve gücümüzü de buradan alıyoruz. Aslına bakarsanız, çocuklarımız da mükemmel ebeveynler istemiyor! Ancak bir hata yaptıklarında, belki de öfkelenip pişman oldukları bir şey söylediğinde kabul edip onaran ebeveynlerin olmasını istiyorlar. Önemli olan, çocuklarımızın geçmişteki hataları nasıl onaracaklarını ve tekrar etmemek için bir aile olarak nasıl uyumlanacaklarını görmeleri. Çocuklar “hepimiz bu işte birlikteyiz” dediğinde ve birbirleriyle iş birliği yapan işlevsel bir aileye sahip olmak istediğimizi gördüğünde, her yeni gün, onarım ve telafi için sevgi dolu bir potansiyel.

Baba-bebek bağlanması

Kitabınızda aktardığınız ve bilimsel araştırmalarca da kanıtlanan baba-bebek bağlanmasının rolünden bahsedebilir misiniz?

Batı dünyasındaki çekirdek aile kavramı, aile yapısına fazlasıyla zarar verdi. Antropologlar ve sosyologlar insanlığın evrimsel tarihini incelediğinde, bir kabile veya köyde çok sayıda yetişkinin çocukların bebeklik dönemindeki yaşamlarına dahil olduğunu keşfettiler. Her çocuk gün boyunca köydeki bir kişi tarafından ilgilenilip, o kişiyle oynuyordu. Mesele şu ki; insan bebekleri hayatlarında en az dört yetişkin, deneyimlerini zenginleştiren ve aileye destek çemberi yaratan yetişkinler olduğunda daha çok gelişirler. Babanın rolü ve baba-bebek bağlanması, bu açıdan çok önemlidir. Her baba bebeğine nasıl bakım vereceğinden emin olmayabilir ve temelleri öğrenmesi, teşvik edilmesi gerekebilir. Bir babanın çocuğuyla olan ilişkisini beslemesinin ve anneyi desteklemesinin birçok yolu vardır.

Yeterince iyi bir ebeveyn olmanın olmazsa olmaz 3 kuralı nedir?

Bağlanma temelli ebeveynliğin kuralları yoktur, ancak bir çerçevemiz vardır ve bunun da saygı, empati ve güven ilişkisi üzerine inşa edildiğini söyleyebiliriz. Bir çocuk, güven temeli olmadan güvenli bir bağ kuramaz. Yetişkinler olarak bu güveni kazanmak zorundayız. Bunu da onlara olumlu bir örnek olarak, onlara saygılı davranarak, ihtiyaçlarına duyarlı olarak yapıyoruz. Nobel Barış Ödülü’nü kazanan hekim ve filozof Albert Schweitzer der ki, “Bir çocuğa bir şey öğretmenin sadece üç yolu var: birincisi örnek olmak, ikincisi örnek olmak, üçüncüsü örnek olmak.”

Ebeveynliğin 8 ilkesi

Kitapta bahsedilen ve bilimsel araştırmalara göre güvenli bağlanma ilişkisini desteklediği kanıtlanan 8 ebeveynlik ilkesi nedir?
Bağlanma temelli ebeveynlik ilkeleri çocuk yetiştirmek için bir formül değildir. Bu nedenle ebeveynlere her zaman temel felsefeyi anlamalarını, aileniz için işe yarayan kısımları almalarını, bağlanma temelli ebeveynlik için birçok yaratıcı yol olduğunu hatırlamalarını öneririz. Bağlanmayı destekleyen sekiz ilke şöyle:

1- Gebelik, doğum ve ebeveynlik için hazırlanın.
2- Sevgi ve saygıyla besleyin.
3- Hassasiyetle cevap verin.
4- Hayat veren dokunuşu (fiziksel teması) kullanın.
5- Fiziksel ve duygusal olarak güvenli bir uyku ortamı oluşturun.
6- Tutarlı ve şefkatli bakım sağlayın.
7- Pozitif disiplin uygulayın.
8- Kişisel ve aile hayatınızda denge kurun.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Sanatla dolu yaz tatili için

Zeynep İşman 11/07/2020

Yeni normalli günlerde çocuklarla güzel ve verimli bir tatil geçirmek için sanat atölyelerinin etkinliklerine göz atmakta yarar var

Her gün yeni vaka ve ölüm haberleriyle güne başladığımız, birbirimize yaklaşmaktan korktuğumuz, yeni selamlaşma şekilleri bulduğumuz, ateş ölçmenin sıradanlaştığı, adı “yeni normal” olan ama asla normal olmayan günlerden geçiyoruz. Çocuklarla aylarca evde kalmak zor ve yorucu olsa da, evlerimizin içi güvenliydi ve kafamız rahattı. Ancak artık uzaktan da olsa eğitim dönemi bitti. Yaz başladı. Ve çocuklu evlerdeki en büyük sorun, tüm bir yaz tatilinin nasıl geçeceği! Yaratıcılık, sanat ve drama ağırlıklı etkinliklerle verimli bir yaz dönemi için sanat atölyeleri renkli içerikler sunuyor.

İş Sanat’tan minik sanat severlere öneriler

Türkiye İş Bankası’nın çocuklara özel dijital platformu Kumbara Dergisi, çocukları kitap okumaya, eğlenceli etkinliklerle kaliteli zaman geçirmeye ve geçmiş sezonda İş Sanat’ta sahnelenen çocuk oyunlarını www.kumbaradergisi.com adresi üzerinden izlemeye davet ediyor. 3-6 ve 7-14 yaş grupları için, resimden origamiye, kitap ayracı yapımından illüzyon gösterisine, kodlama eğitimlerinden kelime oyunlarına dek pek çok etkinlik minik sanatseverlerle paylaşılıyor.

Pera Müzesi’nde eğlenceli atölyeler

Pera Müzesi’nde yer alan sanatçıların eserlerinden yola çıkarak tasarlanan atölyelerde çocukların interaktif bir şekilde deneyimleyerek sanatı keşfetmeleri amaçlanıyor. Temmuz ve ağustos aylarında 7-12 yaş aralığı için “Hacimli Figür Çizimleri” atölyesi, “Sulu boya ile Miro” atölyesi, “Sünger baskı” atölyesinde Zoom uygulaması üzerinden, ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Etkinlikler için kontenjan 50 kişiyle sınırlı ve rezervasyon gerekiyor. Müzede ayrıca, 31 Ağustos 2020 tarihine kadar, 4-6 yaş arasındaki çocuklar için bol oyunlu ve eğlenceli sanat etkinlikleri olacak.

İstanbul Modern’den yaratıcı işler

Çocuklar, İstanbul Modern’in Çevrimiçi Yaz Sanat Okulu’na Türkiye’nin her yerinden katılarak, müze uzmanlarıyla evlerinde sanat çalışmaları gerçekleştiriyor. 6 Temmuz’da başlayan atölyeler, 28 Ağustos’a kadar devam edecek. Çevrimiçi Yaz Sanat Okulu’nda çocuklar, sanat yapıtlarını müze uzmanlarıyla birlikte çözümleyerek sanat tarihinden örneklerin ele alındığı kısa bir sunuma katılıyor. Ardından, müze uzmanının canlı olarak paylaşacağı sanat etkinliğini izlerken kendi sanat çalışmalarını yaratıyor. Çalışmalarda, her evde kolaylıkla bulunacak malzemeler seçiliyor. Baskı Resim, Kübist Portreler, Geo Resimler, Gölgelerle Sanat, Benim Harflerim, Renk Oyunları, Boyanın Öyküsü, Sanatın İzleri, Benim Bakışım ve Birleşen Nesneler başlıklı etkinlikler yaz boyunca çocukları bekliyor.

Sanat ve dramayla yeniden sosyalleşme

SizDrama Yaratıcı Sanat Okulu, haftada bir gün oyun, yaratıcılık, sanat ve drama ağırlıklı içeriklerle atölyeler düzenliyor. 25 Haziran’dan itibaren başlayan oyun atölyelerinde psikolog ve yaratıcı drama liderleri eşliğinde bahçede oyunlar oynanıyor. 5-6, 7-9 ve 10-12 yaş aralıkları için düzenlenen gruplara en fazla 8 kişi kabul ediliyor. Daha uzun süreli etkinlikler arzu edenler, üç haftalık programdan oluşan SizDrama Yaratıcı Sanat Okulu’na katılabilir.

Arter’de renkli etkinlikler

Arter’de de Zoom uygulaması üzerinden ve sınırlı kapasiteyle gerçekleştirilecek pek çok atölye mevcut. Bugün 4-6 yaş aralığındaki çocuklara yönelik “Ekrandaki Ben” atölyesinde, otoportre kavramı, teknoloji ve sanat ilişkisi tartışılacak ve çocuklar ekrandaki görüntülerinden yola çıkarak sulu boya otoportrelerini yapacak. 7-11 yaş aralığındaki çocukların katılımına açık olan ve 18 Temmuz’da gerçekleşecek “Geçmiş Ne Renktir?” atölyesinde; hafıza, geçmiş ve arşiv kavramları ele alınacak, çocuklar kendi aile arşivlerinden seçtikleri bir fotoğrafın siyah beyaz fotokopisini renklerle buluşturacak.

Fotoğraf sevenler SSM Yaz Okulu’na

Sakıp Sabancı Müzesi Yaz Okulu, bu yıl çevrimiçi ortamda başlıyor. Fotoğraf konusunun işleneceği SSM Yaz Okulu, 13-24 Temmuz arasında düzenleniyor. 9-12 yaş grubu çocuklar için “Fotoğraf Yapmak” konulu derslerde; fotoğrafçılığın temel bilgileri, 14-17 yaş grubundaki gençler için ise “Fotoğraf ile Hikâye Anlatımı” başlıklarıyla 9 ayrı dersten oluşan bir program sunuluyor. Dersler Zoom üzerinden gerçekleştirilecek.

Çocuklara Otizmi Anlatan Kitap: “Arkadaşımla Bir Gün”

Tohum Otizm Vakfı’nın çocukların otizmli yaşıtlarını daha iyi anlamaları için eğitimci yazar Gökhan Dumanlı’yla yaptığı iş birliğinden “Arkadaşımla Bir Gün” adlı hikaye ve etkinlik kitabı çıktı. Mavi Bilye Yayınları’ndan çıkan “Arkadaşımla Bir Gün”, hem öğretmenlerin sınıf ortamında faydalanabileceği hem de ailelerin çocuklarıyla birlikte okuyarak otizm konusunda çocuklara farkındalık kazandırabileceği türden.

“Çılgın Sörfçüler”in yeni macerası

Yazar Defne Ongun Müminoğlu’nun 8 yaş ve üzeri çocuklara hitap eden “Çılgın Sörfçüler” serisinin üçüncü kitabı “Kerberos’un Gizemi” çıktı. Doğa, spor, hayvan sevgisi ve yardımlaşmanın öneminin vurgulandığı kitap için özel olarak çekilmiş film ise QR kod ile okurlara arka kapakta hediye olarak sunuluyor. Artemis Çocuk Yayınları’ndan çıkan serinin çizimleri ise Tuba Şamlı Atilla’ya ait. Serinin, görme engelli çocuklar için Braille alfabesi ile hazırlanan versiyonuna ise TÜRGÖK (Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı) raflarından ulaşmak mümkün.

Doktor Tıptıp’la virüse karşı

İlksatırYayınevi, çocuklara koronavirüs salgınını ve alınması gereken önlemleri “Doktor Tıptıp ile Kahramanlık Listesi” kitabıyla anlatıyor. Ücretsiz e-kitap ve sesli kitap olarak yayınevinin internet sitesinden yayınlanan kitap, zorlu pandemi sürecini çocuklara küçük Can’ın soruları ve çizdiği resimler üzerinden anlatıyor. Can’ın sorularını tek tek yanıtlayan Doktor Tıptıp ise virüsle savaşan kahramanlardan biri olmak için 7 maddelik bir ‘Kahramanlık Listesi’ hazırlıyor.

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

HAYVANA ŞİDDETLE, İNSANA ŞİDDETİN FARKI NE?

Zeynep İşman 22/06/2018

Geçtiğimiz günlerde hepimizi kahreden yavru köpeğin ölüm haberinin üzerine, her gün farklı bir hayvana şiddet haberi geliyor. Ya tecavüz, ya işkence ya yaralama. Delirmemek mümkün değil.

Hayvana şiddet insanın olduğu her yerde var maalesef. Ama Türkiye, araştırmalar net olmasa da, bu konuda başı çeken ülkelerden biri.

Bir insan neden bir hayvana şiddet uygular ya da tecavüz eder?
Sosyopatlık psikolojik bir bozukluk olarak tanımlanır.  Sosyopatların vicdani sorumluluk ve empati duyma yetileri yoktur. En belirgin özelliklerinden biri de hayvanlara zarar vermeleridir. Hayvana zarar veren, çok kolay insana da zarar verir. Bana göre hayvana eziyet edenle, çocuk istismarcısının hiçbir farkı yok. Hep kendinden küçüğe ve acize yönelen, karşı koyamayacak olana zarar veren tipler. Aslında özünde çok korkan olan, kişilik gelişimi tamamlanamamış zavallı mahluklar.

Peki bir insan neden sosyopat olur?
Bunun tek bir nedeni yok. Pek çok neden ve pek çok yaşam olayı belirleyici olabilir. Hatta çevrenin etkisi kadar, genetik faktörler üzerinde duran çalışmalar da var. Ama şunu söyleyebilirim ki; çocukluğunda şiddet ya da istismar gören herkes yetişkinliğinde sosyopat olur, aynısını başkalarına yapar diye bir kural yok.

Hukuk sisteminin acil olarak bu gidişata dur demesi gerekli. Çok ciddi cezalar getirilmeli. Bu nedenle sesimiz kısılana kadar bağırmalıyız. Biz anne/babaların ise yapabileceği tek bir şey var. Merhametli ve vicdanlı çocuklar yetiştirmek! Önce kendine, sonra da tüm canlılara saygı duyan, birini sevmese bile ona zarar verme hakkının olmadığını bilen çocuklar. Saygı da öyle kolay kazanılmıyor. Ta en küçüklükten, anne/babamdan görerek öğreniyorum önce kendime sonra başkalarına saygıyı.

Gelişmiş Avrupa ülkelerinde hayvan sahiplendirdiğiniz zaman, sosyal hizmet görevlileri, tıpkı çocuk evlat edinmede olduğu gibi, düzenli ev kontrollerine geliyor. Ailenin maddi durumuna, ev ortamına bakıyor. İşte yaşama saygı böyle olur!

Hayvanat bahçelerine karşıyım, çocuğumu da götürmüyorum. Ancak kısa bir süre önce gittiğimiz Danimarka seyahatinde, yoğun ısrar sonucu Givskud Hayvanat Bahçesi’ne gittik. Hayvanların hepsi serbestti. İnsanlar için çok sıkı kurallar vardı ve belli alanlara girişe izin vardı. Ailelerin ve çocukların, hayvanlara saygısı inanılmazdı. Hayvanlar yoldan geçerken durup beklemeleri, gürültü yapmamaları… Neden biz bunu yapamıyoruz? Bu değer sistemi ne zaman bu kadar çürüdü?

Bu bir hayvan meselesi değil. Bu hayata bakış, yaşama, canlıya saygı meselesi. Tıpkı kadın cinayetlerinde rahmetli Özgecan Aslan’ın bir sembol olması gibi, umarım o zavallı yavru da bir kilometre taşı olur ve artık canlıya en ufak bir şiddet, hukuk sisteminde cezasını bulur.
*Görsel, HAYTAP sitesinden alıntıdır.

Zeynep İşman
İletişim Uzmanı/Ebeveyn Koçu

www.zeynepisman.com

https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

 

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

NASIL GEÇECEK BU YAZ TATİLİ?

Zeynep İşman 13/06/2018

Sokakta oyun döneminin bitmesi, çalışan annelerin sayısının artması, çocuğun bakımını paylaşacak insan sayısının azalması, güvenlik kaygıları, bütçesel engeller derken aileler için yaz tatilleri kabus haline geldi. Tatiller; çocuk zamanını organik olarak dolduramadığı için, çocuğun zamanını doldurmaya çalıştığımız uzun bir zaman dilimi bizim için.

Okul olmadığında zamanını nasıl değerlendireceğini bilemeyen bir nesil var. Hal böyle olunca çare teknolojiye sarılmak oluyor. Peki ne yapacağız?

Çocuğum sıkıldım diye geldiği zaman ne hissediyorum?
Anne/babalar bu soruya genelde “sinirleniyorum” ya da “panik oluyorum” diyor.  Çünkü kendimizi boş alanları doldurmaktan sorumlu hissediyoruz. Tabii zamanın ruhunun da bunda payı büyük. Biz de hiç boş kalmıyoruz. Boş kalmak nasıl bir şey unuttuk belki. Pek çok yetişkin zamanını yönetememekten şikayetçi. Bu durum çocuklara da küçüklüklerinden itibaren yansıyor. Zaman planlaması yapmayı öğrenemiyorlar çünkü ebeveynler bunu çocukların yerine yapıyor.

Yaz tatillerini planlarken mutlaka çocukları da işin içine katmalıyız. Çocuğumuzun yaşına uygun olarak, onun da fikirlerini ve isteklerini dinlemeli, demokratik bir şekilde tüm tatili planlamalıyız.

İhtiyaçları karşılamak önemli
Hepimizin olduğu gibi çocukların da öncelikli ihtiyaçları var. Ailesi ile kaliteli zaman ihtiyacı, oyun ihtiyacı, arkadaşları ile sosyalleşme ihtiyacı, enerjisini atma ihtiyacı, yalnızlık ihtiyacı, hayal kurma ihtiyacı gibi… İhtiyaçları karşılanmayan çocuk, çağın gerçeği olarak, en hızlı ve kolay çözümü seçiyor ve televizyona, tablete sarılıyor. Eğer bugüne kadar her sıkıldığında oyalanması için çocuğuma telefon/tablet verdiysem, yaz tatili gelince bu alışkanlık birdenbire değişmiyor.

Tatili nasıl planlayacağız?
Bir akşam tüm aile oturun ve tatil konusunu gündem yapın. Herkes isteklerini ve ihtiyaçlarını söylesin. Fikir söylemek serbest olsun. Bunları bir kağıda ya da tahtaya yazın. Sonra koşullarınıza göre eleme yapın ve kalanları bir takvime oturtun. Tüm bu süreçte baskın olmayın, her zaman çocuğunuzun da söz hakkı olsun. Çatışmaların olması çok doğal, endişelenmeyin. Bu sayede çocuklar demokratik bir müzakereyi öğreniyor. Ekran zamanlarını çocuğun yaşına göre belirleyin. Önceliğinizde oyun oynamak hep olsun.

Bu şekilde planlama yapmak neden önemli?
Tatilleri bu şekilde planladığımızda, tüm ailenin birlikte karar verdiği demokratik bir süreç işlemiş olur. Çocuklar da birey yerine konulup dinlendiği için, size problem çıkarma olasılıkları azalır. İş birliği yapmayı modellemiş olurlar. Çatışmanın da geliştirici olabileceği gözlemlenir. Müzakere yetenekleri gelişir. Hayatlarına dair insiyatif almayı öğrenirler. Zaman planlaması yapmayı pratik ederler. Başkalarının fikirlerine de saygı duymayı öğrenirler.

Kurallar önden net olursa tüm yaz rahat edersiniz.

Son olarak her boş vakit doldurulmak için değildir. Unutmayın, hepimizin boş alanlara ihtiyacı var!

İyi tatiller…

Zeynep İşman

www.zeynepisman.com

https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

KARNESİ KÖTÜ OLAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI?

Zeynep İşman 05/06/2018

Eğer soru, “Karnesi kötü olan çocuğa nasıl davranılmamalı?” olsaydı cevap basit olurdu: Öfkeli, cezalandırıcı, yıkıcı davranılmamalı.

Peki nasıl davranılmalı?

Önce kendinize şu soruyu sorun lütfen: “Çocuğumun karnesi benim için ne ifade ediyor?” Başarısının karşılığı mı, motive olması için bir araç mı, gelişimine destek mi yoksa prestij nedeni mi? Bu sorunun cevabı, karnenin iyi veya kötü gelmesine verilen tepkiyi de belirliyor. Karne bir sürecin sonucudur. Ya da bazen değildir. (Bu da ayrı bir yazı konusu) Süreci görmezden gelip, sonuca tepki vermek, sonucu değiştirmeyeceği gibi, kişiyi ileriye de taşımaz. Oysa sürecin en başından itibaren çocuğun gelişime ve öğrenmesine destek olmak, karneye yüklenen beklentiyi düşürüp, karne günü yaşanacak çatışmaları da azaltır.

Kendimize itiraf edelim

Ebeveynler olarak her zaman çocuklarımızın büyümesini ve başarılarıyla gurur duymak isteriz. Çoğu zaman çocuklarla ilgili gizli hedeflerimiz vardır. (doktor olacak, bilim insanı olacak gibi) Ve ne yazık ki çocuklarımız hakkında başkalarının ne düşündüğünü çok önemseriz. Tabii iş sadece ailede de bitmiyor. Eğitim sistemi öğrenme ve gelişim üzerine kurulu olmadığı için, çocuğun aldığı takdirler, teşekkürler, ödüller, madalyalar ön plana çıkıyor. Çocuklar kendi aralarında bile, notu düşük olan arkadaşlarını etiketleyip, tembel, aptal diye küçümseyebiliyorlar.

Çocuklar merak ederler. Merak doğuştan gelir. Merak duygusu yok edilmeyen ve öğrenme hevesi içine işlenen bir çocuk, kendi gelişiminin sorumluluğunu alır. Öğrenme ve gelişime önem veren bir aile ve çocuk için de karne sadece bir sonuçtur.

Dr. Thomas Gordon’ın çok sevdiğim bir sözü var: “Kabul toprak gibidir, sadece çocuğun kendini gerçekleştirmesine imkan tanır.”

Çocuklarımızın her davranışını kabul etmek zorunda değiliz. Elbette eğitim hayatını boşlamasını, derslerine çalışmayıp, kurallara uymamasını görmezden gelemeyiz. Ama gerçek sevgi, kabul etmediğimiz davranışlarına rağmen değil, o davranışlarla çocuğumuzu kabuldür. Baskı, zorlama, eleştiri çocuğu sadece tepkisel olmaya ya da yalan söylemeye teşvik eder. Tüm ilişkilerimizde olduğu gibi, huzur, mutluluk ve başarı için yapıcı iletişim kurmak zorundayız.

Çocuğunuzun karnesi kötü ise;

Kızmayın/tehdit etmeyin.

Cezalandırmayın.

Karne bahanesiyle, sevdiği şeylerden mahrum etmeyin.

Saatlerce nutuk çekip, öğüt vermeyin.

Başka çocuklarla kıyaslamayın.

Alay edip, küçümsemeyin.

Ne yapılabilir?

Onunla konuşun.

Konuşurken suçlayıcı bir dil kullanmayın.

Gerçekten merak eden biri olarak, notlarının neden bu şekilde olmuş olabileceğini, kendisinin ifade etmesine izin verin.

Dinleyin.

Belki okulla, öğretmeniyle ya da arkadaşlarıyla bir derdi var/anlamaya çalışın.

Belki öğrenme konusunda desteğe ihtiyacı var/destek olun.

Öğretmeniyle iş birliği içinde olun.

Belki bambaşka hayalleri/ilgi alanları var. Anlatmasına izin verin.

Yapılabilecek tek yol, sağlıklı iletişim kurmak. Onun da temeli, çocuğu DİNLEMEK!

https://www.instagram.com/birliktebuyuyoruz/

zeynep@birliktebuyuyoruz.com

0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Ben Ne Söylüyorum, Çocuğum Ne Duyuyor?

Zeynep İşman 11/03/2018
Geçen akşam eve geldiğimde, kızımın montu ve beresi holün ortasında yerde duruyordu. Ben de anında, içimden çıkan “anne Zeynep” rolümle, “Eşyalarını hep yere atıyorsun Derin” dedim. Onun bana cevabı da geç gelmedi: “Atmıyorum, koyuyorum anne!”
Bu cevap karşısında beynimden vurulmuşa döndüm. Evet, demek ki onun dünyasında eşyalarını atmıyordu, yere koyuyordu ve iki kelime arasında dağlar kadar fark vardı. Çocuklarla iletişimde algılarımız çok farklı çalışıyor. Algılar farklı çalışınca, kendimizi ifade ediş şeklimizde değişiyor. Ama işte bütün sır da burada yatıyor. Kendimizi nasıl ifade ettiğimizde!
Kendimizi ifade ederken, duygularımızın tuzağına düşüp, yargılayıcı, küçümseyici, etiketleyici ve eleştirel bir tavır takınınca mesaj asla yerine ulaşmıyor. Ulaşmadığı gibi, çocuğumuzla çok daha büyük krizlere sebep oluyor. Bir kelime, amacını aşıp, çok başka yerlere gidebiliyor. Yani biz söylüyoruz ama çocuğumuz duymuyor. Peki yok mu bunun doğru bir yolu?
Sihirli formül
Sihirli formül öncelikle sorunun kime ait olduğunu bulmak. Yani sorun çocuğun mu yoksa ebeveynin mi? Bu neden önemli? Çünkü çoğu zaman anne-babalar çocuğun olan bir sorunu, kendi sorunu gibi sahipleniyor. (Örneğin ödev yapmak) Benim örneğimde, eşyaların ortalıkta kalması benim sorunum, kızımın değil. Benim için dağınıklık olan şey, onun için değil. Benim gözüme batan şeyleri, o fark etmiyor bile. Peki bu durumda ne yapmalıyım? Olumlu bir şekilde kendimi ifade etmeliyim. Yani:
Davranış (suçlama içermeyen tanımı) + Duygu + Etki
Eve gelir gelmez çocuğumu etiketlememin ve “eşyalarını hep yere atıyorsun” dememin altında bir duygu var aslında. O da kızgınlık. Peki neden o manzarayı görünce kızıyorum? Çünkü eşyalarını ben toplamak istemiyorum. Kendi sorumluluklarını bilmesini istiyorum. Evin ortak alanlarında ayak altında eşyaların olmasını istemiyorum. Yani evde işbirliği benim ihtiyacım aynı zamanda. Peki o bu ihtiyacımın farkında mı? Hayır. Çünkü ona ihtiyacımı ve ihtiyacım karşılanmadığında bende olan etkisini söylemedim hiç. Onun yerine sinirli ve tahammülsüz bir tavırla, yargılayıcı bir iletişim kullandım.
Sağlıklı bir iletişim kurup, sonuca ulaşmak için yapmam gereken neydi?
Davranışı dürüstçe tanımlamam: montunu ve beresini dolabına değil, holdeki halıya koyması.
Duygum ne: Kızgınlık.
Bendeki etkisi ne: Evde herkesin eşyalarını toplamak zorunda kalmam.
Peki bu durumda kendimi ifade ediş şeklim nasıl olabilir:
“Eşyalarını dolabına koymak yerine hole bıraktığın zaman sinirleniyorum çünkü evdeki vaktimi eşya toplamaya ayırmak istemiyorum. Ortak alanlarda herkesin kendi eşyalarını kaldırmasına ihtiyacım var.”
Bu cümle kulağınıza nasıl geliyor? Herhangi bir yargı var mı? Etiketleme, aşağılama, emir verme, nasihatte bulunma var mı? Yok. Sadece davranışının bende yarattığı duyguyu ve etkisini söylüyorum ona. Bu sayede çoğu zaman günlük basit dialoglar, krize dönüşmeden, çözüme kavuşuyor. Üstelik çocuk da duygularını, ihtiyaçlarını söylemeyi öğreniyor.
Bu tabii ki bir matematik formülü gibi her probleme işlemiyor. Bazen krizler çok farklı nedenlerden olabiliyor. Anne-babaların kendilerini ifade edecek tahammülleri kalmamış oluyor. Sorun her zaman ebeveynin değil bazen her iki tarafın da oluyor. Ama anne-baba olmanın zorluğu da burada zaten. Kişiye, zamana, duruma göre değişmesi. Yine de denemeye değer.
0 FacebookTwitterPinterestE-posta

Zeynep İşman

Köşe Yazarı / İletişimci / Etkili Anne Baba Okulu Eğitmeni ... daha fazlası için tıklayın.

INSTAGRAM

birliktebuyuyoruz

Epeydir #önerdimgitti yapmıyordum. Kız anaları Epeydir #önerdimgitti yapmıyordum.
Kız anaları toplaşın, bu önerim size !
Bu kitabı mutlaka okuyun. Sonra konuşalım :)
Hatta bir tane de annenize alın, o da okusun. 
Kitap: Anneler, Kızları ve Beden Algısı / Hillary McBride

#birliktebüyüyoruz #kitapönerisi
Dün İstanbul’da Gabor Mate @gabormatemd rüzga Dün İstanbul’da Gabor Mate @gabormatemd rüzgarı esti. İstanbul’da olmadığım için gidemedim maalesef. Zira kendisini on milyon kez dinleyebilirim. Ben de eskilere daldım. Türkiye’ye ilk gelişinde kendisiyle konuşup, röportaj yapma şansına sahip bir insan olduğumu gururla söylemek isterim :) Bu gördüğünüz faninin yaptığı onlarca söyleşi içinde beni en heyecanlandırandı 🙏🏻
Okumayan kalmasın diye röportajı hikayeye koyuyorum. Yayalım lütfen…

#Repost @birliktebuyuyoruz with @make_repost
・・・
Yıllardır bağımlılık, çocukluk travmaları, ebeveynle bağlanma ve stresin fiziksel hastalıklarla ilişkisi üzerine çalışan Dr. Gabor Mate, @codelotus ve @amerikanhastanesi işbirliği ile İstanbul’a geldi. Duyunca çok heyecanlanmıştım. Bugün tanışıp, röportaj yaparken de çok heyecanlıydım. Cumartesi Milliyet Gazetesi’nde olacak konuştuklarımızın bir kısmı, kalanını ise ara ara paylaşacağım çünkü çok değerli şeyler söyledi. Konuşmamızda bir ara “Hangi konularda yazıyorsun?” dedi. “Çocuk ve aile” dedim. “Çok doğru bir tercih. Çocuklar çok kırılgandır ve tamamen yetişkinlere bağımlıdır. Yetişkinlerle olan ilişkileri, kendilerini ve dünyayı nasıl gördüklerini şekillendirir.” dedi. O an gözlerim doldu, yüreğime hem bir ağırlık, hem bir umut çöktü. Of ben bugünden daha çok şey yazarım :)
.
.
#gabormate #stres #travma #bağımlılık #bağlanma #güvenlibağlanma #çocuk #çocukgelişimi #ebeveyn #aile #çocukluktravmaları #büyümek #gelişim #psikoloji #birliktebüyüyoruz #röportaj
Bu bir teşekkür paylaşımıdır! 40 bin kişili Bu bir teşekkür paylaşımıdır!
40 bin kişilik koca bir aile olmuşuz 🥳 
Hepinize tek tek teşekkür ederim, birlikte büyümeye inandığınız ve istekli olduğunuz için 🙏🏻

6 yıl önce, kızım 3 yaşında iken, iyi bildiğim yollardan sapıp, işi gücü bıraktığımda, girdiğim yolun beni nereye götüreceğini pek bilmiyordum.
Bildiğim şey; başka şeyler yapmak istediğimdi. Aileyi iyileştirecek, anne babayı (bakım vereni) güçlendirecek şeyler yapmak istiyordum. Kendim büyürken, başkalarının büyümesine de eşlik etmek istiyordum. Okumak, öğrenmek, yazmak ve anlatmak istiyordum. Uzun süren eğitimler, terapiler, içsel çalışmalar…

Hedefiniz net, inancınız tamsa, dikkatinizi dağıtan çok şey olsa da, doğru yolu yeniden buluyorsunuz.
6 yıla çok şey sığdırdım. Çok değiştim. Bu bazı şeyleri kazanmama bazı şeyleri kaybetmeme neden oldu.
Ama tüm yolculuklar sancılıdır.
“Ben oldum” demek en büyük aptallık.
Son nefese kadar büyümeye devam … 

#birliktebüyüyoruz #teşekkürler
Geç Pazar kahvaltım… Tereyağlı pişim… Pey Geç Pazar kahvaltım…
Tereyağlı pişim…
Peynirli sıcak poğaçam…
Bal kaymaklı kızarmış ekmeğim…
Çok seviyorum ❤️

En güzel sevgi sözcükleri için sayfama beklerim :))

#birliktebüyüyoruz
Ebeveynler çocuklarının geleceği, eğitimi, mu Ebeveynler çocuklarının geleceği, eğitimi, mutluluğu, başarısı konusunda sürekli çabalarken, çocuklar neden bu kadar duyarsız, mutsuz, sıkılgan, dağınık! Şikayetler genelde bu şekilde değil mi? Sorun nerede başlıyor? 

Sinirbilim Uzmanı Dr. Kerem Dündar @drkeremdundar geçen hafta @momtalkstr ‘ta Londra’dan bağlanarak “Dikkatli Ebeveynlerin Dikkatsiz Çocukları” başlıklı bir konuşma yapmıştı. Öyle çarpıcı şeyler söyledi ki, sonrasında kendisini aradım ve bunun üzerine çok keyifli bir sohbet yaptık.

Yazının tamamı Milliyet Pazar’da ve profilimde, çarpıcı satır başlarını buraya koyuyorum:

⭐️ Çocuğa büyürken eşlik etmek yerine çocuğu büyütmek derdine düşüyoruz. Bunun iki nedeni var: Ebeveynlerin kaygıları ve bu konuda oluşturulan uzman endüstrisi. 

⭐️ Çocuğun bugünkü ihtiyaçları değil, gelecekteki olası kaygılar ebeveynliğin temel aracı olmaya başladı. Bir tarafta kaygı dolu ebeveynler var. Bir tarafta ‘gel sana iyi anne baba olmayı öğreteyim’ diyen bir sektör 

⭐️ Ebeveynler kendilerinin değil, çocuklarının gelişmesi gerektiğini düşünüyor. Halbuki çocuk nasıl gelişeceğini ailesinden öğrenir.

⭐️ Çocukla ilgili sürece eşlik etme eğilimi yerine sürekli sorun çözmeye meyilliyiz. Hatta başarı kavramı bile başlı başına bir sorun görülüyor. Acil planlar, mucizevi yöntemlerle sorun çözme çabası peşindeyiz

⭐️ Kendimizi ne kadar yetersiz hissedersek o kadar çok oyuncak alır, o kadar çok seçenek sunarız.

⭐️ Ebeveynliğin yüzde 100’ü olmaz illa eksik olacak. Hiç eksiltilmemesi gereken koşulsuz sevgi, sınırsız eşlik. 

⭐️ Eksik kalan konular her zaman affedilir ama eksik hissettirmenin telafisi yok. 

⭐️ Çocukların bir durum karşısında sebat etme, tekrar tekrar deneme becerilerinin çok önemli olduğunu unutmayın! Onların yerine yapmak ve karar vermekten vazgeçin. 

⭐️ Sadece kendi çocuğunu severek onun geleceğini garantiye alamazsın. Tüm çocuklar için mücadele etmeliyiz.

#birliktebüyüyoruz #zeynepişman #milliyetpazar
Geçenlerde buradan “Derin çalışmak istiyor” diye yazınca, Bodrum’da evimiz gibi hissettiğimiz, çok sevdiğimiz bir mekan olan @kuytubahce ‘nin sahibi Mesude Hanım, “Çalışmak isterse biz de çok isteriz” dedi 🥰
Şanslı çocuk valla, birkaç yerden daha iş teklifi aldı :)) Ama tamamen kendi değerlendirdi ve “9 yaşındayım ve benim yapabileceğim en çok iş nerede ve para kazanabilir miyim diye düşünüyorum” dedi ve buna göre karar verdi.
Yaratacağı faydaya bakıyor ve karşılığını istiyor, mantıklı :)

Bugün ilk iş günüydü. Şimdilik birkaç saatlik tatlı bir anı ama insanlık için küçük, bizim için büyük bir deneyim.
Ben biraz oturup ayrıldım. 
Çok acayip bir duyguymuş arkadaşlar.
Bizler küçücük yaşlarda çalışmaya başladık. Kimse de acımadı valla. Gayet de sıradan şeylerdi.
Ama zamane çocukları hayatın gerçeklerinden çok uzak büyüyor.
En iyi okul, en iyi eğitim, en iyi kurs, spor, sanat derken eee hayat nerde… Kaçıp gidiyor. Sonra ortada deneyimsiz yetişkin görünümlü ergenler!

Ben kendisinin bu konuda ısrarcı olmasını çok destekledim. İzninizle huzurlarınızda kızımla gurur duyduğumu söylemek isterim :)
Utansa da, zorlansa da kendi istedi.

Ama izlemesi zormuş.
Ay saatlerce ayakta, bacakları mı ağrır?
Ay gelen insanlar nazik davranır mı?
Bir sıkıntısı olursa söyleyebilir mi? 
derken, kalkıp gitmemin hayırlı olacağını anladım :))
Öğlen iş çıkışına geldim kızımın.
Olur da yolunuz düşerse, “Birlikte Büyüyoruz ailesindeniz. Derin hanım bizim masaya bakabilir mi?” diyin 😁
Bu vesileyle, bu fırsatı yaratan @kuytubahce ailesine sonsuz teşekkürler 🙏🏻

#birliktebüyüyoruz
Bugün bu güzellerin 42. evlilik yıldönümü 🧿 
Daim olsun 🙏🏻
Anne,
Baba,
Sizi çok seviyorum ❤️

#birliktebüyüyoruz
Bu anne ne yapıyor? Çocuğu dakikalarca, tekmele Bu anne ne yapıyor?
Çocuğu dakikalarca, tekmeler atarak ağlıyor.
O da sakince yanında oturuyor.
Çocuk biraz sakinleyince, kalkıp annesine doğru ilerliyor ve sarılıp ağlamaya devam ediyor.
Anne o sırada yumuşak dokunuşlar ve hafif sallanmalar yapıyor.
Daha da sakinleşince konuşmaya başlıyorlar.
Şöyle diyebiliriz: kızgın tavayı yıkamadan önce soğutuyor :)

Diyor ki; “Çocuklarıma kendini kontrol edebilmenin önemini öğretmeye çalışıyorum. Çünkü bu paha biçilmez bir yetenek. Ben büyürken yoğun duygulara sahip olmanın ve bunları ifade etmenin doğru olmadığını düşünür, kendimi çok hassas olarak nitelendirirdim. Bu da duygularımın çoğunu bastırmama neden oldu. Ama onlara güçlü duyguların sorun olmadığını göstermeye çalışıyorum.  Ağlayabilirsin. Duygular gelip geçer ve biz bunu birlikte yapabiliriz. Ben senin için buradayım.” 🙏🏻

Altını çizmek istediğim önemli nokta; ebeveynin bunu yapabilmesi için, sinir sisteminin dengede, regüle olması gerekli. Sizin toleransınız sıfır iken, ihtiyaçlarınız karşılanmamış, öfkeli, yorgun, kaygılı ve düşünceli iken bir taktik gibi bunu uygulamanız yarardan çok zarar getirir. Çocuklar sakinleşebilmeyi bizden öğrenir ya da öğrenemez.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

#Repost @mother.ly with @make_repost
・・・
"I try to teach my kids the importance of self-control and self-regulation. I consider them to be invaluable abilities, eventually becoming assets. But at the same time, I also try to show them that it’s 10000% ok to have feelings.

Growing up, I used to think having strong feelings or being expressive were connoted as negative, and I considered myself too sensitive. So that in turn, caused me to suppress most of my feelings, preventing me from experiencing things to the full.

Learning this through self-awareness (and counseling), I’m more intentional with how I allow my kids to express themselves.

If you’ve gotta cry it out, cry it out. But we make sure to realign, regulate together, and get back to our normal state. Feelings are so fleeting, they’ll pass on by.

Parenting is so sanctifying because it really tests my patience. But helping my babies know I’ll be there is always worth it. Presence is everything."—@ckim93
Birbirinden değerli öğretmenlerimin arasında o Birbirinden değerli öğretmenlerimin arasında olmak mutluluk verici.
Pazartesi akşamı “İletişim becerisi yüksek çocuklar yetiştirmek” konusunu masaya yatıracağız.
“Çocuğumla iletişim kuramıyorum.”
“Hiç dinlemiyor”
“Ona ulaşamıyorum”
“Onu anlayamıyorum”
“Hiç konuşmuyor” vs diyoruz ya. Neden ve ne yapmalı? Acaba aynayı kendimize mi çevirmeli?
Bilgi için hikayedeki bağlantıya da bakabilirsiniz 👉🏻@akanselegitimdanismanlik_ 

#birliktebüyüyoruz
Bu ülkede bir kadın olarak, kendimizle ilgili ke Bu ülkede bir kadın olarak, kendimizle ilgili kendimizden başka herkes konuşuyor.
Konuşmayı kendine hak görüyor.
Kadının bedeni, kıyafeti, işi, eşliği, anneliği ve tüm varoluşuyla ilgili söz sahibi olduklarını sanıyorlar. 
Yıllar yıllar önce demişti Duygu Asena kadının adı yok diye.
Senelerdir, baba, koca, abi, sevgili sıfatlı birileri binlerce kadının nefesini kestiler. 
Balkondan attılar, katilleri hala meçhul.
Sokakta dövüp, bıçakladılar, çarşaf çarşaf görüntüler her yerde, delil yetersiz diye serbest kaldılar. 
Yüzüne kezzap attılar, pişkin pişkin izlediler.
Şort giydi diye taciz ettiler.
Konserlere çıkarmadılar.
Memleketin gündüz kuşakları ahlaksızlıktan kırılıyor, dizilere taktılar.
Sütyeninden, donuna, yediğinden, içtiğine, ettiği laftan, aldığı soluğa kadar bık bık bık konuşmaktan bıkıp usanmadılar.
Öldüre öldüre bitireceklerini sanıyorlar heralde.
Bu kadın düşmanlığının son buluşunu biz görür müyüz bilmem.
Ama aile değişirse toplum değişir demişiz bir kere.
Bu inançla yola devam ediyoruz.
Bu dünyaya insan, bu memlekete vatandaş yetiştiriyoruz.
Kız çocukları büyütüyoruz.
Susup oturacak, bu rezillikleri yutacak halimiz yok.
Derdimiz sadece kendi çocuğumuz değil, tüm çocukların geleceği.
Anlatmaya devam edeceğiz.
Ahlakın, fiziksel görünüşle, bedenle ilgili olmadığını, ahlakın görünmeyen içerdeki şeylerle, çalıp çırpmamakla, kul hakkı yememekle ilgili olduğunu, en sıkı ahlak bekçilerinin en büyük ahlaksızlar olduğunu anlatacağız çocuklarımıza. 
Sadece kızlarımıza değil, oğullarımıza da anlatacağız ki yarın kendi varoluşlarını bir kadına bağlamasınlar.
Yolumuz uzun… Ama pes etmek yok.

#gelecekailedenbaşlar 
#birliktebüyüyoruz
Daha Fazla... Instagramda takip edin

Menü

  • Hakkımda
  • Eğitim
  • Yazılar
    • Tümü Röportajlar
      Yazılarım

      DOLU DOLU BİR YAZ

      01/08/2020

      Yazılarım

      “Dünyayı değiştirecek şefkat evde başlar”

      25/07/2020

      Yazılarım

      Sanatla dolu yaz tatili için

      11/07/2020

      Yazılarım

      Bu günleri unutmayalım ama takılıp kalmayalım da…

      28/06/2020

      Yazılarım

      “Dışarısı güvensiz” değil “Evimiz güvenli”

      27/06/2020

      Yazılarım

      Çalışan ebeveynler isyanlarda

      26/06/2020

      Yazılarım

      Her liselinin bir mentoru/koçu olsa…

      25/06/2020

      Yazılarım

      Yolun solunda maske takmak zorunlu, sağında çıkarabilirsin!

      24/06/2020

      Röportajlar

      MEHMET TONER RÖPORTAJI, ‘Bir deney, bin okumaya bedel’

      01/09/2018

      Röportajlar

      JUDİTH MALİKA LİBERMAN RÖPORTAJI, Masal dinleyen çocuk hayata…

      18/08/2018

      Röportajlar

      NASUH MAHRUKİ RÖPORTAJI, ‘Çocukları bağımlılıktan kurtarmanın en iyi…

      04/08/2018

      Röportajlar

      NİLÜFER DEVECİGİL RÖPORTAJI, “Doğal oyun oynamayanlar problemli yetişkinler…

      21/07/2018

      Röportajlar

      FUNDA ARAR RÖPORTAJI,

      07/07/2018

      Röportajlar

      SİNAN CANAN RÖPORTAJI, ‘Pornografi ergen beynini bozuyor’

      23/06/2018

      Röportajlar

      AHMET KEMAL ŞENPOLAT RÖPORTAJI, “HAYVAN KARNE HEDİYESİ DEĞİLDİR”

      09/06/2018

      Röportajlar

      BAHAR ERİŞ RÖPORTAJI, “NASA’da çalışan her iki kişiden…

      02/06/2018

  • Önerdim Gitti
    • Tümü Çocuk – Kitap Yetişkin – Film Yetişkin – Kitap
      Önerdim Gitti

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Önerdim Gitti

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Madiba Büyüsü

      10/07/2018

      Çocuk – Kitap

      Ezik Kokarca

      30/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KUMKURDU

      18/06/2018

      Çocuk – Kitap

      HAYVANLAR ALEMİ

      02/06/2018

      Çocuk – Kitap

      KÜÇÜK PRENS

      20/05/2018

      Çocuk – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Çocuk – Kitap

      Boşluk

      14/04/2018

      Çocuk – Kitap

      Denizin Altında

      17/03/2018

      Yetişkin – Film

      The Hunt

      07/04/2018

      Yetişkin – Film

      3 Generations

      10/03/2018

      Yetişkin – Film

      Mucize

      17/02/2018

      Yetişkin – Film

      Aramızda Bebek Var

      10/02/2018

      Yetişkin – Film

      Lion

      30/12/2017

      Yetişkin – Film

      Gifted

      23/12/2017

      Yetişkin – Kitap

      Kahramanın Sonsuz Yolculuğu

      22/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      Masallarla Yola Çık

      14/07/2018

      Yetişkin – Kitap

      MOMO

      16/05/2018

      Yetişkin – Kitap

      Doğadaki Son Çocuk

      25/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Aktörlük Sanatı

      01/04/2018

      Yetişkin – Kitap

      Çocuklar için beş sevgi dili

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

      10/03/2018

      Yetişkin – Kitap

      Marshmallow testi

      10/03/2018

  • 2 İleri 1 Geri
    • 2 İleri 1 Geri

      Roma

      10/05/2016

      2 İleri 1 Geri

      Prag

      01/09/2015

      2 İleri 1 Geri

      Paris

      10/09/2013

      2 İleri 1 Geri

      St. Petersburg

      05/03/2012

  • Birlikte Büyüyoruz
  • İletişim

İlgi Görenler

  • 1

    Bir kurbağa gibi sakin ve dikkatli

    10/03/2018
  • 2

    Lion

    30/12/2017
  • 3

    Doğadaki Son Çocuk

    25/04/2018

Bülten

"Birlikte Büyüyoruz" bültenimize abone olarak, makaleler, bilgilendirmeler ve fotoğrafları doğrudan e-posta adresinize alabilirsiniz.

Gizlilik Politikası            Kullanım Şartları

  • Instagram
  • E-posta

Zeynep İşman - Birlikte Büyüyoruz®. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz. Geliştirme: W Dijital


Başa Dön