Bırakalım dağınık kalsın

Zeynep İşman

Bu aralar evde her şeyi boşladığım bir hal içindeyim. Boşlamaktan kastım iyi bir şey ama! Böyle bir rahatlık, bir yavaşlama, yemek biter bitmez masayı toplamama halleri, ayaklarımı uzatıp film izlemeler, o sırada çocuğuma tablet vermeler falan. Ve işin ilginci, bundan hiç mi hiç rahatsız olmuyorum. Tam tersi, bir hafifleme, bir rahatlama geldi. Çünkü yoruldum. Aylardır son derece disiplinli çalışmaktan, dersler, yazılacaklar, sunumlar, yemek, ev işleri derken yoruldum. Çoğumuz gibi. Ve kendimi şunu düşünürken yakaladım: Şimdi ben kızımla eskisi kadar ilgilenmediğim için kötü bir ebeveyn mi oluyorum? Cevap: Tabii ki hayır.

Pandemi sürecinin en başından beri, evde çocuklarla çok zorlandığımızı ancak dersler, ödevler, ekran kullanımı, yeme-içme kurallarından çok daha önemli olanın, çocuğumuzla aramızdaki ilişki olduğunu söylüyorum. Ebeveynlik, planlanmış ve yapılandırılmış zamanlar değil, bir ömür süren, hayatı yaşayış biçimimiz ve çocuklarla ilişki kurma halimizin bütünüdür. O yüzden arada çuvallasak da normal olan ve geliştirip, iyileştirilebilir bir süreç.

Dün Dr. Tina Payne Bryson’ın “Dramsız Disiplin Mümkün” konuşmasını dinlerken, “Bazen de saldım çayıra diyebilirsiniz. Bu süreçte tüm kurallar bozulabilir. Sokağa çıkamıyorlar ve ekran süreleri uzayabilir. Bu hiç önemli değil. Önemli olan, bu ilişkiyi nasıl kurduğunuz. Pandemi bitince eski kurallara yeniden dönülür. Evet, biraz zor olabilir ama güçlü bir ilişkiniz varsa bu da hallolur” dedi. Bunu ondan da duyunca içimdeki rahatlama daha da arttı.

Çocukların bu dönem her şeyden ama her şeyden daha çok ebeveynlerine ihtiyacı var. Evet, sıkıldılar, evet arkadaşlarını özlediler, evet daha çok oyun ve hareket istiyorlar. Ama unutmayın, en büyük ihtiyaç, güvenle bağlanabildiği, sırtını yaslayabildiği bir ebeveyn. Biz koşulsuz bir şekilde çocuklarımızın yanında durunca, onlar da kendilerini desteklemeyi öğreniyor. İşte o zaman ne pandemi ne başka bir şey yıkamıyor.

“Kadın öğretmenler uzaktan eğitim sürecinde daha disiplinli”

Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce (SODİGEM) “Uzaktan Eğitim Döneminde Öğretmenlerin Değişen Dijital Alışkanlıkları” başlıklı bir anket çalışması gerçekleştirilmiş. İlkokul, ortaokul ve liselerden farklı branşlardaki 2 binin üzerinde öğretmenle yapılan çalışmaya göre, öğretmenler uzaktan eğitimin hiçbir şekilde sınıf içi eğitimin yerini tutamayacağını düşünüyor. Ancak yüzde 80’i de uzaktan eğitimi devam ettireceğini söylemiş çünkü uzaktan eğitimin örgün öğretim devam ederken destekleyici bir araç olduğunu düşünüyorlar.

SODİGEM Genel Müdürü Prof. Dr. Levent Eraslan, kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre uzaktan eğitimi daha etkili kullandığını söylüyor ve kadın öğretmenlerin bu süreçte daha disiplinli, daha gelişmeye açık, teknik ve yeni beceriler elde etmeye dönük motivasyona sahip olduğunu belirtmiş.  Burada niyetim cinsiyetçi bir söylem yaratmak değil ancak şunu biliyoruz ki kadınlar psikolojik dayanıklılık ve bilişsel esneklik konusunda erkeklerden daha yetenekli. Bu gerçeğin uzaktan eğitim sürecine de yansıdığını gördüm ben bu çalışmada. Ve dönüp dolaşıp yine şuraya geldim: Siyaset gibi yoğun strese maruz kalınan ve psikolojik dayanıklılık gerektiren bir alanda kadınlar daha çok olsa, hayat ne güzel olur!

ZEYNEP İŞMAN

https://instagram.com/birliktebuyuyoruz

Bunu da sevebilirsiniz

Yorum Bırakın